Güncelleme Tarihi:
Türkiye’deki tüketicilerin, HİPP ürünleri ile tanışmasının üzerinden on yıl geçti. Fakat HİPP, beş yüz yıla dayanan bir geçmişe sahip. Almanya’nın Münih kentinde 1500’lü yıllardan beri var olan bir aile. 1800’lü yıllarda sekiz çocuğundan yedisini yetersiz beslenme sonucunda kaybetmesinin ardından aynı kaderi diğer çocuklarının yaşamaması için harekete geçer. Kendi yetiştirdikleri tahıllardan çocuklarına mamalar yapıp bunları yedirir. Fakat bu ürünleri, tarımda o dönem kullanılmaya başlanan kimyasallardan uzak tutarak organik bir şekilde üretirler. Kendi çocuklarının ardından komşularının çocuklarına, daha sonra başka ailelerin çocuklarına da satmaya başlarlar. Bu şekilde HİPP organik ürünlerin temeli atılmış olur. Bugün ise dünyanın en büyük organik ham madde tedarikçisi ve işleyicisi olan HİPP aynı zamanda dünyanın en önemli bebek maması üreticisi…
Organik ürün üretmenin niyetten başlayan bir süreç olduğunun altını çizen Mustafa Karık, “Bir tarlada organik bir ürün yetiştirmek istiyorum dediğiniz zaman, o arazide daha önce konvansiyonel tarım yapılmışsa ürünün çeşidine ve arazinin yerine göre, iki yıl ile beş yıl arasında o arazinin dinlendirilmesi ve arınması gerekiyor. Hassasiyette burada başlıyor. Bu süreç tohumundan, kullandığınız suya kadar devam ediyor. Kısaca tarladan, rafa girene kadar yüzlerce testten geçiyor” ifadelerini kullandı.
HİPP Türkiye Ülke Müdürü Karık, organik ürün konusunda tüketicinin de sorumluluk taşıması gerektiğini vurguladı. Tüketicilerin, organik ürün satan yerlere sertifika sorabileceğini, bu sertifikanın olmaması halinde şikâyet etmeleri çağrısında bulundu. Karık, “Organik sertifikasını almanın kolay olmadığını T.C Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağımsız kuruluşlar tarafından toprağından, üretimine ve satış noktasına kadar her yer kontrol ediliyor. Mamul ürün olduktan sonra da tekrar raflardan ürün alıp teste tabii tutuluyor” dedi.
HİPP Türkiye Ülke Müdürü Karık, anne sütü varsa onun kullanılması gerektiğini ancak anne sütünün olmaması veya yetersiz gelmesi halinde bir sağlık profesyonelinin tavsiyesi ile biberon formüllerine yönelmek gerektiğini anlattı.
Çocukların, bağışıklık sistemi oturana kadar kendisine uygun besinlere ihtiyaç duyduğunu anlatan Mustafa Karık, “Çocuk bir yaşına kadar biberon formüllerini kullanıyor. Sonrasında birden bire yetişkinmiş gibi tencere yemeği yedirilmeye başlanıyor. Ama bebek hâlâ aynı bebek. Bir yaşını doldurduktan sonra hatta iki-üç-dört yaşına kadar bu küçük çocuğun özel besinlere ihtiyacının sürdüğünü buna ilaveten tuzlu, yağlı, karbonhidratlı yemekleri de vermemiz gerektiğini” ifade etti.
Karık, ülkedeki piyasa büyüklüğü açısından biberon formüllerin daha çok tüketildiğini ancak ürün çeşitlerine göre tüketimin düştüğünü söyledi. Bu noktada tüketicilerin bilinçlenmesi ve firmaların harekete geçmesi gerektiğini, devletin de destek vermesi zorunluluğunun altını çizen Karık, “Almanya’da Türkiye’nin yarısı kadar çocuk doğuyor ama Türkiye’deki pazar iki yüz milyon Euro’nun altında iken Almanya’daki pazar bir milyar Euro’dur. İtalya’da 650 milyon Euro. Polonya’daki çocuk sayısı Türkiye’nin üçte biri ama pazarı Türkiye’nin iki katı. Polonyalıların satın alma gücü bizden fazla değil” diye konuştu.
Mustafa Karık, bebeğin dünyaya gelmesi ile birlikte annelerin içgüdüsel olarak daha ön planda olduğunu kaydetti. Karık, “Bebek doğduktan sonra onu emziren, mamaya geçiren, etrafı ile fikir alışverişinde bulunan annelerdir. Doğuya kıyasla batıda anne ile ortak babanın da bebek bakımında anneye destek olduğunu görüyoruz. Doğuya gittikçe gelenek ve görenek biraz daha ağır basıyor. Bazı yerlerde babalar çocuklarını diğer insanların yanında sevmeye bile çekiniyor. Bunun kırılması ve batılı ülkeler gibi olması gerekiyor” dedi. Bununla ilgili sorumluluk alarak 2019’da babalara yönelik büyük bir projeyi hayata geçireceğiz.
HİPP Türkiye Ülke Müdürü Karık, şirket olarak Bebivita’yı da 2017 yılında ülkeye getirdiklerini söyledi. Bu ürünleri, bebek mağazaları ve yaygın marketlerin raflarında yer aldığını anlatan Karık, “Ülkede çeşitli kesimler var ve bunların kaliteli, temiz aynı zamanda da fiyat olarak uygun ürünlere de ihtiyacı var. Bebivita markası HİPP titizliğinde üretilen, aynı kontrollerden geçirilen son derece güvenilir bir ürün. HİPP’ten tek farkı ham maddelerin konvansiyonel olmasıdır. Konvansiyonel ürünler arasında bulunabilecek en iyi ürünleri seçerek üretim yapıyoruz. Bebivita’yı HİPP rahatlığında tüketebilirler” diye konuştu.
Dünyadaki tarımın organik oranının yüzde iki olduğunu, bu yüzden organik ham madde kullanılan ürünlerin diğer ürünlere göre daha pahalı olmasının normal olduğunu belirten Karık, “Böyle bir durumda, HİPP için organik madde kullandığımız için ürünlerimiz biz istesek de istemesek de yüksek fiyata mahkûm oluyor. Üretebileceğimiz en iyi ürünü üretiyoruz. Fakat fiyat farkı oluyor. Hipp ürünlerimiz, diğer markalar ile karşılaştırıldığında ulaşılamaz bir ürün değil. Rakiplerinden kopukta değil. Fakat daha uygun fiyatlı ürünlere ihtiyaç var” dedi.
Karık, Bebivita ve HİPP ile 1-3 yaş arasındakileri hedef aldıklarını belirtirken Bebivita’nın ürün yelpazesinin aslında daha geniş olduğunu ancak bunları henüz ülkeye getirmediklerini belirtti. Karık, “Ürünleri ithal ettiğimiz için ek masrafları var. Bu ürünler ‘iki palet yolla’ diyeceğiniz ürünler de değil. Türkiye’deki kavanoz piyasası küçük ve bizimle birlikte dört firma mevcut. Bu dört firmanın bir sürü ürünü var. Her bir kavanoza çok küçük bir pay düşüyor. Nakliyesi, üretimi ve bir takım ithalat masrafları olmasının farklı ürün çeşitlerin ticaretini yapmak güç hale geliyor ” dedi.
Türkiye’ye ürün getirirken araştırma yaptıklarını, ihtiyaçları ve ülkenin alışkanlıklarını göz önünde bulundurduklarını belirten Karık, “Sütlaç başarılı bir ürün olmasına karşın bazı ülkeler de hiç satılmıyor. Böylesine bir alışkanlık yok. Ülkenin koşulları ve alışkanlıkları göz önüne alınarak inceleme de yapıyoruz. Bu bizim ana işimiz” dedi.
Buna rağmen bazı ürünleri bilerek getirip rafta tuttuklarına değinen Karık, burada amaçlarının pazarı büyütmek ve tüketicilere farklı ürünler sunmak olduğunun altını çizdi. Karık, “HİPP olarak çocuğunuzun gözüne, mantığına, damağına ve bütününe hitap ediyoruz. Biz bebekle bebek, çocukla çocuk olarak onların ihtiyaçlarını anlamaya çalışıyoruz” diye konuştu.
HİPP Türkiye olarak, pazara giriş yıllarından bu yana Türk tüketicisine bebek ve küçük çocuk ek gıdalarının neden özel olduğunu ve organik ürünleri tüketmenin gelecek nesiller için faydalarını anlatmaya çalışıyoruz.
“HİPP OLARAK AB VE TÜRKİYE TARAFINDAN BELİRLENEN STANDARTLARIN DA ÜSTÜNDE DENETİM STANDARTLARINA SAHİBİZ. ÜRÜNLERİN ÜZERİNDE ZORUNLU OLAN T.C TARIM VE ORMAN BAKANLIĞI VE BAĞIMSIZ KURULUŞLARIN LOGOSU DIŞINDA BİZZAT GARANTİ ETTİKLERİNİ BELİRTEN BİR BİO LOGOSU KULLANIYORUZ”
Mustafa Karık, HİPP olarak amaçlarının “Ürünün en iyi zamanda, en besleyici döneminde, en doğru renkte ve kokusunda neredeyse dalından toplanmış kadar taze bir şekilde tüketime hazır hale getirerek ebeveynlerin çocuklarına güvenle yedirebileceği sağlıklı gıdalar sunmak” olduğunu söyledi. Karık, HİPP ürünlerinde katkı maddesi olmadığını, ürünlerin en iyi zamanında tüketilmesi adına son kullanma tarihlerinin, yasaların gerektirdiğinden daha kısa tuttuklarını anlattı.
Mustafa Karık, bebeklerin beslenmesi kadar ciltlerinin de önemli olduğunu düşünerek kozmetik ürünlerini ülkeye getirmeye başladıklarını pazarda da bununla ilgili de bir talep olduğunu belirtti. Karık, “Bizim ürünlerimizin içerisinde PEG ve paraben gibi petrol türevi kimyasallar yok. Aynı şekilde yağ kaynağı olarak kullandığımız ham madde organik. HİPP’in tarihi açısından kozmetiğin yeni olduğunu, yine de ciddi bir pazar payına sahip olduğunu kaydeden Karık, “Türkiye pazarındaki varlığımız iki-üç yıl kadar oldu. Almanya’da çok emin adımlarla sıfırdan başlayarak pazar ikinciliğine yükseldik. İkinciliğe kısa sürede yükselmesinin sebeblerinden en önemlisi ıslak mendillerinin hızlı bir şekilde denenerek memnuniyet oranlarının yüksek olmasıdır. Memnuniyetin devamı ile diğer ürünlerde de satışlar yükselmiştir. 2019 sonunda Almanya’da pazar lideri olacağız”. Mustafa Karık, önümüzdeki dönemlerde bebekler ve küçük çocuklar için çok farklı kozmetik ürünlerimiz de olacak” dedi.
HİPP Türkiye Ülke Müdürü Mustafa Karık, 2017 yılında Bebivita’yı temel ihtiyaçları göz önünde bulundurup ülkeye getirdiklerini, bunların daha rahat ulaşılabilir aynı zamanda kaliteli ve güvenilir olarak piyasaya yayılmasını istediklerini belirtti. Karık, “Bebivita dışındakiler için ise geçmiş yıllarda çok sayıda ufak-tefek yenilikler yapıyorduk. 2019 yılında olay yaratacak yeniliklerimiz olacak” dedi.
EURO BAZINDA YAŞANAN FİYAT DEĞİŞİMLERİNDEN KENDİLERİNİN DE ETKİLENDİĞİNİ VE BİR DÖNEM EURO’DAKİ HIZLI ARTIŞA YETİŞEMEDİKLERİNİ VE DAHA YENİ YENİ DENGELEDİKLERİNİ BELİRTTİ.