Güncelleme Tarihi:
Ülkemizde bundan 5-10 yıl önce, 5 yaş altı çocuk ölümlerinde ilk sırada akciğer hastalıkları varken günümüzde Pnömokok ve Hemofilus aşılarının kullanma girmesiyle birinciliğe ishal, kusma ve buna bağlı sıvı kayıpları yerleşmiştir.
İshalin öldürücü olabilmesinin nedeni vücuttan çok fazla tuz ve su kaybettirmesidir. Örneğin kolera hastalığı dünya çapında ciddi salgınlar yapmış ve birçok can kaybına sebebiyet vermiştir. Bu nedenle ishalde esas dikkat edilmesi gereken ve aciliyet gerektiren konu ishalin nedenini saptamaktan önce vücutta su ve tuz kaybı oluşup oluşmadığını hızlıca değerlendirmektir. Ağız kuruluğu önemli bir bulgudur. Dil dudaklardan daha önemlidir. Vücut ishalle veya varsa kusma ile olan sıvı kayıplarını tolere etmek için diğer sıvı kayıplarını azaltmaya çalışır. Yani tükürük azalır. Sıvı kaybı sürerse yavaş yavaş idrar miktarı da azalmaya başlar. Süt çocuklarında bıngıldak içe çöker, gözler çukura kayar. Çocuk belirgin halsiz ve huzursuzdur. Bu bulgular acil sıvı tedavisi başlanması gerektiğini gösteren bulgulardır.
İshalde değerlendirilmesi gereken ikinci konu ateştir. Koltukaltı 38,5-39 derece ve üzeri ateş doktora başvurmayı gerektirir. Ateşin yanı sıra mukus ve kan içeren kakalar “dizanteri” dediğimiz bakteri kökenli ishalleri düşündürür. Bu durumda da doktora başvurmak ve uygun tetkiklerle ishalin sebebini araştırmak uygun olur. Tablo ilk başlangıçta çok ağır değilse bile 2 saatten sık aralıklarla kaka yapmak, ağızdan besin almayı reddetmek, her aldığını kusmak hastanede değerlendirmeyi ve gerekirse damardan sıvı tedavisi yapılmasını gerektirebilecek risklerdir.
Biz çocuk doktorları; çocuğun genel durumu bozuk değilse, sıvı kaybı bulguları gelişmemişse, ağızdan beslenebiliyorsa kakada mukus görülse dahi antibiyotik kullanımından kaçınmaya çalışırız. Çünkü özellikle “Salmonella” grubu bakterilerin varlığında antibiyotik kullanmak bakterinin safra kesesinde aylarca taşıyıcı olarak kalmasına neden olabilir. İshalde antibiyotik kullanımı doktorunuzun vermesi gereken bir karardır.
İshal kesiciler bağırsak hareketlerini azaltıp kakanın bağırsak içinde göllenmesine neden olurlar. Bu nedenle çocuk ishallerinde ishal kesicilerin hemen hiç yeri yoktur. İshalin en önemli tedavisi kaka ve varsa kusma ile kaybedilen su ve tuzun yerine konmasıdır. Bebek anne sütü alıyorsa emzirmeye devam edilmelidir. Elma, havuç, şeftali, muz, yoğurt, ayran, makarna, pilav gibi kakayı katılaştıracak besinler seçilmelidir. Kusma eşlik ediyorsa sıvı gıdaları az miktarlarda, sık aralıklarla vermek daha uygun olur.
Bağırsaklarımızda bulunan bize faydalı mikroorganizmalar ishal süresinin kısaltılmasında bize yardımcı olabilirler. Probiyotik olarak adlandırılan bu dost mikroorganizmaları içeren saşe, çiğneme tableti ya da kapsül formundaki preparatlar ishal sırasında sıvı besin desteklemesine ek olarak verilebilir.
İshalin en sık nedenleri rotavirüs, adenovirüs gibi virüslerdir. İshal etkenlerinin önemli bir kısmı ince bağırsağın iç yüzeyinde bulunan ve sindirim enzimlerini de taşıyan epitelyum tabakasını da bozduğundan ishal sonrası bu doku kendini onarıncaya dek bulgular sürebilir. Bağırsak epitelinin kendini onarma süresi yaklaşık 2 haftadır.
Bağırsak epitelindeki hasardan en çabuk ve en çok etkilenen enzim, süt şekerini(laktozu) sindiren “laktaz” enzimidir. İshal sırasında ve hemen sonrasında şekerli gıda alımının; laktoz sindirimini yapan bu enzimin eksikliği nedeniyle ishali arttırabileceği unutulmamalıdır. Tam sindirilememiş karbonhidrat(şeker) içeren kaka ciltle temas ettiğinde ciddi pişikler oluşturur. Bu nedenle bez kullanan bebeklerde kakanın ciltle temasını kesmek için kalın tabaka halinde bariyer kremleri sürmek; kaka sonrası popoyu ılık su altında yıkayıp iyi kurulamak ve biraz havalandırmak yardımcı olur.
Hastalık bulaşmasını azaltmak için pek çok hastalıkta olduğu gibi ishalde de en önemli önlemlerden biri el temizliğidir. Çocuklarımızı tuvalet sonrası ve beslenme öncesi ellerini yıkamaya mutlaka alıştırmalıyız. Yine el yıkamaya yakın önemi olan ikinci bir önlem de yediklerimizin ve içtiklerimizin temizliğidir. Açıkta satılan gıdalardan uzak durmak gerektiği konusunda çocuklarımızı bilinçlendirmeliyiz.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülay Kara