Güncelleme Tarihi:
Plasenta, hamilelik boyunca bebeğin tüm besin ile oksijen ihtiyacını karşılamak ve östrojen ile progesteron gibi hormonların salgılanmasını sağlamak gibi adeta mucizevi bir işleve sahip. Ancak çoğumuz yaşamsal önem taşıyan bu organ hakkında yeterli bilgiye sahip değiliz. Plasenta ile ilgili tüm merak edilenleri Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Selin Özaltın anlatıyor.
1 -Plasenta nedir?
Halk arasında ‘Bebeğin eşi” veya ‘Son” olarak bilinen plasenta, bebeğin gelişerek olgunlaşmasını sağlayan ana organdır. Plasenta 15 - 20 santimetre çapında 2-3 santimetre kalınlığında oval bir yapı şeklinde olur. Plasenta doğumdan sonra da 10 dakika ile 30 dakika içinde ayrılır. Bebek için en uygun ortamı sağlayan plasenta oluşumunda her şey yolunda giderse, sağlıklı bir gebelik elde edilir.
2 - Plasentanın görevleri neler?
Plasenta bebeğin beslenmesinden sorumludur. Annenin ve bebeğin dolaşım sistemi arasında bariyer olarak görev yapar. Anneden gelen kandaki gerekli besinleri ve oksijeni gelişmesi için bebeğe taşırken, atık maddeleri ve karbondioksiti de anneye gönderir. Plasentanın bir diğer görevi ise östrojen ve progesteron gibi hormonların salgılanmasını sağlamaktır.
3 - Gebeliğin hangi döneminde oluşur?
Fetusa ait bir organ olan plasentanın oluşumu, gebeliğin çok erken dönemlerinde, embriyo daha başlangıç aşamasındayken başlıyor. Embriyo rahim duvarı içine yerleştikten sonra bazı hücreler ayrışarak bebeği oluştururken, diğer hücreler de plasentayı oluşturmak üzere farklılaşmaya başlıyor ve 18. gebelik haftasına kadar büyümeye devam ediyor.
4 - Plasenta ile ilgili ne tür sorunlar ortaya çıkar?
Şekil bozuklukları: Plasenta çift loblu veya ince membran şeklinde olabilir. Membranöz plasentada kanama problemleri görülebilir. Çift loblu plasenta da ise plasentanın erken ayrılması gibi problemler ortaya çıkabilir. Plasentanın gelişememesi annenin zayıf olmasına ve gebelik süresince iyi beslenmemesine bağlı olabilir. Plasentanın büyük olması ise; annede diyabet, plasentada ödem, annede veya bebekte kansızlıktan kaynaklanabilir. Bu gibi durumlarda plasentanın işlev bozukluğuna bağlı olarak bebekte gelişim geriliği oluşabilir.
Yapışma bozuklukları: Plasenta normalde rahmin en iç duvarına yapışır. Kas tabakasına ve en dış tabakaya yapışma olmaz. Her 2550 gebelikten 1’inde görülen yapışma bozukluklarında en sık akreata tipi yapışma görülür. Bunda yapışma kas tabakasına kadar ilerlemez. En nadir görülen ve en ciddi tipi olan perkreata’da ise tüm rahim duvarına yapışma söz konusu oluyor. Bu tip yapışmanın sebebi kesin olarak bilinmiyor.
Yerleşim bozuklukları: Plasentanın rahim ağzını tamamen veya kısmen örtecek şekilde bebeğin çıkış yoluna yerleşmesi durumudur. Görülme sıklığı 1000 doğumda 3- 6 arasında değişir. Risk faktörleri arasında geçirilmiş sezaryen ve miyom operasyonları, kürtaj ve enfeksiyon öyküsü, çoğul gebelikle, geçirilmiş gebelik sayısının çokluğu ve sigara kullanımı sayılabilir.
5 - Plasentanın rahim duvarından erken ayrılması sık görülen bir sorun mu?
Plasentanın rahim duvarından erken ayrılması ve plasentanın önde yerleşmesi en sık görülen plasental problemleri oluşturuyor. Görülme sıklığı yüzde 0.3-1.6 arasında değişen bu durum, acil müdahale edilmesi gereken bir süreç. Normalde plasentanın rahim duvarında yapıştığı yerden ayrılma zamanı bebeğin doğumundan sonradır. Bebeğin beslenmesindeki ana faktör olan plasentanın erken ayrılması durumunda bebek beslenemeyeceği için ani olarak büyük risk altına girer. Annede hipertansiyon, önceki gebelikte plasentanın erken ayrılması, gebelik sayısının çok olması, travma, anne yaşının 35‘ten büyük olması, sigara kullanımı, kötü beslenme, çoğul gebelik, vaktinden önce suların gelmesi ve plasentaya ait damarlardaki problemler, plasentanın erken ayrılmasına neden olur.
6 - Plasenta erken ayrıldığında nasıl bir yol izleniyor?
Kanama ki her zaman aşikar olmayabiliyor ve bazı durumlarda iç kanama şeklinde görülür, şiddetli ve uzun süren tetanik tarzda rahim kasılmaları sık görülen bulgularını oluşturuyor. Bu bulgulara bebekte sıkıntı ve kalp atışlarında bozulma eşlik ediyor. Tedaviyi etkileyen en önemli faktör ise bebeğin canlı olup olmadığı. Bebek canlı ise acil sezaryen planlanıyor. Kanama az ve bebek cansız ise vajinal doğum beklenebiliyor.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Dr. Selin Özaltın