Güncelleme Tarihi:
İnsan yavrusu doğduğu anda bazı yetilere sahip olmakla birlikte, insan olarak yaşamını sürdürebilmek için gerekli olan bilgi ve becerilere sahip değildir. Bu bilgi ve beceriyi bebek aile içinde anne ve baba ile kurduğu ilişki sayesinde öğrenir. En uzun süre anne baba desteğine ihtiyaç duyan canlı insandır. Özellikle yaşamın ilk 6-7 yıllık dönemi kritik öneme sahiptir.
Bir çocuğun sosyalleşmesinde en önemli kurum ailedir. Buna ilaveten bütün toplumsal kurumların etkisi vardır. Örnek olarak okul, arkadaş grubu, iş çevresi ve sosyal medya önemlidir. Çeşitli dinî, fikrî, kültürel ve mesleki grupların da etkisi olmaktadır. Sosyalleşme sayesinde toplum içindeki farklı grupların birbirleriyle olan iletişimini ve etkileşimini sağlanmış olur.
Sosyal bir kişinin beyinde haz merkezi olan nukleus accumbensdeki dopamin reseptörlerinde artış görülür. Dopamin haz almamızı sağlayan hormondur. Bunun sonucu olarak ise sosyal insanlar yaptığı işlerden, yediklerinden, gezdiklerinden, yaşamdan yalnız yaşayan insanlara göre daha fazla haz ve doyum alırlar.
Sosyalleşmede en önemli faktör annenin çocukla ilişkisi, babanın çocukla ilişkisi ve anne babanın birbiri ile olan ilişkisidir. Çocuk bu ilişkileri izleyerek ve deneyimleyerek dış dünya ile nasıl iletişim kuracağını öğrenir. Anne ve babanın ev dışından gelen insanlarla örneğin komşular, yakın akrabalar ve aile dostları ile olan ilişkilerinin sağlıklı olması da sağlıklı sosyal ilişki açısından önemlidir.
Çocuk bu ilişkileri gözlemleyerek sosyal ortamlarda öteki insanlarla nasıl iletişim kuracağını öğrenir. Anne ve babanın içedönük, özgüvensiz, ilişki kuramayan bir yapıda olduğu bir ailede çocuk da zamanla bu hale dönüşecektir. Bunun tersine anne babanın sosyal olduğu ancak çocuktan sürekli bir iyi performans beklentisi olduğu bir aile de çocukta özgüvensizlik ve sosyallikten kaçınma davranışı gelişecektir. Böyle bir çocukta yetişkinlik döneminde yoğun bir şekilde yetersizlik, beceriksizlik, suçluluk ve utanma duyguları gelişecektir.
Bu yüzden anne ve baba çocuğun özerkliğini tehdit etmeyen ve baskıcı olmayan bir biçimde olması, en önemlisi de kendilerinin sağlıklı bir model olmasıdır. Anne babanın birbirleri ile ve öteki insanlarla iletişimi sağlıklı ise zaten çocuk yavaş yavaş bu ilişkileri modelleyecektir. Anne ve baba burada sağlıklı iletişim kuramıyorsa çocuğun diğer insanlarla sağlıklı iletişimi pek de mümkün olmayacaktır.
Bir duygu ne kadar spesifik ve basit ifade edilirse zihnin onun boşaltıp rahatlaması o kadar kolay olmaktadır. Örneğin bugün kendimi kötü hissediyorum cümlesi yerine, bugün kendimi çok yalnız hissediyorum cümlesi zihin açısından çok daha iyidir. Çocukların olumsuz duygularını spesifik ve sesinin tınısının yumuşak bir şekilde ifade etmesi esnek olmayı ve topluma uyumlanmayı artırır. Bu sayede hem olumsuz duyguyu ifade edip kendini rahatlatmakta, hem de içinde bulunduğu toplumu rahatsız etmemektedir. Birbirlerine olan olumsuz duyguları sakin ifade eden bir ailede yetişen çocuk bunu daha kolay başaracaktır.
Eğer anne baba birbirlerine ve çocuğa yeterince empati gösteremiyorsa çocukta empatik kapasitede eksiklik olacaktır. Bu durum sosyal alanlara uyumlanmayı azaltabilmekte ve anti-sosyal davranışları artırabilmektedir. Böyle bir çocuğun karşıdakinde yarattığı olumsuz duyguyu hissetmesi mümkün olamamaktadır. Çünkü anne ve baba birbirlerine ve çocuğu nasıl davranıyorsa, çocukta toplumdaki öteki insanlara aynı şekilde davranacaktır. Şiddet gören çocuk ötekilere şiddet yapmak isteyecektir. Sürekli aşağılanarak büyüyen bir çocuk ise toplum içinde öteki insanları aşağıladığı zaman kendisini rahatlamış hissedecektir.
Anne ve babanın sıcaklığı, duygusallığı ve sevgisini yeteri düzeyde alan bir çocuk toplum içinde de sağlıklı ilişkiler kurabilecektir. Böyle bir ailede yetişen çocuk toplum içinde hem kendi varlığını devam ettirecek, hem de öteki insanların varlığına saygı duyabilecektir. Evde anne veya babaya hayır deme hakkı olan bir çocuk, sosyal bir ortamda duygusal veya cinsel taciz yapan kişiye de kocaman bir hayır diyebilme yetisinde olacaktır.
Uzm. Dr. Timur Harzadın, Psikoterapist, Klinik Psikolog
[fotogaleri=1001]