Güncelleme Tarihi:
Sağlık, insan yaşamının sürdürülmesinin, yaşam kalitesinin yükseltilmesinin ve korunmasının en önemli unsuru. Maksimum sağlık için yeterli ve dengeli beslenmek, düzenli fiziksel aktivite yapmak, stresten uzak durmak, sigara içmemek ve düzenli sağlık kontrollerinden geçmek büyük önem taşıyor. Ancak günlük hayatta bilinçsizce yaptığımız pek çok şey kilo almamıza neden olabiliyor ve aldığımız kilolar sağlığımız için ciddi riskler oluşturabiliyor.
Çocuklarınız da risk altında
Düzensiz beslenme, hareketsiz yaşam tarzı ve yanlış diyet uygulamaları gibi pek çok nedenle ortaya çıkabilen obezite ve fazla kilo problemi, insülin direnci ve tip-2 diyet, hipertansiyon, yüksek kolestrol, kalp krizi, inme, kısırlık problemleri, safra taşları, gut ve gut artriti, uyku apnesi gibi pek çok soruna neden olabiliyor. Kişinin yaşadığı tüm psikolojik ve fiziksel süreçlerin yanı sıra fazla kiloların kendisiyle birlikte çocuklarını da tehdit ettiğini önemle vurgulayan Dr. Bora Öztürk, bir ailede anne kilolu ise çocuğunun da kilolu olma ihtimalinin yüzde 50’lere, hem anne hem baba kilolu ise yüzde 70-80’lere ulaşabileceğini belirtiyor ve aileleri obezite ve fazla kilo problemiyle mücadele etmeye davet ediyor.
Yoyo diyetler tehlikeli olabilir
Obezite ve fazla kilo hastalarının en sık yaptığı yanlışların başında her gün bir yenisi çıkan şok (yoyo) diyetlerin uygulanmasının geldiğini belirten Dr. Öztürk, bilinçsizce yapılan çok düşük kalorili sağlıksız zayıflama diyetlerinin; baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, yorgunluk, kalp ritminde bozukluk, tansiyon düşüklüğü, adet düzensizlikleri, kabızlık, kansızlık, ciltte kuruluk, saç dökülmesi gibi pek çok sağlık sorununa neden olabileceği konusunda uyarıyor ve ayrıca bu diyetlerin bireyin bazal metabolizma hızının düşmesine, diyetin bırakılması sonrasında hızla verilen kiloların geri alınması nedeniyle de bireylerin sürekli zayıflama diyeti uygular hale gelmesine neden olacağını belirtiyor.
Tüm bireylerde obezite ve fazla kilonun farklı nedenlerle ortaya çıktığını ve bu nedenle tedavinin kişiye özel olmasının son derece önemli olduğunu belirten Dr. Öztürk’ün tüm bireylere tavsiyeleri ise şöyle:
Alternatif yöntemler de mevcut
Bazı hastaların tüm bu uygulamalara ve çabalarına rağmen yine de kilo veremediklerini, verseler de geri aldıklarını belirten Dr. Öztürk “Cerrahi yöntemler ciddi anlamda riskler taşıyabiliyor, hastalar için korkutucu olabiliyor. Ancak alternatif yöntemler de var. Biometrik İntragastrik mide balonu gibi ameliyatsız yöntemlerle de tamamen sağlıklı bir biçimde kilo vermek mümkün” diyor.
Birçok hastanın açlık hissini bastırmanın çok küçük porsiyonlar ile mümkün olamadığından yakındığını vurgulayan Dr. Öztürk, Biyometrik Intragastrik balonunun en belirgin etkisinin de hızlı tokluk hissine ulaşma ile uygulanan diyete uyumu kolaylaştırmak olduğunu belirtiyor. Hastanede yatış gerektirmeyen, günübirlik, 10 dakika gibi kısa bir süre içerisinde gerçekleştirilen uygulamada intragastrik balon endoskopik olarak midenize yerleştiriliyor.
Yöntem kalıcı hiçbir değişiklik yaratmıyor, istenildiğinde çıkartılabilir, sağlığınızı riske atmıyor. Size özel düzenlenen beslenme programları ve yaşam tarzı değişiklikleri ile psikolog ve diyetisyenler eşliğinde tedaviniz sağlıklı kilonuza ulaşıncaya kadar sürüyor, güvenle ve sağlıkla kilo kaybı sağlanabiliyor.
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Bora Öztürk