Güncelleme Tarihi:
Her anne baba çocuğunun kimlerle arkadaşlık ettiğini, onlardan nasıl etkilendiğini bilmek ister ama özellikle ergenlik dönemine bu bilgiyi almaya çalışmak çocukla olan iletişime zarar verebilir. Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Gökçe Küçükyazıcı, bu konuda ebeveynlere yardımcı olacak bilgiler veriyor.
Üç yaşından itibaren çocuklar birbirleriyle karşılıklı etkileşime geçerek oyun oynamaya başlar. Çocuklar diğerleri arasından kendi arkadaşını seçer, birlikte oyun kurup sürdürürler. Artık çocuk eskisinden çok daha sosyal olmaya başlamıştır. Yuva ve anaokuluna başlamasıyla birlikte arkadaş çevresi daha da genişler. Anne babalar özellikle bu yaşlardan itibaren arkadaşlarıyla geçimi ve uyumunun iyi olup olmadığını merak ederler ve çeşitli yöntemlerle bilgi edinmeye çalışırlar.
Çok soru sormak çocuğu sıkabilir
Çocukların kendiliğinden olup biteni aktarma eğilimi her zaman olmayabilir. Bazı çocuklar arkadaşlarıyla aralarında geçen birçok şeyi kendiliğinden anne babasına anlatırken, bazı çocuklar bu konuda çok ketum davranabilirler. Bu gibi durumlarda çocuğa onu sıkmadan bilgi almaya yönelik sorular sorulabilir; "Sınıfınızdaki çocukların ismi ne?, "Bugün en çok kiminle oyun oynadın" , "Günün nasıl geçti, neler yaptınız?” gibi.
Çocuk o sırada anlatmak istemese de muhtemelen başka bir zaman diliminde siz sormadan konuşmaya başlayacaktır. Çok fazla soru sorulup sorgulanırsa, çocuk bundan rahatsız olup hiçbirşey bahsetmemeye veya ilgi çekmek amacıyla olanları abartmaya başlayabilirler. Akranlarıyla iletişimi hakkında öğretmenlerin gözlemleri de çok önemlidir. Ayrıca küçük yaştaki çocuklardan oyun vasıtasıyla da bilgi edinebilirsiniz. Örneğin; oyuncak bebek ya da hayvanlarla bir sınıf ortamı hazırlayıp onları konuşturmasını isteyebilirsiniz.
Çocuğunuzu gözlemleyin
Hangi yaşta olursa olsun çocukları evde, dışarda arkadaşlarıyla oynarken veya konuşurken gözlemleyebilirsiniz. Duygularını rahat ifade edebiliyor mu, sorun çözme becerisi nasıl, oyunlara aktif olarak katılabiliyor mu, yönlendiren mi, yönlendirilen mi, kurallara uyuyor mu, dışlanıyor mu, kolayca gruba girebiliyor mu, utangaç mı? gibi her konuda bilgi edinmek mümkündür.
Bu şekilde çocuğu daha iyi tanıyıp zorlandığı alanda becerisini geliştirmek üzere çalışmalar yapabilirsiniz. Örneğin; kendine güvensiz çocukların arkadaşları arasında kendini gösterebileceği olumlu özelliklerini ön plana çıkarmasını sağlayabilirsiniz. Basketbolda iyise bu alanda kendini geliştirmesini sağlabilirsiniz. Çekingen çocuklar için arkadaşlarıyla daha sık biraraya gelebilecği ortamlar hazırlayabilirsiniz. Sorun çözmesini sağlamak için direkt yönlendirmeler yapmak yerine kendi küçüklüğünüzde yaşadığınız benzer örnekler vererek böyle durumlarla nasıl başetmiş olduğunuzu anlatabilirsiniz.
Her çocuğun farklı özellikleri vardır. Bazı çocuk daha girişken bazısı daha utangaçtır. Bazı çocuk lider özelliklidir, bazı çocuk değildir. Çocukları belli kalıplara sokmaya çalışmamalıyız. Eğer sahip olduğu özellikler ve gösterdiği davranışlar çocuğun uyumsuzluğuna, dışlamasına, mutsuz olmasına ve varolan potansiyelini kullanmasına engel teşkil edecek düzeydeyse sorun olarak kabul edilmelidir. Bunun dışında geliştirilmesi gereken alanlar olarak değerlendirilmelidir.
Ergenlik dönemine dikkat!
Ergenlik dönemi daha da dikkatli olunması gereken bir zaman dilimidir. Arkadaşlar arasında kabul görme arzusu çok fazladır. Bu dönemde gençler anne ve babalarından uzaklaşma eğilimi gösterirler. Arkadaşlarının çok fazla etkisi altında kalabilir ve yanlış seçimlerde bulunabilirler. Bu dönemde gençlerle iletişimdearkadaşça bir dil kullanmak (arkadaş olmak değil) önemlidir. Direkt yönlendirici ve yargılayıcı ifadeler kullanmak doğru olmaz. Bu gençlerin sizden daha da uzaklaşmasına sebep olur. Onu dinlemek, düşüncelerinizi dolaylı bir dil kullanarak ifade etmek çok daha doğrudur. Çocuğunuz doğru arkadaşlar seçememiş olabilir, bu durumda onu bu konuda suçlamak yerine neden bu tip arkadaşlıklara yöneldiğini anlamaya çalışmak çözüm için daha faydalıdır.