Güncelleme Tarihi:
Her insan hayatında en az bir kez aşık olmuştur. Aşk, içerisinde çok güçlü duyguları barındırır. Aşık olan kişiler bu duyguları üst seviyede yaşarlar. Araştırmalar aşık olma halinde yaşanılanların, madde bağımlılarının yaşadıklarıyla benzer olduğunu göstermektedir. Her iki durumda da aynı şekilde duygusal dalgalanmalar, takıntılar, duygusal bağlılık ve hatta zaman zaman kendini kontrol etme becerisinin ortadan kalktığı görülmüştür. Sizler de çevrenizde birçok kez böyle kişilerle karşılaşmışsınızdır, belki de siz de bu duyguları yaşamışsınızdır. Aşk yaşayanların ‘Ben sensiz yaşayamam’, ‘Sen benim her şeyimsin’, ‘Ben sensiz bir hiçim’ gibi söylemlerine şahit olmuşsunuzdur. İşte böyle kişiler sadece aşık oldukları kişiler için yaşmaktadır. Hayatlarında sadece aşık oldukları kişi vardır, aşklarıyla ve aşık olduğu kişiyle o kadar çok meşgul olurlar ki bir süre sonra günlük işlerini dahi yapamaz hale gelebilirler.
İnsan aşık olduğunda hem fiziksel hem de duygusal değişimler yaşar. Yapılan araştırmalar bu fiziksel değişim sürecinde kişinin hormon seviyelerinde farklılaşmanın olduğunu ortaya koymaktadır. Hormon seviyelerinin değişiminin yanı sıra, aşık olduğu kişiyi gördüğünde kalp atışı hızının artması, ellerinin ve avuç içlerinin terlemesi, kekeleme gibi durumlar da yaşanmaktadır. Ancak bu fiziksel değişimler sürekli olarak yükselerek devam etmemektedir. Bir süre sonra düşüşe geçerek normal seviyelere ulaşmaktadır. Bu düşüş kişiden kişiye göre değişmekle birlikte 6 ay ile 3 yıl arasında olduğu görülmektedir. Ancak fiziksel açıdan aşık olma sürecinde yükselişe geçen değişimlerin düşüşe geçmesiyle birlikte duygusal değişimler de aynı şekilde düşüşe geçmemektedir. Bu duygusal süreçte kişi, aşık olduğu kişinin sürekli yanında olmasını ister, onu özler, onunla yakınlık ihtiyacındadır, sevilmeyi ister, anlaşılma ihtiyacındadır, birlikte mutlu olmayı ister. Birlikte ele ele dolaşmak, film izlemek, bazen uzun uzun gözlerinin içine bakmak, hissettiği duyguları aşık olduğu kişiyle paylaşmak, uzun uzun konuşmak ya da dinlemek ister.
Aşkın çok yoğun yaşandığı zamanlardan bir süre sonra fiziksel değişimler normalleşmeye başladığında duygusal ihtiyaçlar aynı şekilde devam edebilir. Kişinin hormon seviyesi normal sınırlarda devam ederken, aşık olduğuyla birlikte yakın olma ihtiyacı, ona olan sevgisi, sevilme ihtiyacı güçlü bir şekilde devam edebilir. Çünkü aşk artık bağımlılık değil bağlılığa dönüşmeye başlamıştır. Birbirlerinden bağımsız bir şekilde birey olarak hareket edebilirler. Bunun yanında ise kişiler birbirine sevgiyle bağlanmışlardır, birbirlerine olan güven duyguları gelişmiş, birbirlerine karşı hoşgörülü olmaya ve anlayışlı davranmaya devam etmektedirler.
Çift ve Aile Terapisti
Uzm. Psk. Melis Dikan