Güncelleme Tarihi:
Firuze, babası Ramin Oruçova ve annesi Türkan Oruçova 3 ay önce Azerbaycan’dan, Münih hastanesine geldi. Henüz 8 aylıkken rahim kanserine yakalanan minik Firuze, Münih Schwabing Klinikum’unda tedavi görüyor.
Baba Ramin Oruçova yaptığı açıklamada “Firuze’yi Bakü’de hastaneye götürdük ve raporda kanser çıktı. 1 sene içinde 18 kez kemoterapi tedavisi gördü ve 2 kez de ameliyat oldu” dedi.
Oruçova ailesi bir akrabanın tavsiyesi üzerine tedavi için Münih’e geldiklerini söyledi ve Ramin Oruçova, şunları anlattı: “İstanbul’da yaşayan Azeri bir işadamı 50 bin euro bağış yaptı ve toplam 68 bin euro ile Almanya’ya geldik. O para şu anda bitmiş durumunda. Türk motosiklet kuruluşu Turkos MC yöneticileri ile tanıştık ve onlar bize sahip çıktı. Allah razı olsun, her şey ile onlar ilgileniyor” dedi.
Halen Almanya’da tedavi gören minik Firuze gelecek yardımları bekliyor.
Bu kadar küçük yasta rahim kanserine yakalanan Firuze, herkesin aklına aynı soruyu getiriyor. Bebeklerde rahim kanseri ne sıklıkla görülür ve nasıl anlaşılır. Biz de aklımıza takılan tüm soruları Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Gökçen Erdoğan'a sorduk.
8 aylık bir bebeğe rahim kanseri teşhisi koyulmasıyla dünyanın gözü bu Azeri bebeğe çevrildi. Toplanan bağış paralarıyla tedavisine Almanya’da devam edilen bebek, neredeyse 2 yaşında. Merak edilense bebeklerde rahim kanserine ne sıklıkla yakalanıldığı.
Doğruyu söylemek gerekirse bu oran ‘şanssızlık’ olarak nitelenebilecek kadar az. Oldukça nadir görülen bu vaka, tıp literatüründe de şaşırtıcı örnekler arasına girmiş durumda. Biz uzmanların bu konuda söyleyebileceğimiz şeyse maalesef bebeklerde bunu engellemenin henüz bir yolunun olmadığı. Nasıl teşhis edilebileceğine gelince; rutin bir muayenede, bebeklerde bazen ihtiyaç duyulan düzenli ultrasonografik kontrollerde fark edilmesi mümkündür. Ancak bebeğin çok fazla ağlaması da bu konuda ipucu olabilir. Çünkü kitlenin çevresine uyguladığı bası, ağrı ve sızıya neden olup bebeği amansızca ağlatır.
Anne babaların tedbir amaçlı yapmaları gereken, rutin kontrolleri aksatmamak ve bebeklerin uzun süren ve süreklilik arz eden ağlama krizlerine duyarsız kalmamaktır. ‘Bebektir ağlar’ diyoruz ya, bu çoğu zaman geçerlidir, evet ancak bazen de bir an önce öğrenmemiz gereken bir nedeni vardır. Bu kanser olmaz da başka bir sorun olur. Elle muayene de en az ultrasonografi kadar önemlidir. Bebeği yıkarken dışarıdan da fark edebildiğimiz bir farklılık, kitle, şişkinlik ya da göçüklükle karşılaşırsak mutlaka doktorumuza başvurmamız gerekir.
Gelelim rahim kanseriyle savaşan bebeğimizin durumuna; tedavisi, zayıf bedeni için son derece ağır ve sancılı geçiyordur ama üstesinden geleceğini umut ediyorum. Çünkü taze bir bedende yaratacağı olumsuz etkilerin yanı sıra, tedaviye yanıt vermesi açısından umut da veriyor. Nadiren rastlanan bu vakalarda en önemli şey, kanserin hangi aşamada olduğu, nitelikleri ve vücutta yarattığı lezyonlardır. Tedavinin gidişatını belirleyen de budur.