Güncelleme Tarihi:
Bebeklerde dil öğrenme temel olarak nasıl gerçekleşir? Bebekler kaç aylıkken/yaşındayken dil öğrenmeye başlar?
Bebekler üç aylıkken çevreyi algılayabilme ve tepki verebilme özelliği kazanırlar. Henüz kendileri konuşamasalar bile hızlı bir öğrenim süreci onlar için çoktan başlamış olur.
Bebekler ana dilini öğrenirken ikinci dili de aynı anda öğrenebilir mi?
Sanıldığının aksine hayatımızın mucizevi dönemine sahip ilk 6 senedeki öğrenim becerilerimizle sadece iki değil 4 dili bile aynı anda öğrenebilmek mümkün. Daha sonrası için bunu söylemek birçoğumuzun tahmin ettiği gibi güç. Araştırmalar 6. yaştan sonra öğrenmede sistematik bir düşüş olduğunu gösteriyor. Aynı anda birkaç dili öğrenmek yetişkinlerde olduğu kadar ergenlik dönemindeki çocuklarda bile hissedilir durumda zorlaşıyor.
Çocukların dil öğrenmede en etkin olunan yaş kaçtır?
İlk 6 yaş dil öğrenimini de kapsayacak şekilde öğrenim becerileri konusunda hayatımızın en verimli dönemi. Diğer öğrenim amaçlarından farklı olarak, dil öğrenimi yapısal olarak daha kompleks olduğu için çocuk sadece dil öğrenmekle kalmıyor, burada kaydedilen ilerleme çocuğun gelişiminde de önemli bir rol oynuyor.
Çocuklara ikinci dili öğretmede en etkili yöntem nedir?
Araştırmalar çocuklarımızın öğrenimlerinde ana faktörlerden biri sağ ve sol lobu aynı anda çalıştırabilen Stimulation (Uyarılma) olduğunu gösteriyor. Yani çocuklar mümkün mertebe görme, dokunma ve işitme gibi daha fazla duyularının uyarıldıkları durumlarda öğrenim becerileri de logoritmik şekilde artıyor. Tabii bu alt yapının üzerine hem dilbilimi hem de pedagoji alanında birikimli bir bakış açısının metodolojisi büyük önem kazanıyor.
Dil öğrenme/öğretme konusunda yapılan yanlışlar nelerdir?
Buradaki temel hataları öğrenim ve pedagoji olarak gruplandırabiliriz.
Yapılabilecek en büyük hatalardan biri çocuklarımızın bu mucizevi döneminin önemi konusunda yeteri kadar bilinçli olamamamız. Çocuklar için bu dönemde öğrenmek bir eğlencedir. Sürekli sorular sorarlar. Birçok anne-baba, çocuk bir köpeği gösterip “-Bu ne?” diye sorduğunda “-O hav hav!” gibi basit yanıtlar verir. Oysa çocuklarımızın bu dönemi verimli geçirmeleri tüm hayatlarını etkileyebilecek nitelikte. Bugün birçok okul öncesi eğitim kurumu kendi hazırladıkları müfredatlarla eğitim verirken, mümkün mertebe global alanda başarısı kanıtlanmış ve uzun yıllar birikim/gelişime sahip kurumları seçmekte fayda var.
Bir diğer hata alanı da pedagojik bilgi eksikliği olarak kabul edilebilir. Örneğin koruma içgüdüsüyle yapılan bazı yaklaşımlar, çocuğun araştırmacı özelliğini ortaya çıkaran ve özgüvenine de destek olacak olgulardan mahrum kalmasına neden olabiliyor. Bunun dışında bu hassas dönem ile ilgili birçok basit hata da yapılabiliyor. Basit bir örnekle, ileriki yaşların aksine bu yaşlarda “Hayır” kelimesi bazı çocuklarda basit bir şok etkisi yapabiliyor ve bu ileride hata yapma korkusu gibi alışkanlıkların kodlanmasına neden olabiliyor. Bu nedenle çocuklarımızın eğitiminde görev alan her kişinin pedagojik bir altyapıya sahip olması gerekiyor.
Çocukların dil öğrenmesini desteklemek için ebeveynler neler yapmalı?
Ebeveynler çocukların bu döneminin verimliliğini görmeli, hayatlarına etki edecek bu dönem için yatırım yapmalı ya da emek göstermeliler. Birçok bilinçli anne-baba kendi imkanlarıyla çocuklarının eğitimine özen gösterirken başarısı kanıtlanmış, birikim sahibi kurumlardan destek almak çocuklarımız için daha verimli sonuçlar yaratacaktır.