Güncelleme Tarihi:
“OSTEOPOROZ İLERİ YAŞ ERKEKLERDE DE GÖRÜLÜYOR!”
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Osteoporoz ve Diğer Metabolik Kemik Hastalıkları Çalışma Grubu adına açıklama yapan, Çalışma Grubu üyesi Prof. Dr. Zeynep Cantürk, Osteoporozun, kemik kütlesinde azalma ve mikro yapısında bozukluk sonucu gelişmekte olduğunu, kırık riskinde artışa yol açan, en sık görülen metabolik kemik hastalığı olduğunu belirtti. Cantürk açıklamasına şöyle devam etti:
“Dünyada olduğu gibi ülkemizde de nüfus giderek yaşlanmakta, osteoporoz ve buna bağlı kırıklar artış göstermektedir. Dünyada 50 yaşın üzerindeki her 3 kadından birinin ve her 5 erkekten birinin hayatının bir döneminde kırık yaşayacağı, ülkemizde de 50 yaş üzerindeki her 4 kişiden birinde osteoporoz bulunduğu bilinmektedir. Aslında önlenebilen ve tedavi edilebilen bir hastalık olan osteoporoz, günümüzde önemli bir ekonomik ve sosyal problem haline gelmiştir. Postmenopozal dönemde kadınlarda sık görülen osteoporoz, sadece kadınların hastalığı olmayıp, yaş ilerledikçe erkeklerde de görülmektedir. Sanılanın aksine osteoporoza bağlı kemik ağrıları sık görülmemekte, ağrı çoğunlukla kırık oluştuktan sonra ortaya çıkmaktadır. Kırıklar genellikle hafif bir travma ile veya kendiliğinden olmaktadır. Osteoporoz, omurga kemiklerinde çökme kırığı oluşturarak boy kısalığı ve kamburluğa kalça kırığı oluşturarak sakatlık ve ölüm riskinde artışa yol açabilmektedir.”
Osteoporoza yaklaşımda en önemli unsurun ’önleme’ olduğunu vurgulayan Cantürk, “Bunun için bireyler kemik yapımının ve kazanımının devam ettiği 30 yaş civarına kadar yeterli kalsiyum ve D vitamini almalı ve kemiğe yük bindiren spor hareketleri (ip atlama, basketbol, voleybol, koşu, tempolu yürüyüş gibi) yapmalıdırlar. Aynı şekilde kemik kaybını azaltmak amacıyla 30 yaşından sonra da benzer yaşam tarzı değişiklikleri (kemiğe yük bindiren egzersizler, yeterli kalsiyum ve D vitamini alımı) sağlanmalıdır. Bunlara ek olarak sigara kullanımından ve fazla alkol tüketiminden kaçınılmalıdır.” dedi.
Osteoporoz teşhisinin ya kırık oluşmasıyla ya da yüksek riskli bireylerde yapılan kemik mineral yoğunluğu ölçümü (DXA) ile konulduğunu ifade eden Cantürk, şunları söyledi:
“Osteoporoz için yüksek risk olduğunu gösteren ve DXA ile tarama yapılmasını gerektiren durumlar: yaşın ilerlemesi (kadınlarda >65 yaş, erkeklerde >70 yaş), vücut ağırlığının az olması, herhangi bir nedenle kadınlarda östrojen, erkeklerde testosteron hormonunun düşük olması, sigara içiyor veya geçmişte içmiş olmak, boy kısalması, 40 yaş sonrası hafif travma ile kırık olması, birinci derece akrabalarında osteoporoz veya kırık öyküsü, bazı endokrinolojik ve kronik hastalıklara sahip olmak ile bazı ilaçların sürekli kullanımı gibi. Osteoporoz teşhisi konulan bir hastada yine yaşam tarzı değişiklikleri sıkı bir şekilde uygulanır, yanısıra kemik kaybını azaltan ve kemik yapımını sağlayan ilaçlardan hastanın durumuna uygun olanlar ile tedavi sağlanır.” diye konuştu.