Güncelleme Tarihi:
Artık şunu çok açık olarak biliyoruz ki, bu çocuklar en büyük zararı veren gece altını ıslatmanın kendisinden çok, ailenin ve toplumun yanlış tutumları olmaktadır. Bunların içinde en tehlikelisi cezalandırmalar ve de özellikle cinsel bölgelere yönelik cezalandırmalardır. Bu tür bir cezanın çocuk üzerindeki etkisinin ömür boyu sürebileceği unutulmamalıdır.
Gece altını ıslatan çocuğunuza kızmayın, utandırmayın onu, başka çocukları örnek göstermeyin. Altını ıslatan çocuğa onun fizyolojik bir gelişme gecikmesi yaşadığını, bu sorunun çok da önemli olmadığını ve aslında diş çıkarma gibi normal bir gelişim olduğunu; ama onu etkilediğini düşündüğünüz için bir doktora götürmek istediğinizi, tetkik ve tedavi süresince ona destek olacağınızı anlatmanız gerekmektedir.
Neden tedavi ediliyor?
Gece altını ıslatan çocukların bir kısmı kendiliğinden düzelecektir ancak çocuğa ve aileye sıkıntı vermesi, çocuğun kendine güvenini azaltabilmesi, birlikte başka davranış ve duygulanım sorunlarının olabilmesi nedeniyle tedavi önerilmektedir. Tedaviye başlamadan önce uzman ve gece altını ıslatma konusunda tecrübeli bir hekim tarafından çocuğun detaylı fiziksel muayenesi yapılmalı, idrar kaçırmaya yol açabilecek diğer tüm nedenler gözden geçirilmelidir.
Tedavinin başarılı olmasının ilk şartı aile, çocuk ve hekim arasında tam bir işbirliğinin olmasıdır. Ana prensip çocuğa güven vererek suçluluk hissini ortadan kaldırma ve mümkünse olayı çocuğun sahiplenmesini sağlamaktır. Öncelikle denenmesi gereken çocuğun kendisinin veya ailesinin gece uyanmasına dönük programlardır. Bunlara motivasyon programları denmekte ve sadece motivasyonla doğrudan tedavinin başarısı % 25 artırabilmektedir.
Önce çocukların kendiliğinden uyanması denenir, bu mümkün olmuyorsa ailenin çocuğu gece uyandırıp tuvalete gitmesini sağlayan program uygulanır. Altını ıslatma tedavisinde uzun yıllardır çeşitli ilaçlar kullanılmıştır. Bu ilaç tedavi kürleri çocuktan çocuğa farklı olarak ortalama 6 ay sürmektedir. Halk arasında tedavide kullanılan bazı ilaçların kısırlığa neden olabileceği gibi yanlış bir kanaat vardır. Bu uydurma ve bilimsel dayanağı olmayan bir söylentiden ibarettir. Eğer ailenin desteği ile beraber motivasyon tedavisi ve ilaç tedavisi beraber uygulanırsa bu çocuklarda tedavide başarı oranı % 70-80'i bulmaktadır.
İlaç tedavisinin en önemli dezavantajı ise tedavi kesildikten sonra rahatsızlığın yüksek oranda tekrar riski bulunmasıdır. Bu nedenle son yıllarda alarm ve ilaç tedavisinin birlikte kullanılması önerilmektedir. Alarm cihazları çocuk idrar kaçırmaya başlar başlamaz çocuğu uyandırarak, mesanesini kontrol etmesine yardımcı olan araçlardır. Alarm cihazları teknolojisinde son yıllarda önemli ilerlemeler olmuş ve hem küçük hem de kullanımı kolay alarm cihazları üretilmiştir. Alarm tedavisine de en az 3 ay devam etmek gerekmekte ve bu tedavi ile çocuklarda % 85'lere varan iyileşme sağlanmaktadır. Alarm tedavisi sonunda tekrarlama riski oldukça düşüktür.