Asherman sendromu nedir?

Güncelleme Tarihi:

Asherman sendromu nedir
Oluşturulma Tarihi: Ocak 01, 2012 00:00

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Murat Emanetoğlu konuyla ilgili bilgi verdi.

Haberin Devamı

Rahim yapışıklığı olarak da bilinen Asherman sendromu, rahim içindeki nedbe dokularının varlığı ile karakterizedir. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Murat Emanetoğlu, asherman sendromunun nasıl oluştuğu ne ve tedavi şekli hakkında bilgi veriyor.

Asherman sendromu ilk olarak 1894 yılında Heinrich Fritsch tarafından tarif edilmiş olup, ayrıntılı olarak 1948 yılında jinekolog Joseph Asherman tarafından tanımlanmıştır.

Neden oluşur?

Rahmin iç kısmı, endometrium denilen bir doku ile kaplanmıştır. İki tabakadan oluşmuştur. Adet kanaması ile dökülen fonksiyonel tabaka ile bu tabakanın yenilenmesini sağlayan alttaki bazal tabaka şeklindedir. Özellikle düşük veya kürtaj sonrasında yapılan bazal tabakanın tahribatlarından sonra yapışıklıklar gelişebilir. Bu yapışıklıklar değişik derecede rahim boşluğunu daraltabilirler. Çok nadiren tüm rahmi içerecek büyüklükte de olabilir.

Bazen de hormonlara cevap bile veremeyecek durumda olabilir. Bu durumdaki hastalar adet görmez ve gebe kalamazlar. Asherman sendromunun %90 dan fazlası gebelik sonu yapılan kürtaj sonrasında gelişmiştir. %25 i doğumdan 1-4 hafta sonra,%30 u düşüklerden sonra yapılan kürtajda gelişmiştir. Asherman sendromu, sezaryen, miyom alınması gibi karın içi ameliyatlarından sonra ve spiral takılması, bu bölgenin radyasyona maruz kalması ve rahim tüberkülozu gibi hastalıklardan sonra da gelişebilir. Bazen de kanaması fazla olan kadınlarda rahmin tamamının alınması yerine sadece endometrium tabakasının alınması ile yapay bir Asherman sendromu oluşturulabilir.

Nelere yol açabilir?

Asherman sendromunun ciddiyetinin derecesine bağlı olarak kısırlık, tekrarlayan düşükler, geride biriken kanın yaptığı ağrı ve riskli gebelik gibi durumlara yol açabilir. Nedbe dokularının yol açtığı tıkanıklık nedeniyle adet kanının akması engellenerek, emdometriozise de yol açabileceğine dair kanıtlar vardır.

Ne kadar sıklıkta görülür?

Toplumdaki oran, bu sendrom her hangi bir şikayete yol açmadığı ve teşhis konmayan hastalardan dolayı tam olarak bilinmese de histerosalpingografi yapılan kadınların %1,5 unda görüldüğü tahmin ediliyor. Ancak bu durumla ilgili bilgilerin farkına varıldıkça bu oran da artacaktır.

Teşhis nasıl konur?

Gebelikten sonra yapılan kürtaj sonrasında adet kanamasının olmayışı tipik bir bulgudur. Histeroskopi, teşhiste oldukça önemlidir. Ayrıca histerosalpingografi de yardımcı olur. Ultrasonografinin teşhise fazla katkısı olmaz. Hormon tetkikleri de normal düzeylerde çıkar.

Tedavi nasıl yapılır?

Yapışıklıkların kaldırılmasıyla kısırlık ortadan kaldırılabilir. Fluoroskopili histeroskopi kullanılarak, rahim içi görüntülenir ve yapışıklık yaratan nedbe dokuları temizlenir. Daha ciddi durumlarda ise histeroskopi ile birlikte laparoskopi de kullanılarak rahim, olası delinmelerine karşı korunulmuş olur. Nedbe dokularını kesmek içi mikromakaslar kullanılır. Tedavide elektrokoterizasyonun yeri yoktur. Bazen balon stentlerin içine serum fizyolojik konularak şişirilir ve rahimde 3 haftadan daha uzun süre bırakılır.

Böylece rahim iç dokusu iyileşirken yeni yapışıklıkların gelişmesi önlenmiş olur. Östrojen içeren hormon tedavisi de endometrial büyümeyi uyarması açısından yapılır. Ancak halen hangi tedavinin daha etkili olduğu konusundaki çalışmalar devam etmektedir.

Daha sonra neler olur?

Oluşan nedbe dokusunun yoğunluğu önemlidir. Eğer az ise tedavi kolaydır. Ancak fazlaysa veya yumurtalık tüpünün açıldığı yerdeyse birkaç operasyon gerekebilir, hatta bazen tam olarak tedavi bile mümkün olmayabilir. Bu tür durumda tüp bebek veya evlat edinme tavsiye edilir. Asherman sendromu tespit edildikten sonra gebe kalan kadınlarda plasentanın anormal yerleşimi artmış bir oranda gözlenir.

Plasenta rahme daha derin tutunarak doğumdan sonra ayrılmasında sorun yaratabilir. İkinci üç aylık dönemde gebeliğin sonlanması, erken doğum ve rahim delinmesi gibi sorunlar gelişebilir. Ayrıca rahim ağzı yetmezliği de görülebilir. Rahim ağzı, büyüyen bebeğin ağırlığına daha fazla destek olamaz ve plasenta açılarak erken doğum gerçekleşir. Bu durumu önlemek için gerekirse rahim ağzına cerrahi dikiş yapılarak destek sağlanabilir. Kısırlığı etkileyen diğer bir faktör ise anne yaşıdır. Erken yaştaki kadınların gebe kalma oranları, geç yaşta olan kadınlara göre daha fazladır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!