Güncelleme Tarihi:
Geçirilmiş vajinal enfeksiyonlar ya da cerrahilere bağlı olarak rahim içinde yapışıklıklar meydana geliyor. Bu durum adette (regl kanamalarında) azalma ya da hiç adet görememe olarak kendini gösteriyor.
Sorunu önemli kılan nokta; doğal yolla hamileliğe engel olması. Zira yapışıklık durumunda, bebek rahme tutunamıyor. Bununla birlikte kadına ya da erkeğe bağlı üreme problemi yaşayan çiftlerin de önünde önemli bir engel teşkil ediyor. Uygulanan aşılama ya da tüp bebek gibi tedavilerin öncesinde rahim içinin yapışık olması durumunda da, transfer yapıldığında embriyonun tutunması ve hamileliğin gerçekleşmesi engelleniyor.
Kadınların yaklaşık 25-30’unu yani her 4 kadından birini etkilediği düşünülen rahim içi yapışıklıklar özellikle üreme çağında ve bebek sahibi olmak isteyen çiftler için ayrı bir önem taşıyor. Zira rahim içi yapışıklar infertilite ve tekrarlayan düşük sorununu yaşayan kadınlarda ana etkenlerden birini oluşturuyor. Problemin erken yaşlarda ortaya çıkması durumunda ise alta yatan farklı sorunlar varsa hamile kalamama riski katlanarak artıyor. Dr. Filip Taşhan, üstelik ilerleyen yıllarda da aynı sorunla karşılaşma riskinin sağlıklı kadınlara göre daha fazla olabildiğini hatırlatıyor. Bu nedenle, geçirilen ciddi genital enfeksiyonlar ya da cerrahi işlemlerden sonra adet kanamalarında azalma ya da adet görememe durumunda zaman kaybetmeden hekime başvurmak gerekiyor.
Yapışıklığa neden olan sorunların başında ise küretajlar yer alsa da miyomektomi veya sezaryen gibi rahim içine yapılacak her türlü girişim sonrasında oluşabiliyor. Bununla birlikte yoğun genital enfeksiyonların da rahim içi yapışıklıklarına neden olduğu biliniyor. Bu sorunun ağrı gibi daha belirgin bir işareti olmadığını söyleyen Dr. Filip Taşhan, en önemli belirtinin adet görememe ya da süre ve miktarın azalması olduğunu anlatıyor. Hamile kalamama aslında problemin sonucu olduğu gibi sorunun varlığına da işaret ediyor. Yapışıklık farklı yaş gruplarını etkileyebildiği için daha ileri yaştakiler menopoza girdikleri düşünürken, daha genç yaştaki kadınlar ise erken menopoza girdiklerini zannederek paniğe kapılabiliyor.
Adet görememe ya da adetten kesilme şikayetiyle gelen kadınlarda tanı, ultrason yardımıyla konuyor. Rahim içi yapışıklıkların hem tanı hem de tedavisinde günümüzde kullanılan en değerli yöntemin histeroskopi olduğunun altını çizen Dr. Filip Taşhan, “Kapalı kamera sistemi ile rahim içinin gözlenmesi esasına dayanan bu yöntemle önce sorunun varlığı kesin olarak tespit ediliyor. Yine aynı seansta da yapışıklık açılabiliyor. Bu işlem standart jinekolojik muayenede olduğu gibi vajina ve rahim ağzından girerek histeroskop adı verilen özel bir optik cihaz yardımıyla yapılıyor. Rahim içinden alınan görüntü optik-kamera sistemi aracılığıyla ekrandan izlenerek ameliyat gerçekleştiriliyor” diye konuşuyor.
Histeroskopiden başarılı sonucu elde edebilmek için işlemin uzman kişilerce yapılması çok büyük önem taşıyor. Uygun koşullarda hastada rahim içi tamamen normale dönebiliyor ve eğer üremeye engel başka bir problem yoksa kadınların doğal şekilde hamile kalması sağlanabiliyor.
Rahim içi yapışıklıkların tedavi sonrasında da tekrarlama riski bulunuyor. hemen hamile kalmak istemeyen kadınlarda, yapışma riskini engellemek için rahim içerisine geçici bir süre için spiral ya da özel olarak yapılmış balonlar konulabiliyor, yapışıklık önleyici sıvı materyaller kullanılabiliyor. Aynı zamanda endometriumun gelişmesini sağlayabilmek için işlemden sonra düzenli olarak östrojen hormonu, adet düzenleyici ilaçlar kullanılabiliyor.