Güncelleme Tarihi:
Mevsim geçişlerinde yaşanan depresif duygular birçok insan için ortak. Depresif ve yorgun hissetmek sadece sonbahara özgü değil, güneş ışınları ile düzenli olarak karşılaşmaya başlama evresi olan ilkbaharda da gözleniyor. Diyetisyen ve Yaşam Koçu Gizem Şeber’in vereceği doğru beslenme taktikleri ve kendinizi daha iyi hissetmenize yardımcı olacak besinlerle bu keyifsiz süreci yaşamadan atlamanız mümkün.
Gün içerisinde nasıl hissettiğinizle ettiğiniz kahvaltı arasında büyük bir bağ var. Günün ilk öğünü aslında günün nasıl geçeceğini büyük oranda belirliyor. Bu nedenle içerisinde peynir, yumurta, süt gibi kaliteli protein kaynaklarının; tam tahıllı ekmek, müsli gibi kaliteli karbonhidratların ve vitamin kaynağı olan sebze ve/veya meyvelerin olduğu kahvaltılar tercih edilmeli ve uyandıktan en fazla 1 saat içerisinde tüketilmeli.
Kafein belli bir dozda alındığında kişinin enerjik ve zinde hissetmesine yardımcı olurken, çok aşırı dozlarının depresyonu tetiklediği biliniyor. Bu nedenle siz siz olun, baharı güzel karşılamak adına günde 2-3 kupadan fazla kahve tüketmeyin.
Demir yetersizliğinin kişiyi daha mutsuz ve depresif hissettirdiği bilinen bir gerçek. Aynı zamanda demir yetersizliği daha kısa zamanda yorulmaya ve halsizliğe sebep oluyor. Bahar süresince de sofralardan demirin kaliteli kaynakları olan et, tavuk, balık, kuru baklagiller, koyu yeşil yapraklı sebzeleri eksik etmeyin.
D vitamini yetersizliğinin kilo almayı kolaylaştırdığı, zayıflamayı zorlaştırdığı ve kişiyi depresyona sürüklediği biliniyor. Balık besinsel D vitamini kaynaklarının başında gelse de, hiçbir besin güneşlenme kadar etkili olamıyor. Günde 15 dakika uzun kemiklerinizin olduğu bölgeler başta olmak üzere, güneş koruyucu sürmeden ve direk güneş ışınları ile temas edecek şekilde güneşlenmeye özen gösterin.
Yaza hazırlık sebebi ile yapılacak bilinçsiz diyetler sonucu depresyon haline girmek mümkün. Özellikle hiç tahıl ürünü içermeyen karbonhidrat yoksunu diyetlerin kişileri daha agresif ve depresif hale getirdiği bilimsel araştırmalarca da kanıtlanmış durumda.
Omega-3 yağ asitlerinin mental sağlık üzerinde etkisi olduğu bilimsel çalışmalarca çok defa kanıtlandı. Aynı zamanda sadece uzun dönemli mental sağlığı korumakla kalmıyor, depresyona karşı da kalkan oluşturuyor. 150.000 kişi üzerinde yapılan bir bilimsel çalışmanın sonuçlarına göre sık balık tüketen kişilerde depresyon görülme riski %17 daha düşük. Balıklar, omega-3’ün et kaliteli ve etkili kaynağı. Haftada 2-3 kez ızgara balık tüketin. Kızartma işleminin omega-3 yağ asitlerinin etkisini kaybetmesine neden olduğunu unutmayın.
3-Bitkisel omega-3 kaynağı olmalarının yanı sıra, E vitamininden zenginler. İçerdikleri aminoasitler ile mutluluk hormonu sentezine de yardımcı oluyorlar. Günde 1 avuç kavrulmamış fındık, badem ve ceviz gibi sağlıklı kuruyemişlere beslenme düzeninde yer açın.
İçerdiği C vitamini ile bağışıklık sistemini korumasının yanı sıra vücudun toksik öğelerden arınmasına da yardımcı olur. Folattan zengin ıspanak bu vitamin içeriği ile sinir sistemine de destek olur. Haftada 2-3 kez ıspanak ve diğer koyu yeşil yapraklı sebzeleri tüketmeye özen gösterin.
The American Journal of Clinical Nutrition’da yayınlanan bir bilimsel çalışmanın sonuçlarına göre beyaz ekmek, beyaz şeker, pirinç gibi glisemik indeksi yüksek gıdaların tüketilmesi depresyon riskini arttırıyor. Tam tahıl ürünleri içeren ve sebzeden zengin bir beslenme stili ise düşük glisemik indeksi ile kan şekerinin kontrollü yükselip düşmesini sağladığından ve içerdiği vitamin ve lifler sebebi ile depresyona karşı koruma sağlıyor.
Mutluluk hormonu olarak bilinen seratoninin vücutta üretilmesi açısından önemli yeri olan triptofandan zengindir. Günde 1 avuç kadar kabak çekirdeği tüketmenin daha iyi hissetmeye katkısı olduğu düşünülüyor.
DHA
[fotogaleri=1331]