Güncelleme Tarihi:
Hayatımızın en kritik ilk 1000 günü aslında hayatımıza yeni bir misafirin geldiğini fark etmeden önce başlıyor. Hamileliğin ilk 8 haftası kadınlar genelde bu küçük misafirin varlığından habersiz oluyorlar, oysa bu dönem çok önemli bir gelişim evresi. Annelerin, anne adaylarının bu döneme vitamin ve mineral depoları dolu olarak girmesi, hamilelikten önceki dönemde sağlıklı beslenmiş olmaları çocuklarının tüm hayatını etkiliyor.
Bu dönemde folik asit, iyot, demir sağlıklı bir gebelik süreci için önemli. Tabii ki annenin kan şekeri gibi değerlerinin ve hamileliğe başladığı kilonun önemi de yadsınamaz. İşte bu nedenlerden dolayı kadınların kendisine çok iyi bakması gerekiyor. Her anne çocuğu için en iyisini ister. Bebeklerin beslenmesinde de en iyi besinin anne sütü olduğunu hepimiz biliyoruz. Anne adaylarıyla yapılan araştırmalarda araştırmaya katılanların %80’inin hamileliğin son 3 ayında anne sütünde kararlı olduğunu gösteriyor.
Anne sütü gerçek bir mucize, çünkü bebeğin ihtiyaçlarına göre gün gün hatta gün içerisinde bile farklı bir içeriğe bürünerek fiziksel ve zihinsel gelişim için en iyi kaynağı sağlıyor. İspanya’da yeni yapılan bir araştırma anne sütünün içerisinde sanılandan çok daha fazla, (700’den fazla) faydalı bakteri olduğunu ortaya çıkardı. Dünya Sağlık Örgütü ilk 6 ay sadece anne sütü verilmesini ve emzirmenin 2 yaşına kadar sürdürülmesini teşvik ediyor.
Bebek maması ile tanışmanın yoğun olduğu, bu kararın alındığı kritik zamanlar vardır. İlk gece, 3. ve 6. ay muayeneleri en fazla geçişin gözlendiği zamanlardır. Özellikle bu zamanlarda annelerin bazı bilgilere sahip olması, pediatristleri ile doğru iletişim kurarak doğru kararlar vermeleri bebeklerinin sağlığı ve gelişimi açısından çok önemli.
Anne sütü tartışmasız ilk seçenek olmalı ama gerçekten anne sütü alınmasına mani bir durum varsa buna alternatif besinin seçiminde nelere dikkat etmek gerekir? Buna karar verirken annelerin sorması gereken bazı sorular var.
Kullanılacak mama seçilirken özellikle protein ve karbonhidrat içeriğine dikkat edilmelidir.
Anne sütü “whey” proteini zengin, laktoz içeren çok tatlı olmayan bir süttür. O nedenle anne sütüne en yakın bir mamanın seçimi ile bebeğin ihtiyaç halinde tekrar anne sütüne dönülebilmesi sağlanabilir.
Proteinin ne kadar değerli bir besin öğesi olduğunu biliyoruz ama bebeklerde yüksek protein alımı, obezite riskini arttırırken, daha tam olarak olgunlaşmamış minicik böbreklere de oldukça fazla bir yük getiriyor. Peki, uygun protein miktarı ne olmalı?
Anne sütünde litrede 12 g protein bulunuyor, dolayısıyla seçilecek devam sütlerinde de bu düzeye yakın miktarda ve yüksek kalitede protein içeriği olması önemli.
İkinci önemli nokta karbonhidrat içeriği. Anne sütünde bulunan temel karbonhidrat laktozdur. Bu nedenle de anne sütünde belirgin bir tat bulunmaz. Bu sebeple, anne sütüyle beraber alınan bebek sütünün nişasta içermesi durumunda, bebeğin anne sütünü daha tatsız bulma ve bir süre sonra anne sütünü bırakma ihtimali ne yazık ki artmaktadır.
Mamaların etiketlerinde son derece detaylı bir beslenme tablosu vardır. Burada hem karbonhidrat, hem de şeker içeriği yazar. Önemli bir ipucu; şeker olarak laktoz içeren ve karbonhidrat miktarı ile şeker miktarı aynı olan devam sütlerini tercih edin. Eğer bu iki değer aynıysa içerisinde ayrıca nişasta veya farklı karbonhidratlar yoktur demektir.