Güncelleme Tarihi:
Dünyaya gelen her bebeğin hayatının ilk saatinde anne sütü ile beslenmeye başlanmasının en temel hakkı olduğunu söyleyen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Emel Örün, Dünya Süt Günü nedeniyle önerilerde bulundu.
Anne sütü daha bebek doğmadan gebelik sürecinde annenin meme dokusunun emzirmeye hazırlanması ile yapılmaya başlar. Anne memesindeki değişiklikler özellikle gebeliğin ikinci yarısından sonra gözlenir. Bu gelişim ve değişim erken doğan bebekler için de yakalanacak bir şans demek.
Bebeğin doğması ile anne memelerinden salgılanan ilk süt bebeği anne rahmindeki yaşamından dış dünyaya uyumunda onu başta çeşitli mikroorganizmalar olmak üzere birçok hastalıktan koruyacak mucizevi bileşime sahip kolostrumdur. “Yükte hafif pahada ağır” olan kolostrumun bir damlası bile kıymetlidir. Bebeğin ilk aşısı olarak kabul edilebilir. Proteinden zengin olan kolostrum özellikle içeriğindeki antikor, bağışıklık faktörü, enfeksiyonlarda mücadele etme yeteneğine sahip hücrelerle yenidoğanın yaşama tutunmasını sağlar. Laksatif özelliği ile bağırsaklardan mekonyum dediğimiz koyu renkli yapışkan dışkının atılmasını kolaylaştırıcı etki gösterir.
Anne sütü doğal, fizyolojik, fonksiyonel ve dinamik özelliği ile eşsizdir. Hiçbir endüstriyel mamanın bu özellikleri taşıması mümkün değildir. Anne sütü doğaldır ve her bebeğin ihtiyacına göre özel olarak yapılır. Annenin beslenmesi ve depoları bu durumda önem kazanır. Anne sütü fizyolojiktir yani bebeğin anne memesini emmesi ile yapımı artar, prolaktin ve oksitosin hormonu (aşk hormonu) bu yapımda başı çeken en önemli iki hormondur. Fonksiyoneldir yani içerisinde protein, karbonhidrat, yağ, vitamin gibi besleyici kısımlar yanı sıra birçok hücre, antikorlar, enzim, hormon, probiyotik ve prebiyotik içerir. Dinamiktir yani belli zamanlarda değişkenlik gösterir. Bebek ilk emmeye başladığında açlığını giderecek laktozdan zenginken, emzirmenin sonuna doğru doygunluk hissetmesini sağlayacak yağca zengin bir bileşime kavuşur.
Anne sütü ile beslenme sadece bebeğin fiziksel değil zihinsel ve duygusal gelişimi için de katkı sağlar. Emzirme ile sağlıklı anne bebek bağlanması sağlanırken, bebeğin güven duygusu gelişir. İhtiyaçları annesi tarafından zamanında karşılanan bebekler daha huzurlu ve mutlu olur. Çoğu anneler memelerinde hazır bulunan, ideal ısıda ve ekonomik erişimde olan, bebekleri için özel yapılan bu mucizeyle bebeklerini buluşturmak ister ve gebeliği boyunca bunun hayalini kurar. Bazen istenmeyen olumsuzluklar mesela, bebeğin erken doğumuyla yoğun bakıma alınması gibi veya annenin aşırı kaygılı olmasına bağlı emzirememe bu hayalleri ertelemeyi gerektirebilir. Fakat çoğunlukla bu olumsuzlukların üstesinden gelinebilir.
Emzirme konusunda eş ve aile desteği, sağlık profesyonellerinin desteği ve toplum desteği ile bu doğal süreç arzu edilen şekliyle yaşanır. İdeal olarak her bebeğin doğumdan sonra ilk yarım-bir saat içinde emzirilmesi, ilk altı ay sadece anne sütü ile beslenmenin sağlanması ve iki yaş ve sonrasına kadar emzirmenin sürdürülmesidir.