Güncelleme Tarihi:
Genetik olarak astım yatkınlığı olan çocuklarda, sigara dumanına maruz kalma, hava kirliliği, virüsler ve çeşitli alerjenlerin, belirtilerin ortaya çıkması için tetikleyici olduğu bilinir. Bu fiziksel ve kimyasal uyaranlar dışında, son yıllarda, çeşitli ülkelerde yapılan birçok bilimsel araştırma çocuk astımını ortaya çıkaran nedenlerin başında stresin geldiğini gösterdi. Uyumsuz aile ortamı ve aile içi şiddetin astım üzerinde birçok olumsuz etkisi bulundu.
Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Elif Dağlı, “Dünya Astım Günü’nde çocukları astımdan korumayı tartışırken sağlıklı ruhsal çevreyi unutmamalıyız “ dedi, stres ve astım arasındaki ilişkiyi anlattı.
Danimarka’da 730 bin bebekte yapılan çalışma hamile annelerin depresyon geçirmeleri halinde doğan bebekte astım riskinin % 25 arttığını ortaya koydu. Aynı araştırma hamilelik sırasında babaların depresyon geçirmesinin de bebekte astım görülme riskini artırdığını gösterdi.
92 bin çocukta yapılan bir araştırma, ebeveynlerin boşanması veya birinin ölümü, ev içi şiddet gibi travmaların da astım gelişiminde önemli etkisi olduğunu saptadı. Beş veya daha fazla psikolojik travma geçiren çocuklarda astım oranı %25 bulunurken travma yaşamayan çocuklarda oran %12 idi.
Psikolojik travmalar, astımı olan çocuklarda hastane yatışlarını da artırır. Bilimsel çalışmalar, 14-17 yaşındaki ergenlerin stres ile karşılaşmaları halinde hastane yatışı gerektirecek astım atağı geçirdiklerini gösterdi. Kontrol edilmeyen astım; çocukta kaygı, depresyon, öz güven zayıflamasına neden oluyor. Hollandalı astım uzmanlarının yapmış olduğu araştırmalar, astımı iyi kontrol edilen çocuklarda kaygı, endişe olmadığını gösterdi.
Astım ve depresyon bir arada bulunduğunda iltihap belirteçlerinin de kanda arttığı, artan iltihabın da astımın kötüleşmesine yol açtığı saptandı.
Doğacak bebeği astımdan korumak için ebeveynler ruhsal sağlıklarına dikkat etmeli, bebek doğduktan sonra şiddet ve gerginlikten uzak bir çevrede yetişmelidir. Astımı olan çocukların hastalıkları iyi kontrol altında tutularak çocuktaki kaygı, endişe, depresyon ve öz güven eksikliği önlenmelidir.