Güncelleme Tarihi:
Ülkemizde gebelikten önce ve gebelik sırasında alkol alımı oldukça düşük oranlardadır. Ancak bu oranın yüksek olduğu ülkelerde zeka geriliğinin saptanabilen en önemli sebebi gebelikte alkol kullanımı olarak gösterilmiştir. Annenin aldığı alkol, bebeğe plasenta yoluyla geçer. Erken gebelikte embriyo üzerine olan etkisiyle düşüklere yol açar, daha ileri dönemlerde ise organların hatalı oluşmasına ve daha sonra da organ fonksiyon bozukluklarına yol açar. Özellikle merkezi sinir sistemi üzerine kötü etkileri vardır. Erken doğum, düşük ağırlıklı bebek, zeka geriliği ve ölü doğumlara yol açabilmektedir. Gebelikte alınabilecek alkol için kabul edilebilir bir ölçü bulunmamaktadır ve hiç kullanılmaması tavsiye edilmektedir. Alkolün anne karnındaki bebek üzerinde yarattığı etkiler, ‘Fetal Alkol Sendromu’ olarak isimlendirilir.
Sürekli alkol içen annelerin canlı doğmuş bebeklerinde omurilik, kalp, kol- bacak, böbrek, kulak, genital sistem anomalileri görülebilir. Bu anomaliler bebek 2 yaşına gelene kadar ortaya çıkabilmektedir. Daha ileri yaşlarda bu bebeklerde dikkat eksikliği, zeka geriliği ve hiperaktivite olarak ortaya çıkmaktadır. Fetal alkol sendromlu çocuklarda; baş ve çene küçük, yassı burun kemeri, ufak gözler, kısa burun kemiği, burun dudak oluğunun oluşmaması, düşük göz kapakları gibi özel bir yüz görünümü vardır. Günde 5 bardaktan fazla alkol alan anne adaylarının bebeklerinde bunların görülme olasılığı %30 iken, 2 bardak içenlerde bu oran %10 civarına düşmektedir. Daha az içen kimselerin bebeklerinde de daha hafif etkiler ortaya çıkar.
Sonuç olarak her gebe karnında taşıdığı bebeğe karşı sorumlu olduğunu unutmamalı, gebeliği fark ettiği andan itibaren alkol almayı keserek olası problemleri önlemeye çalışmalıdır. Kronik alkol içicileri gebe kalmayı planlarken 6 ay evvel alkolü kesmeli, genel bir check-up‘tan geçerek gebeliğe hazırlanmalıdır.