Güncelleme Tarihi:
Çocuğunuzun davranışları yaşıtlarınınkinden farklı mı? Okula bile gitmeden okuma yazmayı mı öğrendi? Ya da sadece televizyondan görüp farklı bir dilde konuşmaya mı başladı? Bu, sizi korkutmasın. Tüm belirtiler çocuğunuzun üstün zekâlı olduğunun göstergesi. Bu noktada aileler için büyük sorumluluk başlıyor. Çünkü bu çocukların toplum içinde kaybolup gitmesini engellemek ebeveynlerin elinde.
Türkiye Üstün Zekâlı ve Dâhi Çocuklar Eğitim Vakfı (TÜZDEV), Türkiye’deki üstün zekâlı ve yetenekli çocukların tespit edilmesi, bu çocukların eğitimlerini sağlıklı şekilde sürdürmesini sağlamak amacıyla kuruldu. TÜZDEV Genel Başkanı Opr. Dr. Kemal Tekden, anne babaları, çocuklarının davranışlarını gözlemlemesi, yaşıtlarına göre farklılıklar sergilediğini fark ettikleri andan itibaren kendilerine başvurmaları konusunda uyardı.
Üstün zekâlı ve yetenekli çocuklar yaşıtlarından önce yürüme, konuşma, sayı ve harfleri tanıma gibi özel alanlarda kendilerini fark ettirirler. Bu çocuklar akranlarından daha fazla sayıda kelime ile konuşur. Duyduğunu çok iyi hatırlayan bir hafızaları vardır. Uzayı, dinozorları… Her şeyi merak eder, sorgularlar; ‘nasıl, niye? diye sorarlar. Yabancı dile, ritme, müziğe aşırı tepki gösterip kolayca öğrenirler. Çok enerjiktirler.
Zekâ ve yetenek testleri yardımı ile bu tür çocuklar 2 yaşından itibaren tespit edilebilir. Keşfedilmedikleri takdirde ise büyük sorunlar yaşayabilirler. Bu çocukların merak ve ilgileri tatmin edilmediğinde zararlı bireylere dahi dönüşebilirler. Bu çocuklar merakları giderilmezse ruhsal sorunlar yaşayabilir, kötü alışkanlıklar edinebilirler. Üstün zekâlı ve yetenekli çocuklar dikkat eksikliği, hiperaktivite, özel öğrenme güçlüğü, akran ilişkilerinde sorun yaşama gibi sıkıntılar yaşayabilir, içlerine kapanabilirler. Bu çocuklarımıza karşı çok anlayışlı davranmalıyız.
Zekâ dendiğinde Türk toplumunda hemen akademik başarının akla geldiğini vurgulayan Kemal Tekden, “Çocuk sınavda yüksek not almadıysa zeki değil zannediliyor. Sınav ile zekâ arasında bir bağlantı yok. Çok zeki olup okulda başarısız olan pek çok öğrenci var. Ailelere tavsiyem; öncelikle onların çocuk olduğunu unutmasınlar. Ellerine bir baksınlar, küçücük… Bir yılları bile geri gelmeyecek. Bazı aileler ‘Benim bu yaptığım çocuğumda çok işe yaradı, sen de yap’ gibi önerilerde bulunabiliyor. Aileler kulaktan dolma işlere kalkışmasın. Heyecanlanıp, psikiyatra götürüp çocuklarını hemen ilaca başlatmasınlar. Bu çocukların bazılarında karanlık, asansör korkusu gibi endişeler daha fazla olabiliyor. Hemen böyle şeylerden telaşlanıp, ‘Bu çocuk çok zeki ama kötüye mi gidiyor’ diye düşünmesinler.
Türkiye’de, tüm dünyada olduğu gibi üstün yetenekli oranı yüzde 2 seviyesinde. Bu çocukların ebeveynleri, TÜZDEV’e gelerek test yaptırmalı ve uzmanlarla konuşup görüş almaları gerekir. Türkiye’nin en büyük eğitim sorunu eğitilemeyen zekiler. Bu çocuklar çok zeki ama eğitemiyoruz. Bununla ilgili çalışılmalı. Bu çocuklar, ilgi ve yeteneklerine uygun eğitim alabilir ve yönlendirilebilirlerse büyük icatlar yapabilir, toplumsal faydalar sağlayabilirler; başarılı ve mutlu bir yaşam sürebilirler.
Bu çocukların hassas ellerde yetiştirilmesi çok önemli. Meraklarını giderici ve farklı şekillerde tecrübe edinebilecekleri, alternatiflerin çok olduğu, uygulama alanları içeren programlarda, özel yetiştirilmiş öğretmenlerden eğitim almaları şart. Öğretmen kadrosu güçlü ve bu alanda çalışmaları olan okullar tercih edilmeli. Bu okullarda fen alanında uygulama laboratuvarı, yıl boyunca yürütülen sosyal projeler, çocuklar için farklı alanlarda eğitim imkanı sunması, yeteneklerin keşfedilmesi için gerekli altyapıyı sunuyor olması açısından gerekli. Özel yetenekliler memleket en önemli meselesi.