Güncelleme Tarihi:
Uzmanlar besin değeri yüksek kurban eti ve bayramların vazgeçilmezi tatlıların bir arada aşırı tüketilmesinin, hastalıklara davetiye çıkarabildiğini belirtiyor. Kurban Bayramı’nda özellikle kronik hastalığı olanların dikkat etmesi gereken beslenme kuralları olduğuna işaret eden İç Hastalıkları Uzmanı İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yusuf Yıldırım, aşırı ve dengesiz beslenme alışkanlıklarının kalp ve damar hastalıkları açısından ciddi risk teşkil ettiğini vurguladı.
Bypass hastalarına kırımızı et uyarısı
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yusuf Yıldırım, “By-pass hastaları ve damar pıhtılaşma sorunu olanlar (periferik arter hastaları), bayram sofraları için en riskli gruptadır. Obezite hastaları, diyabetik hastalar ve hipertansiyon hastaları da et tüketimine dikkat etmelidir. Bu kişiler için ideal et tüketimi haftada maksimum üç defa, birer porsiyon yani toplamda hafta boyunca 350-400 gramdan fazla olmayacak şekilde et tüketilmelidir” şeklinde konuştu.
Fazlası karaciğer için zararlı
Orta yaş ve üzerinde herhangi bir ek hastalığı bulunmayan kişilere de haftada 5 defadan fazla (600-650 gram) et tüketimini önermediğini ifade eden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yusuf Yıldırım, bunun nedenlerini ise şöyle sıraladı: Biliyoruz ki, hayvansal yağlar ve bileşenler damar sertliği riskini ve damar hastalıklarına yatkınlığı artırıyor, karaciğer yağlanmasına sebep olabiliyor, tansiyonun kontrolünü zorlaştırıyor ve damar içerisindeki kanın akışkanlığını yavaşlatarak daha fazla pıhtılaşmaya neden olabiliyor.
1 porsiyona 2 saat egzersiz!
Kurban bayramında et tüketiminin aralıklı olmasını tavsiyesinde bulunan Uzm. Dr. Yusuf Yıldırım, “Kurban Bayramı’nda bir gün et tüketiyorsak, en az 3 gün ara verip daha sonra et tüketebiliriz. Özellikle orta yaş üstü 2 gün arayla, kronik hastalığı olanlar ise 3 gün arayla et tüketmeli. Et tükettiğimiz zaman vücudumuza ciddi bir kalori alımı yapıyoruz. Bu kalorinin de fazlası yağ olarak depolanmasın diye yakımı oldukça önemli. Yağ oranına göre değişir ama 1 porsiyon et tükettiğimiz zaman 300-500 arasında kalori alabiliyoruz. Bu nedenle 2 saatlik bir egzersiz yapmak gerekiyor” diye konuştu.
Uygun saklama koşulları
Kurban Bayramı’nda kesilen hayvanın etinin hemen tüketilmemesi gerektiğini de sözlerine ekleyen Uzm. Dr. Yusuf Yıldırım, sindirimin daha kolay hale gelmesi için etin en az 24 saat buzdolabında dinlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Uygun saklama koşulları hakkında da bilgi aktaran Uzm. Dr. Yusuf Yıldırım, şu önerilerde bulundu:
Etler dolapta +4 derecede bir hafta, derin dondurucuda ise maksimum 4 veya 4.5 ay bekletilebilir. Eğer et bu süreden daha uzun bir süre saklanacaksa mutlaka vakumlanarak ve içerisinde mikroorganizma çoğalmasının önüne geçilmesi için tuz eklenerek saklanması gerekiyor. Yoksa etin içerisindeki su, mikrobik ortam için uygun bir zemin sağlar ve ette yoğun miktarda mikrop ürer. Eti derin dondurucudan çıkarıp çözerken önce buzdolabına alın. Etin dolapta çözülmesi ve daha sonra tüketilmesi gerekiyor. Eti buzluktan çıkarıp direkt mikrodalga fırında çözdürmek, hijyen açısından sağlıklı değildir.
En uygunu öğlen vakti yemek
Kurban Bayramı boyunca bazı kişilerin günde üç öğün kurban eti yediğini belirten Uzm. Dr. Yusuf Yıldırım, bunun sağlık açısından sebep olacağı tehlikeleri şöyle anlattı: Öncelikle sabah kahvaltıda et tüketimini tavsiye etmiyoruz. Et sindirimi zor bir besindir. Sabahları da sindirim sisteminin tam anlamıyla çalışmayacağını düşünürsek, kahvaltıda et yediğimizde gün boyu sindirim sorunları, gaz, bulantı gibi problemler bizi bekler. Sabah kahvaltılarında ve akşam yemeğinde et tüketilmemeli. Et tüketimi için en uygun vakit öğlen yemeğidir. Özellikle akşam yemeğine doğru et yemeyi düşünenler yatmadan en az 5 saat önce yemeli ki, sindirim tamamlanmış olsun.
Böbrek hastaları dikkat!
Özellikle kronik böbrek yetmezliği olanlar veya böbrek fonksiyonlarında yavaşlama olanların da çok fazla protein tüketmelerinin böbrekler için ciddi bir yük oluşturacağı uyarısında bulunan Uzm. Dr. Yusuf Yıldırım, bu kişilerin de kırmızı et tüketimine dikkat etmesi gerektiğini vurguladı.
Uzm. Dr. Yusuf Yıldırım, pişirme yöntemleri hakkında ise şu bilgilendirmede bulundu: Bizim toplumumuz ızgarayı, mangalı çok seviyor. Mangalda uzun süre kalmış, yanmış etler kanserojen bileşenler ortaya çıkarıyor. Ayrıca çok uzun zaman pişirilen etin besin değeri ve içeriğindeki vitaminler de oldukça azalıyor. Et, direkt ateşe maruz kalmadan ve yakmadan tüketilmeli. Sakatat tüketimine de aşırıya kaçmadan yer verilebilir. Kansızlık varsa karaciğerin tüketilmesi çok ciddi bir demir kaynağı sağlayacaktır. Omega-3 açısından beyin tüketimi çok önemlidir. Hayvansal proteinler açısından hayvanı bağırsak kısmının tüketilmesi gayet faydalıdır.
Eti C vitamini ile birlikte tüketin
Etin içerisindeki demiri daha rahat alabilmek için mutlaka C vitamini içeren gıdalarla birlikte tüketmek gerektiğini ifade eden Uzm. Dr. Yusuf Yıldırım, Etin yanında en sağlıklı besinler olarak sebze yemekleri, bol limonlu salata veya ev yapımı limonata tüketebiliriz. Kapya veya yeşilbiberin içerisinde de yoğun miktarda C vitamini bulunur. Sebzeler, asitli içerikleri ile etin parçalanmasını kolaylaştırabiliyor. Et tüketirken sindirimi kolaylaştırmak için bol sıvı tüketilmeli. Minimum 1 veya 1.5 litre su tüketilirse et proteinin hidrolizini yani su ile parçalanmasını kolaylaştırırız dedi.
Tatlının yanında dondurma yemeyin
Etle birlikte tatlı tüketimi konusunda da uyarılarda bulunan Uzm. Dr. Yusuf Yıldırım, şunları söyledi: Etle tatlı birlikte tüketildiğinde hiçbir kalp ve damar hastalığı veya kronik hastalığımız olmasa bile başlangıçta sindirim zorlaşır. Hipertansiyon, obezite, kalp ve damar hastalığı veya diyabet gibi kronik hastalıkları olan kişilerde ise etten sonra tatlı tüketimi sağlık sorunlarına davetiye çıkarmaya sebep olur. Eti çok ağır baharat ve soslarla, yoğun karbonhidrat içeren yiyecekler, gazlı veya şekerli içeceklerle birlikte tüketmemek gerekir. Bayramda tatlı tüketilecekse meyve tatlıları veya sütlü tatlılar tüketilebilir. Tatlının yanında dondurma ekleyip karbonhidrat yükü artırılmamalı.
Koronaya karşı eldivenli önlem
Kurban kesilen hayvanın Covid-19 açısından herhangi bir risk oluşturmayacağını sözlerine ekleyen İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yusuf Yıldırım, ancak etin kesilmesi sırasında ete işlem uygulayan kişilerin Covid-19 taşıyıcısı olabileceklerinin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. Uzm. Dr. Yıldırım, “Eti kesecek kişilerin solunum salgılarının ete bulaşabileceği ve bu yolla hasta olunabileceğini aklımızda tutmakta fayda var. Bu nedenle ete çıplak elle dokunmak yerine eldiven yardımıyla dokunmak ve daha sonrasında el hijyenine dikkat etmek önemlidir” dedi.