Güncelleme Tarihi:
Dünyada en sık görülen rahatsızlıklar arasında yer alan anal fissür yani halk dili ile makat çatlağı yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir rahatsızlıktır. ‘Utandıran hastalık’ olarak nitelendirilen ve hastaların geç doktora başvurmasına neden olan rahatsızlık kış mevsiminde daha çok sorun yaratmaktadır. Kabızlığın daha sık görülmesi nedeniyle bu dönemde şikayetler artıyor. Tedavilerinde ise öncelikle hareketli yaşam, liften zengin beslenme ve bol su tüketimi yer alıyor. Sık tekrarlayan durumlarda ise diyet ve ilaç tedavilerine cevap alınamayan hastalarda yüz gençleştirmede, kırışık gidermede kullanılan Botox yöntemi anal fissür tedavisinde de kullanılıyor.
Konu ile ilgili bilgi veren Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fatih Kar, “İnsanda makat bölgesi çok fazla sinir ucu içerdiğinden dolayı oldukça hassastır. Genellikle kabızlık nedeni ile zorlu dışkılamalar sonrasında gelişir. Makatta çatlak ya da tıbbi adı ile anal fissür, dünyada yaygın olarak görülen rahatsızlıklar arasında ilk sıralarda geliyor. Hastalar dışkılarken şiddetli ağrı duyuyor. Sanki küçük cam parçaları çıkarıyormuş gibi hissettiklerini ifade ediyorlar. Ancak asıl ağrı dışkılamanın bitiminde ortaya çıkıyor ve saatlerce sürebiliyor. Bu ağrılar kişiyi günlük yaşamından alıkoyacak kadar şiddetli olabiliyor. Hastalar utandıkları için doktora gitmek istemiyor ancak iş ilerleyip de içinden çıkılmaz hal alınca mecburiyetten gidiyorlar.
Anal fissür tedavilerine değinen Op. Dr. Fatih Kar, “Tedavide en önemli kısım diyet. Hareketli bir yaşam bağırsak hareketlerini arttırdığı için spor ya da yürüyüşler önem teşkil ediyor. Sıvı alımı ve bol su tüketimi de tedavinin olmazsa olmazları arasında. Kişi diyet ve egzersizle fayda görmezse bu sefer medikal tedavi devreye giriyor. Medikal tedavilerde sorunlu bölgenin bir doktor tarafından değerlendirilmesini öneriyoruz. Doktor tavsiyesi ile olmak şartı ile kremler öncelikli olarak uygulanabiliyor. Bunun da çözüm olmaması durumunda eskiden cerrahiye yönlendiriliyordu hastalar. Ancak günümüzde yüz gençleştirmede kullanılan botoks uygulaması makat çatlağında da uygulanmaya başlandı. botoksla çözüm bulunamaması durumunda ameliyat en son seçenek olarak düşünülüyor” şeklinde bilgi verdi.
Botoksla tedavinin detaylana değinen Kar, “Botoks uygulamasıyla literatür bilgisi ile bize her 100 hastadan ortalama 70-90’inin bu sorundan kurtulduğunu belirtiyor. Biz tecrübelerimizle de bunu onayladık hatta yüzde 90 gibi rakamları gördük. Ameliyathane ortamı gerektirmeyen botoks işlemi 4-6 ay süre ile iç makat kasında geçici felç oluşturuyor ve bu dönemde makatta oluşan gevşeme ile dışkı daha rahat geçiş sağlıyor. Bu sayede makat çatlağı ya da yırtığı vücut tarafından iyileştirilebiliyor. Bu sürenin sonunda hasta diyetine dikkat ettiğinde botoks enjeksiyonunu tekrarlamaya gerek duyulmuyor ancak değişik çalışmalarda botoks tedavisi sonrasında zaman içinde yüzde 0-42 oranında nüks geliştiği bildirilmiştir. Genellikle makatta çatlak durumunda hastaların yüzde 70-75'inde, 20 ünite (IU) botoks tedavisi ile tam başarı, yüzde 20'sinde kısmi başarı (yakınmaların yarı yarıya azalması) elde edildiği gözlemlenmiştir. Makatta çatlak sorunu olan hastaların yüzde 5-10'unda ise botoks tedavisinin sonuç vermediği, değişik çalışmalarda botoks tedavisi ile yüzde 30-96 arasında başarı elde edildiği bildirilmektedir. Hastaya uygulanan botoks dozunun 30 ünite (IU) olması durumunda, tedavi başarısının yüzde 87'ye dek çıktığı bildirilmektedir” ifadelerini kullandı. Fatih Kar gebelerin, 18 yaşından genç olanların, 70 yaşın üzerindeki hastaların ve makat fissürünün olduğu durumlarda botoks uygulamasının bazen uygun olmadığını ve daha detaylı incelemeler gerektiğini belirtti. Makatta çatlak nedeni ile yapılan botoks uygulamasından sonra, hastanın yakınmalarında 30 gün içinde bir düzelme olmaması durumunda, kısmi başarı elde edilen yani yakınmaların yarı yarıya azaldığı hastalarda, ikinci bir seans botoks uygulaması yapmak gerekebileceğinin altını çizdi. Bu seanstan sonra da başarı elde edilmezse, cerrahi girişim veya ameliyat önerdiklerini ifade etti.
Nüksü önlemek için dikkat edilmesi gerekenlere de değinen Op. Dr. Fatih Kar, “Kabız olmamak için düzenli sağlıklı besinler tüketilmeli (sebze, meyve ve özellikle baklagiller) ve bol su (günde en az 8-10 bardak) içilmelidir. Bunlara ek olarak yapılacak düzenli spor aktiviteleri (örneğin yürüyüş) önerilebilir. Kahve ve alkol tüketimi azaltılmalıdır. Bu önlemlerle dışkılama alışkanlığı düzenlenebilir. Diyete dikkat edilmediği takdirde, makat çatlağının yüzde 30-70 oranında tekrarladığı bilinmektedir. Ancak, bahsedilen diyete dikkat edildiği takdirde makat çatlağının nüks etme oranının yüzde 15-20 oranına dek azaltılabildiği bilinmektedir” dedi.