Güncelleme Tarihi:
“Bağlanma, anne ve bebek tarafından ortak olarak uyumla oluşturulan, doğallıkla gelişen bir süreçtir” diyen Klinik Psikolog Çiğdem Çalkılıç Taylor, anne-bebek arasındaki güven bağının nasıl oluştuğunu ve bu bağın çocuğun ilerideki yaşamına nasıl etki ettiğini anlattı.
Her anne ve bebek birbiriyle bağlanır; ne şekilde bağlanırlarsa bağlansınlar, bebek, bu bağ içerisinde hem fiziksel hem de psikolojik olarak kendisini geliştirir. Güvenli bağlanma, bebeğin kendisine gerçekçi bir şekilde güvenen bir çocuk olarak büyümesine katkıları yoğundur.
Bebek önce anne ve babasının hayalinde (psikolojik dünyalarının içinde) var olur. Anne ve babanın bebeğe duygusal olarak bağlanması, bebek dünyaya gelmeden çok önce başlar. Bağlanma, tüm canlıların yaşamlarını kurmaları ve devam ettirmeleri için gerekli, doğal bir süreçtir. Bebek daha doğmadan, anne ve babasının iç dünyasında yer almaya, ete kemiğe bürünmeye başlamış; insan olması, kişiliğini oluşturması için gerekli olacak psikolojik ortam, onun için hazır edilmeye başlanmıştır. Bebek de bağlanmaya ve bağlanacağı bireyleri bulmaya doğru bir miktar programlanmış olarak doğar. Memeyi, ilk ağız sütünün kokusundan bulmayı bilir, o sütün kokusu ona tanıdıktır çünkü dokuz ay anne karnında bu kokuyu bilerek büyür. Ancak sadece bu değil. Sesini bir süredir duyduğu, bu önemli şahsı görmeyi, göz göze gelmeyi de bilir. Ayrıca buna ihtiyacı vardır; bağlanmak, güvende hissetmek, kendini teslim edip bırakabilmek, uyumak ve büyümek için…
Bebek ile anne arasındaki psikolojik uyum süreci
Hamilelik döneminde, annenin kendi bebekliğinde yaşadıkları, kendisinin annesi ve babası ile olan duygusal bağlanma sürecinin özellikleri canlanmaya başlar; annenin iç (psikolojik) dünyası, doğacak bebeği ile kuracağı bağlanma ortamına doğallıkla, kendiliğinden yansıyacaktır. Bebek, öncelikle annesinin iç dünyasında var olacak, ardından doğum sonrası, bebek ile annenin ortak içsel dünyaları oluşacaktır. Bu ortak psikolojik dünya, bebeğin kendi iç dünyasını oluşturması, bağımsız bir birey olması yolundaki ön hazırlıktır. Yani bebeğin benliğinin oluşumu ilk başta annesinin o bebeği tanıma, anlama isteği ile kurduğu hayaller ve kurgularla başlar. Bebek, annesinin onu tanıma, anlama isteği olmadan psikolojik anlamda bir varlık gösteremez. Anne hangi duygu durumunda olursa olsun, bir şekilde bebek ile bağlanacaktır ve bebek bu bağlanmaya hazırlıklı olarak doğar. Bebeğin doğumuyla birlikte, pratik anlamda pek çok konunun da (besleme, emzirme, uyku düzeni, gaz, kolik meseleleri, bebeğin çişini, kakasını rahatlıkla yapıp yapamadığı, varsa alerjik reaksiyonlar, anne ve bebekteki uykusuzluk vb.) halledilmesi, bebek ile anne arasında psikolojik uyumun sağlanması süreçleri ile birlikte yürür. Bu dönemde anne ve babanın birbirlerine destek olmaları, aile yakınlarından duygusal anlamda destek görmeleri ve bazı gerekli hallerde pratik anlamda yardım almaları rahatlatıcı olacaktır.
Güven bağı oyuncağı nedir, ne işe yarar?
Anne bebek arasındaki bu güven bağını temsil eden (dokunma duyusuna hitap eden) yumuşak bir oyuncağı, daha bebek doğmadan seçmek ve hamilelik sırasında da o oyuncağı kucaklamak, sonrasında bebek ile oyuncağı da bir araya getirmeye özen göstermek çok yararlı bir çaba olacaktır. Bizim kültürümüzde, bu tip oyuncakların (ayıcık, bebek veya battaniye, yastık) bağımlılık yapması korkusu yaygındır. Halbuki anne-bebek güven bağını temsil eden ‘güven oyuncağı’ giderek büyüyen bebeğin, annesi ile olan yakınlığını hissetmesi, annesini göremediği anlarda o oyuncağıyla birazcık avunup rahatlaması, uykuya dalarken oyuncağına sarılarak uyuması, hem anneyi hem bebeği daha mutlu hissettirecektir.
Sakinleşmeye ihtiyaç duyulan anlar için çok faydalıdır
Bebeklerin pek çoğu, annelerinin vücut parçalarına (boyundaki bir ben, kulak memesi, saçları, dudak veya ağzı) dokunarak uykuya dalmayı öğrenirler. Bu, pek çok durumda, çocuk büyüse de devam eder, çocuklar bir türlü ten teması, olmadan uykuya geçişi sağlayamazlar ya da uykuya dalma hep bir mesele haline gelir. ‘Güven bağı oyuncağı’ sadece uyku için değil, sakinleşmeye ihtiyaç duyulan anlar için de çok faydalıdır. Bu tip bir oyuncak çocuğunuzun 15 aylıktan itibaren başlaması ihtimali olan ‘negatif dönem’ zorlukları ile başa çıkmanızı da kolaylaştıracaktır. Bu oyuncak çok sık yıkanmamalıdır, çünkü kokusu önemlidir. Dokunuşu ve kokusu ona güven ve rahatlık verecektir. Bu tip bir oyuncak genelde görevini 5-6 yaşlarına kadar tamamlar. Bu yaşlara kadar aynı oyuncağın kullanılması önemlidir. Bu tabii ki zorlayarak yapılacak bir şey değildir, zaten bebekliğinden beri alıştığı oyuncağını hemen her çocuk doğallıkla sahiplenir. Bu tip bir oyuncağa anne ve babanın da olumlu hislerle bakmaları çocuğu daha da iyi hissettirecektir.