Güncelleme Tarihi:
Yenidoğan döneminde yapılan sünnet son yıllarda hem kolay uygulanabilirliği hem de sünnet sonrası iyileşme süresinin son derece kısa ve sıkıntısız olması ile gittikçe daha popüler olmaktadır. Ebeveynlerin çocuklarını ileri yaşlarda oluşabilecek psikolojik travmadan koruma düşüncesiyle tercih ettikleri yenidoğan sünneti, daha ileri yaşlarda gerçekleştirilen sünnetten hem teknik hem de ağrısızlığın sağlanması (analjezi/uyuşturma) açısından farklılık göstermektedir. Bu yönü ile yenidoğan sünneti alışkın olmayan hekim için kolayca hata yapılabilecek bir konudur.
Yenidoğanlarda da ağrı hissi vardır!
En sık yapılan hata ağrısızlığın sağlanması konusundadır. Doktorlar arasında yaygın olarak yenidoğan bebeğin ağrı duymayacağına dair yanlış bir inanış vardır. Bu konuda 2000'li yılların başından başlayan ve özellikle 2008 yılından sonra ivmelenen yoğun bilimsel araştırma mevcuttur. Bu çalışmalar göstermiştir ki 35 - 37. gebelik haftasından itibaren bebekler basit dokunmayı ağrılı uyarandan ayırabilecek beyinsel olgunluğa ulaşmaktadırlar. Bu nedenle zamanında (term) doğmuş bir bebekte sünnet gibi ufak cerrahi girişimler, uygulanan cerrahi teknikten bağımsız olarak (cerrahi sünnet, çan sistemi, vs) mutlaka uygun analjezi sağlanarak yapılmalıdır.
Yenidoğan sünnetinde nelere dikkat edilmeli?
Uygun analjezi üç ana uygulama ile sağlanır:
* Cilt temasının sağlanması
Anne veya en azından bir birey ile cilt teması bebekleri rahatlatmakta ve ağrı duygusunu azaltmaktadır.
* Sükroz şekeri içeren tatlı sıvı (şerbet) verilmesi bebeğe ağızdan sükrozlu sıvı emdirilmesi ağrı kesici maddelerin etkinliğini belirgin olarak arttırmaktadır.
* Uygun bir analjezik maddenin cilt altına ve penise giden sinirler üzerine enjeksiyonu ile penisin hissinin ortadan kaldırılması.
Uygun analjezi yapılmadan uygulanacak her ağrılı girişim bebeğin ilerideki hayatında cilt hissinde kalıcı değişikliğe yol açabilir.