Güncelleme Tarihi:
Yaz aylarında çoğumuz arabaya biner binmez bir an önce serinlemek için klimayı çalıştırırız. Havalandırmadan çıkan soğuk havanın yüzümüze vurmasını istiyoruz ama klimaların bu şekilde kullanımı yüz felcinden solunum hastalıklarına hatta kansere kadar ciddi sağlık sorunlarına davetiye çıkarıyor.
Arabaya biner binmez klimayı açmak neden tehlikeli?
Camları kapalı bir şekilde uzun süre güneş altında kalan arabaya bindiğimizde arabayı havalandırmadan klimayı açtığımızda kansere bile neden olan zehirli maddeler açığa çıkıyor ve biz bu gazı solumuş oluyoruz.
Dr. Nurgül Naurzvai, arabanın içinde kirletici madde seviyelerinin genellikle daha yüksek olduğunu, araçların hava geçirmez şekilde üretilmediğinden, kirletici maddelerin hava deliklerinden ve diğer açıklıklardan araç kabinine girdiğini belirtti.
Taşıt kaynaklı kirleticilerin karayolundaki konsantrasyonları, genellikle dış ortam konsantrasyonlarından birkaç kat daha yüksektir. Bazı kirleticilerin ve toksik bileşiklerin seviyeleri, araçların içinde yol kenarına kıyasla 9-12 kat daha yüksek olabilmektedir.
AKCİĞERLERDE CİDDİ VE KALICI HASARA NEDEN OLABİLİR
Dr. Nurgül Naurzvai, Uzun süre kapalı kalan arabada biriken zararlı gazların solunmasının vücuda etkilerini şu sözlerle anlattı:
“Nitrojen dioksit, solunum problemlerine, akciğer tahrişine ve solunum yolu enfeksiyonlarına karşı direncin azalmasına neden olabilir. Ozon zehirli bir birleşiktir. Araçlardan yayılan nitrojen oksit güneş ışığı ile etkileşerek ozona dönüşür. Uzun süre ozona maruz kalma astıma neden olabilir ve akciğerlerde ciddi ve kalıcı yapısal hasara neden olabilir.”
Dr. Naurzvai, karbonmonoksitin; renksiz, kokusuz, zehirli bir gaz olup, kısa sürede baş dönmesi, yorgunluk, halsizlik ve kafa karışıklığı gibi oksijen yoksunluğuna benzer etkilere neden olacağını, kükürt dioksit solunduğunda nefes darlığı ve göğüs ağrısına neden olabileceğini, uzun vadede akut solunum yolu hastalıklarına ve akciğerlerde kalıcı değişikliklere neden olabileceğini belirtti.
Çapı 0,1 ile 2,5 mikron arasında değişen parçacıklara ince toz parçacık (PM2.5) denir. Bu parçacıklar solunduğunda akciğer dokusuna yerleşerek astım, bronşit ve amfizem gibi solunum yolu hastalıklarına neden olabilmektedir. Çapı 0,1 mikrondan küçük parçacıklar ultra ince parçacıklardır. Havadan solunan ultra ince parçacıklar doğrudan kan dolaşımına emilir ve tüm organlara gidebilirler.
KANSERE BİLE NEDEN OLUYOR
“Aseton, benzen, formaldehit, stiren ve ksilen gibi uçucu kimyasal bileşiklere de araba içinde maruz kalıyoruz” diyen Naurzvai, bu uçucu organik bileşiklerin egzoz borularından yayılabileceği gibi, arabanın iç kısmındaki kimyasal gaz giderme yoluyla da üretilebileceğini, bu zararlı gazlara kısa süre maruz kaldığımızda baş dönmesi, yorgunluk, nefes darlığı görülürken, uzun süreli maruz kalmaya bağlı, akciğer kanseri gibi ciddi sağlık sorunların ortaya çıkabileceğinin altını çizdi.
Naurzvai, ayrıca benzen maddesinin kırmızı kan hücrelerinin (anemi), beyaz kan hücrelerinin (lökopeni) ve trombositlerin (trombositopeni) üretiminin azalmasına neden olacağını, lösemi ve diğer kan kanserlerine neden olabileceğini ifade etti.
KIŞIN DA AYNI RİSK VAR MI?
Yazın olduğu kadar kışın da aynı riskin olduğunu, ancak yaz aylarında yüksek sıcaklıklar nedeniyle araba malzemelerden benzen ve diğer zararlı gazların buharlaşmasının arttığını belirten Naurzvai, yine de kış aylarında kapalı ve güneş ışığına maruz kalan arabalarda da bu zararlı gazların birikebileceğinin altını çizdi.
CAMLARI HAFİR ARALIK BIRAKMAK ÇÖZÜM OLABİLİR Mİ?
Pencereleri biraz açık bırakmanın, zararlı gaz partiküllerin seviyelerinin azaltılmasına yardımcı olabileceğini ancak bunun tam bir çözüm olmadığını belirten Dr. Naurzvai, aracınızın hava sistemini dış havayı almadan iç hava sirkülasyonunda olacak şekilde ayarlamanızın yukarıda belirtilen zararlı gazlara daha az maruz kalmanızı sağlayacağı konusunda uyardı. Dr. Naurzvai, ayrıca yoğun trafikte pencereleri kapalı tutarak dış kirleticilerin içeri girmesini azaltabileceğinizi, araç hareket halindeyken, ara sıra taze hava moduna geçerek içeriye temiz hava girişinin sağlanması gerektiğini sözlerine ekledi.
ARABAYI GÖLGEDE BIRAKTIĞIMIZDA YA DA KAPALI OTOPARKLARDA DA AYNI SORUN YAŞANIR MI?
Dr. Naurzvai, “Gölgeye veya kapalı otoparklara park etmek iç sıcaklığı azaltarak zararlı gaz parçacıkların emisyonlarını azaltabiliri ancak iç ortamda artan zararlı küçük ve büyük partiküllerden dolayı sağlığımız hep tehdit altındadır.” sözleri ile yüksek kaliteli bir kabin hava filtresi kullanmanın ve düzenli olarak filtrelerin değiştirilmesinin bu sorunları azaltabileceğine dikkat çekti ve ekledi:
“Araç motoru ve egzoz sisteminin düzenli bakımını yaptırarak emisyonları minimumda tutabilirsiniz. Araç içini düzenli olarak temizleyerek toz ve alerjen birikimini azaltabilirsiniz. Bu önlemleri alarak araç içindeki hava kalitesini iyileştirebilir ve sağlığınızı koruyabilirsiniz.”
SOĞUK HAVANIN YÜZÜNÜZE VE KULAKLARINIZA DOĞRU GELMESİNİ ENGELLEYİN
Hem araba hem de ev-ofis klimalarındaki diğer tehlike de klima çarpması olarak karşımıza çıkıyor. Kas tutulması, ağrı, yüz felci gibi sorunlara neden olmaması için klimalar nasıl kullanılmalı?
Dr. Naurzvai, hava akışını yüze veya kulaklara doğru yönlendirmeyerek, klimayı orta hızda ve dış sıcaklığa kıyasla çok soğuk olmayan tutarlı bir sıcaklıkta ayarlayarak bu sorunlardan korunabileceğimizi ifade etti.
Özellikle plaza ve büyük iş yerlerinde genelde pencereler açılmıyor. Böyle yerlerde klima kaynaklı hastalıklardan korunmak için nelere dikkat etmeliyiz?
Klima sisteminin bakımlı olması ve hava filtrelerini düzenli olarak temizlenmesi bakteri, küf ve diğer patojenlerin birikmesini önler. Küf ve bakteri üremesini önlemek için iş yerlerinin klima ünitesinin bakımının düzenli olarak yaptırılması gerektiğini vurgulayan Dr. Naurzvai, aşırı kuruluğun önlenmesine yardımcı olabilecek soğutma olmadan havayı sirküle etmek için ara sıra fan modunun kullanılmasını önerdi.
YÜZ FELCİNE RİSKİNE DİKKAT
Evde klima kullanımında nelere dikkat etmeliyiz? Yüksek devirde kullanmak nelere neden olabilir?
Klimanın yüksek hızda kullanılmasının havada kuruluğa neden olabileceğini, bunun da cilt kuruluğuna ve solunum sorunlarına yol açabileceğini ifade eden Dr. Naurzvai, yüksek hızlı hava, bazı durumlarda kas sertliği, ağrı ve hatta yüz felci ile sonuçlanabilecek cereyanlara neden olabileceğinin altını çizdi.
Klima Hastalığı (Lejyoner hastalığı) nedir? Nasıl belirti verir?
Lejyoner hastalığının, Legionella pneumophila bakterisinin neden olduğu ciddi bir akciğer enfeksiyonu olduğunu söyleyen Dr. Naurzvai, bu hastalığın belirtilerini şöyle sıraladı:
- Hastalığının belirtileri genellikle maruziyetten 2-10 gün sonra ortaya çıkar.
- Baş ve kas ağrıları, yüksek ateş, öksürük, nefes darlığı gibi solunumsal semptomlar görülür. Sinsi şekilde yavaş ilerleyen şiddetli zatürreye neden olabilmektedir.
- Kanser tedavisi görenler, organ nakli yapılanlar veya bağışıklık sistemini baskılayan ilaç kullanan kişilerde ölümcül zatürreye neden olabilmektedir.
- Bu bakteri genellikle su sistemlerinde çoğalır. Kontamine su damlacıklarının solunması hastalığa neden olabilir.
- Özellikle büyük binaların klima sistemleri, bakterinin yayılmasına neden olabilir. Soğutma kulelerinin, sıcak su sistemlerinin ve klima sistemlerinin düzenli olarak temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi ile hastalık önlenebilir.