Güncelleme Tarihi:
Ayıplı mal tanımı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 8. maddesinin 1. fıkrasında yapılmıştır. Aynı maddenin 2.fıkrasında ise; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir” şeklinde bir düzenleme mevcuttur.
Tüketici tarafından satın alınan malın ayıplı olması durumunda, satıcının sorumlu olup olmayacağı hususuna ilişkin ikili bir ayrım üzerinden değerlendirme yapmak faydalı olacaktır. Tüketici bu malın ayıplı olduğunu sözleşme kurulduğu esnada biliyorsa veya bilebilecek durumdaysa, satıcının ayıplı mala ilişkin bir sorumluluğu doğmayacaktır. Şayet tüketici bu malın ayıplı olduğunu sözleşme kurulduğu esnada bilmiyorsa veya malın ayıbı sözleşme kurulduktan sonra ortaya çıktıysa bu durumda satıcının sorumluluğuna gidilebilecektir. Satışa konu malın ayıplı olması ve bu ayıbın satış sözleşmesi kurulduğu sırada tüketici tarafından bilinmiyor olması durumunda, tüketici ayıplı mala ilişkin kanuni seçimlik haklarını kullanabilecektir.
Ayıplı mala ilişkin seçimlik haklar nelerdir?
Tüketici, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 11.maddesi uyarınca malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda şu seçimlik haklarını kullanabilecektir;
Satıcı, tüketicinin seçimlik haklarından birini seçmesi durumunda, seçimlik hakkın gerektirdiği yükümlülüğü yerine getirme borcu altına girmektedir. Yazımızın temel konusu ise, satılanın ayıpsız misli ile değiştirilmesi seçimlik hakkının tüketici tarafından kullanılması ve bu seçimlik hakkı yerine getirme yükümlülüğünün satıcı tarafından gerçekleştirilememesidir.
Satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme
Tüketici, satışa konu malın ayıplı çıkması durumunda kanundan doğan seçimlik haklarını kullanabilir. Bu seçimlik haklardan bir tanesi de “satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme”dir. Bu seçimlik hak, diğer tüm seçimlik haklar gibi, sözleşmede tüketicinin lehine bir tarih belirlenmediği takdirde, satış sözleşmesi kurulduğu andan itibaren 2 yıl içinde ileri sürülebilir. Bu seçimlik hakkın kullanılmasında tüketici, satışa konu ayıplı malı satıcıya teslim etme, satıcı ise satışa konu ayıplı malın yenisini verme borcu altına girmektedir. Fakat bazı durumlarda satıcı, satışa konu malın yenisini veremeyecek durumda olabilir. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 11. maddesinde seçimlik haklar düzenlenmiş olup, yazımızın konusu olan “satılan malın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme” seçimlik hakkımızın başında “imkan varsa” ifadesi bulunmaktadır. Bu ifadeden çıkarılacak sonuç, satıcının söz konusu seçimlik hakkı gerçekleştirme imkanının bazı durumlarda bulunamayabileceğidir. Aynı maddenin 3. fıkrasında; “Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir” şeklinde bir düzenleme mevcuttur. Misli ile değişime konu olacak malın üretiminin yapılmıyor olması, malın mislinin satıcının elinde mevcut olmaması gibi durumlarda, tüketicinin ayıplı malın misli ile değiştirilmesini istemesi orantısız güçlükleri beraberinde getirecektir.
Tüketici “satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme” seçimlik hakkını direkt satıcıya yönelterek kullanabilir. Satıcının bu seçimlik hakkını yerine getirmemesi durumunda tüketici, Tüketici Mahkemesine başvurabilir. Tüketici aynı zamanda icra dairesinde, sözleşme konusunu oluşturan malın misli kendisine teslim edilmediği için ilamlı icra takibi başlatabilir. İcra İflas Kanununun 24. maddesi ilamların icrası ana başlığı altında, taşınır teslimini düzenlemiştir. İlgili maddenin 1. fıkrası uyarınca; “Bir taşınırın teslimine dair olan ilam, icra dairesine verilince icra memuru bir icra emri tebliği suretiyle borçluya yedi gün içinde o şeyin teslimini emreder.” Borçlu yedi gün içerisinde taşınırın teslimini gerçekleştirmez ise aynı maddenin 3.fıkrası uyarınca taşınırı veya malın misli yedinde bulunursa ilgili taşınırın misli icra dairesi tarafından zorla elinden alınıp alacaklıya verilir. İlgili taşınırın kendisinin veya mislinin borçluda bulunmaması durumunda ise ilamda yazılı değer ne ise o alınır. İlamda yazılı bir değer bulunmaması durumunda malın değerini icra memuru takdir eder. Bu düzenleme ise aynı maddenin 4. fıkrasında yer almaktadır.
Gerekli kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, ayıplı malın misli ile değişimi her zaman mümkün olmayabilir. Ayıplı malın misli ile değişimi tüketici için orantısız güçlüklere sebep olacaksa bu durumda tüketici diğer seçimlik haklarını kullanabilecektir. Tüketicinin misli ile değişimde ısrarcı olması durumunda icra yoluna başvurması mümkün olup, ilamın teslime dair icrası yerine getirilemediği takdirde ilgili taşınırın kıymetinin tespitinin ardından icradaki usule uygun şekilde tüketiciye para karşılığı ödeme yapılacak ve tüketici seçimlik hakkını kullanmış olacaktır.