Güncelleme Tarihi:
Bebeğin büyümesi ve gelişimi için gerekli tüm besinleri sağlayan anne sütü, psikolojik olarak da bebeğin güçlü olmasını ve öz güveninin gelişmesini sağlıyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ebru Gözer, yeni annelere hem anne sütünün öneminden hem de doğru emzirme yöntemlerinden bahsediyor. Gözer, “Bebeğin ağzına değen ilk damla olan önsüt, bütün bağırsak sistemini kaplayarak bebeği enfeksiyonlara karşı korumaya başlar. Zamanında ve erken doğmuş tüm bebekler için ilk ve en önemli besin anne sütüdür; ekonomiktir, temizdir, daima hazırdır, sindirimi kolaydır, gaz ve kabızlık daha az görülür. Özellikle enfeksiyona en açık olan yeni doğan döneminde anne sütüyle riskler kolayca atlatılabilir. Emzirmek de anne-bebek arasındaki bağı kuvvetlendirerek bebeği psikolojik olarak güçlendirir” diyor.
Enfeksiyonlardan koruyan zengin bileşenler içeren anne sütü aynı zamanda ileri dönemde hastalıklara yakalanmayı önleyen bağışıklık sistemini de güçlendiriyor. Anne sütü almış bebekler alerjik hastalıklar, kronik hastalıklar ve obeziteden korunuyor. Günümüzde giderek yaygın bir sorun haline gelen obeziteden korunmak için emzirmenin önemine dikkat çeken Gözer, “Emzirilen bebekler, biberonla beslenen bebeklere göre daha güçlü bir ‘kendinden-düzenleyici’ sisteme olanak veren bir beslenme şekli geliştirebiliyorlar.
Biberonla beslenen bebekler daha fazla kilo alabiliyor, biberon ile beslenme bebeğin açlık ve doyma hissini anlama yeteneğini zayıflatabiliyor. Ancak emzirmenin doğasından kaynaklanan arz ve talep dengesiyle bu durum emzirmede aksamadan devam ediyor” diyor.
Her bebeğin anne sütü ihtiyacı, annenin bebeğiyle olan ilişkisi ve emzirmeye olan yaklaşımı farklı olacağından, bebeğin ne kadar emzirilmesi konusunda net bir öneride bulunmadıklarını belirten Dr. Gözer, “İlk zamanlarda anne, bebeği istediği kadar istediği sürede emzirmeli. Zaten doğumdan sonraki birkaç hafta içerisinde emzirmenin süre ve miktarı bir dengeye oturacaktır” diyor.
Bebeğin ağız hareketleriyle emzirilmeyi istediğini belli edeceğini söyleyen Gözer, bebeklerin ağlayarak da emmek isteğini belli edebileceğini ifade ediyor. Ayrıca bebeğin başka sebeplerden dolayı da ağlayabileceğini belirten Gözer, durumu “Ağladığında emzirme ile sakinleşmeyen bebek kucağa alınınca susuyorsa anne ile temas kurmak istiyordur” şeklinde açıklıyor.
[video=hurriyetaile_video/55000000000036833.flv]
Dr. Ebru Gözer, annenin meme ucu çökükleri ve bebeğin memeyi kavrayamamasından veya süt emmek için sabırsızlanmasından kaynaklanan, annede motivasyon düşüklüğü ve bebekte ağlama krizleri gibi birtakım sorunların olabileceğine dikkat çekiyor. Ancak bu gibi durumlarda, bebeği sakinleştirerek uygun pozisyonlarda tekrar memeye tutturmak, annede silikon meme uçları kullanmak, meme ucunu belirginleştirdikten sonra emzirmeye başlamakla sorunun kolayca çözülebildiğine ve özellikle süt emmede aktif bir bebekse bu konuda sabırlı ve sakin olmak gerektiğine dikkat çekiyor. Hemen her bebeğin emzirilebileceğini ama bunun zaman alabileceğini söyleyen Gözer, “Anne istekli ve kararlı olduğu takdirde başarılı olmaması için hiçbir neden yoktur. Sadece başlangıçta desteğe ve öz güvenini sürekli pekiştirmeye ihtiyacı vardır” diyor.
Gözer, “Akranlarına göre anne sütüyle çok kilo alan, çok sık emmek isteyen veya anne tarafından çok sık emzirilen bebeklerde ciddi kilo fazlalıkları görülebiliyor. Kolay ağlayan, çabuk uyarılan veya isteklerini ağlayarak belirten bebeğin neden ağladığı keşfedildiğinde susturmak için sürekli emzirmeye gerek kalmıyor.
Anne açlık ve doyum hissini okumaya başlıyor ve gerektiğinde kendiliğinden dengeleyici bir sistem içinde emzirebiliyor. Böylece bebek hem ilk aylarda hem de çocukluk döneminde sadece bu sayede obeziteden korunuyor” diyor. Fazla kilo alan bebeklerde anne sütünü bıraktırmayıp ek gıdaya mümkün olduğu kadar geç başlattıklarını da söyleyen Gözer, annenin sütünü daha seyrek aralıklarla vermesini ve emzirme süresini kısaltmasını önerdiklerini ifade ediyor.