Güncelleme Tarihi:
PEK YAKINDA
Yönetmenliğini ve senaristliğini Cem Yılmaz’ın yaptığı ve başrolünde olduğu filmde kendisine Tülin Özen, Zafer Algöz, Özkan Uğur, Ozan Güven, Çağlar Çorumlu, Cengiz Bozkurt, Zerrin Tekindor, Hare Sürel, Ayşen Gruda, Ülkü Duru, Emin Gürsoy, Metin Coşkun, Tuğrul Tülek ve çocuk oyuncu Ata Berk Mutlu’nun yeraldığı zengin bir oyuncu kadrosu eşlik ediyor. Filmin kostüm tasarımcısı Gülümser Gürtunca, sanat yönetmeni Hakan Yarkın ve görüntü yönetmeni ise Gökhan Atılmış.
Muzaffer Yıldırım ve Cem Yılmaz ortak yapımcılığında hayata geçen ve Ekim ayında vizyona girecek “Pek Yakında” filminin konusu: “Eski bir figüran olan korsan DVD.ci Zafer karısının boşanmak istemesi üzerine kanunsuz işlere tövbe eder. Ailesini geri kazanmak için eski sinemacı tanıdıklarından oluşan bir ekiple 1970’lerden beri çekilememiş fantastik bir proje olan ‘Şahikalar-Kötülüğün Sonu’ isimli filmi çekmeye soyunurlar. Kabiliyeti sınırlı bir ekiple yola çıkan Zafer’i komik, eğlenceli ve duygusal bir macera beklemektedir...”
FİLMİN FRAGMANINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN!
WİNX CLUB OKYANUSUN GİZEMİ
Winx Club kalbinizi hızla çarptıracak korkunç bir “gizem” ile mücadele ediyor! Winx Club’ın baş düşmanları olan Trix cadıları, takım oldukları kötü su perisi Politea sayesinde Winx perilerini çok kısa sürede yeniyorlar. Sonsuz Okyanusun Derinliklerinde gizlenen bir İnci! Küçük olduğu kadar güçlü, Derinlikler İncisi, sahip olana muazzam güçler verecek!
Karanlık Büyü Takımı Tamamlandı: Trix, Politea ve Tritannus grup için hiç de fena değil... neredeyse yenilmezler! Ama bunların hiçbiri, gerçek Winx gücü ile kıyaslanamaz, Sevginin gücü: Bloom Sihirli İnciyi düşmanlarından önce bulmak ve Trix’in okyanusta hapsettiği prens Sky’ı kurtarmak için, şimdi daha azimlidir.
Winx’in kaybececek zamanı yok: çok geç olmadan düşmanlarını nasıl durdurabilecekler?
Cevabı basit değil: Politea ve hain müttefikleri, bir hileyle iktidarı ele geçirmek için hazırlanıyor, hakimiyeti ve kuvveti tekrar ele geçirmek için, okyanusları kirletiyorlar.
FİLMİN FRAGMANINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN!
PİNOKYO
Yaşlı Geppetto usta bir parça tahtayla, yalnızlığına ortak olabilecek bir arkadaş yaratmayı başarır ve ona Pinokyo adını verir. Pinokyo sadece konuşmakla kalmaz, aynı zamanda yaşam bularak neredeyse insan özelliklerini taşımaya başlar ve bundan sonraki hayatı çeşitli maceralara ev sahipliği yapar. Bir gün düşlerini kurmaya başladığı şey ise gerçek bir deriye sahip olmak, kanlı canlı bir insana dönüşmektir. Bu hayal Pinokyo'nun peşini bırakmayacaktır.
DRACULA: BAŞLANGIÇ
Dracula, gerçek bir efsane olan Vlad the Impaler'ın hikayesini odaklanarak Drakula'nın ve vampir mitolojisinin köklerine iniyor. Dracula'nın anlatılmamış hikayesine odaklanılan bu epik-aksiyon filminin yönetmenliğini ilk yönetmenlik tecrübesine imza atan Gary Shore gerçekleştirirken, başrollerde Luke Evans (Hızlı ve Öfkeli 6, Ölümsüzler: Tanrıların Savaşı), Dominic Cooper ve Sarah Gadon bulunuyor.
FİLMİN FRAGMANINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN!
KUTU CÜCELERİ
“Kutu Cüceleri: Yaratıklar Aramızda” (The Boxtrolls) filmi, zenginliğe ve kokuşmuş güzel peynirlere takıntılı, Viktoryen dönemin lüks bir kasabası olan Peynirkent’te geçen komik bir hikayeyi anlatıyor. Peynirkent’in sevimli Arnavut kaldırımlı sokaklarının altında geceleri kanalizasyondan çıkarak kasaba halkının en değer verdiği şeyleri yani çocuklarını ve peynirlerini çalan canavarlar, Kutu Cüceleri yaşar. En azından kasaba sakinlerinin inandığı efsane budur. Gerçekte ise Kutu Cüceleri, sırtlarında geri dönüştürülmüş karton kutuları kaplumbağaların kabuklarını taşıdıkları gibi taşıyan, büyük mağaralarda yaşayan garip ve sevimli tiplerden oluşan bir yeraltı toplumudur. Kutu Cüceleri, yetim bir çocuk olan EGGS’i çocukluğundan itibaren kendi çöp karıştırıcıları ve mekanik çöp toplayıcıları olarak yetiştirmişlerdir. Kutu Cüceleri, Cheesebridge toplumuna girmek için kendilerini yok etmeye kararlı ARCHIBALD SNATCHER isimli hain bir böcek öldürücünün hedefi olduklarında, iyi kalpli afacanlar, evlatlıklarına ve maceracı zengin kız WINNIE’ye başvurmak zorunda kalırlar.
FİLMİN FRAGMANINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN!
AŞK TARİFİ
“The Hundred-Foot Journey”de Hassan Kadam (Manish Dayal) gastronomik anlamda mükemmel bir damak tadına sahip bir saf kızı canlandırıyor. Hindistan’dan uzaklaştırılmış olan ve liderleri Papa (Om Puri) olan Kadam ailesi, Fransa’nın güneyindeki Saint-Antonin-Noble-Val isimli köye yerleşir. Bu büyüleyici köy hem güzel hem de zariftir. Yerleşmek ve Maison Mumbai isimli Hint restoranını açmak için ideal bir yer olduğunu düşünürler. Ta ki Madam Mallory’nin (Akademi ödüllü Helen Mirren) işlettiği Michelin yıldızlı klasik Fransız restoranı Le Saule Pleureur’un sahibi bundan rahatsız olana kadar.
30 metre ileride açılan bu yeni restorana karşı protestosu ateşli bir savaşa dönüşür. Ta ki Hassan’ın Fransız mutfağı tutkusu ve Madam Mallory’nin cazibeli aşçı yardımcısı Marguerite (Charlotee Le Bon) onun gizemli yeteneğiyle iki kültür arasında sihir yapmak için bir araya gelene dek. Madam Mallory sonunda rakibinin yeteneğini Kabul eder ve Hassan’ı kanatları altına alır.