Güncelleme Tarihi:
Aşırı işlenmiş gıdaların sağlığa zararları, son dönemde sık sık gündeme geliyor. Dünyanın dört bir yanında araştırmacılar, aşırı işlenmiş gıdalarla ilgili çalışmalarını birbiri ardına yayımlıyor.
Geçtiğimiz günlerde, bu alanda en kapsamlı araştırmalardan birinin sonuçları kamuoyuna duyuruldu. 30 yıl süren bu çalışma sonucunda, aşırı işlenmiş gıdaların erken ölüm riskiyle bağlantılı olduğu ortaya kondu. Ne var ki araştırmacılar, tüm aşırı işlenmiş gıdaların aynı oranda etkili olmadığının altını çizerek, mutlaka uzak durulması gereken ürünleri sıraladı.
"DAHA LEZZETLİ VE İLGİ ÇEKİCİ"
Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü (FAO), aşırı işlenmiş gıdaları, "mutfaklarda asla kullanılmayan ya da çok nadir kullanılan malzemeler veya nihai ürünü daha lezzetli ve daha ilgi çekici yapma işlevi gören ilaveler içeren yiyecek ve içecekler" olarak tanımlıyor.
Gazlı içecekler, cipsler, paketlenmiş çorbalar, tavuk nugget'lar ve dondurmalar gibi ürünlerde bulunabilen bu malzemeler arasında küfe ya da bakteriye karşı koruyan katkı maddeleri, yapay renklendiriciler, ayrışmayı önleyen emülsifiye ediciler ile yiyeceği daha çekici hale getirmeyi amaçlayan ilave veya değiştirilmiş şeker, tuz ve yağlar sayılıyor.
EN AZ TÜKETEN GÜNDE 3 PORSİYON YİYOR
Söz konusu araştırma kapsamında, ABD'de yaşayan 100.000'den fazla sağlık çalışanının verileri analiz edildi. Kanser, kardiyovasküler hastalık ya da diyabet geçmişi olmayan bu katılımcılar, 1986-2018 yılları arasında her iki yılda bir sağlıkları ve yaşam tarzı alışkanlıkları konusunda araştırmacılara bilgi verdi; her dört yılda bir de beslenmeyle alakalı kapsamlı bir anket doldurdu.
Sonuçları bilim dergisi BMJ'de yayımlanan araştırmada, en az aşırı işlenmiş gıda tüketen grubun günde ortalama 3 porsiyon, en fazla tüketen grubun ise günde ortalama 7 porsiyon tükettiği belirlendi.
En fazla aşırı işlenmiş gıda tüketenlerin herhangi bir sebepten ölüm riski yüzde 4, nörodejeneratif hastalıklardan kaynaklı ölüm riski ise yüzde 9 daha yüksekti.
"BU ÇALIŞMAYI BENZERSİZ YAPAN ŞEY…"
Araştırmanın Harvard Üniversitesi TH Chan Kamu Sağlığı Okulu'na klinik epidemiyoloji ve beslenme üzerine dersler veren başyazarı Dr. Mingyang Song, "İşlenmiş etler ve şekerli yiyecekler ya da içeceklerin yarattığı riskle, örneğin aşırı işlenmiş tahılların yarattığı risk aynı değil" dedi.
Dr. Song, aşırı işlenmiş gıdalarla ölüm riski arasındaki ilişkiyi "orta düzey" olarak nitelendirirken, bağlantının tüm aşırı işlenmiş gıdalar için aynı güçte olmadığını belirtti ve ekledi: "Pozitif bağlantının ana itici gücü, işlenmiş etler veya şekerle ya da yapay tatlandırıcılarla tatlandırılmış içecekler gibi birkaç alt kategoride toplanan gıdalar."
New York Üniversitesi Paulette Goddard Beslenme, Gıda Araştırmaları ve Kamu Sağlığı Kürsüsü araştırmacısı Dr. Marion Nestle, söz konusu araştırmanın bu alanda yapılan yüzlerce diğer araştırmayla tutarlı olduğunu vurgularken, "Bu çalışmayı benzersiz yapan şey, aşırı işlenmiş gıdalar kategorisindeki farklı alt grupları ayrıştırıyor olması" dedi.
BÜTÜN AŞIRI İŞLENMİŞ GIDALARI HAYATIMIZDAN ÇIKARMALI MIYIZ?
Çok fazla yiyecek ve içeceğin "aşırı işlenmiş gıdalar" kategorisine girdiğini, bu yüzden aşırı işlenmiş gıdaları tamamen reddetmeyi tavsiye etmediğini söyleyen Dr. Song, "Örneğin kahvaltılık gevrekler veya tam tahıllı ekmekler de aşırı işlenmiş gıda kategorisindedir. Ancak bu yiyecekler lif, vitaminler, mineraller gibi birçok faydalı besin maddesi içerir. Öte yandan insanların işlenmiş etler, şekerle ya da yapay tatlandırıcıyla tatlandırılmış içecekler gibi bazı aşırı işlenmiş gıdaların tüketimini sonlandırması ya da sınırlandırması gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Ancak aşırı işlenmiş gıdalar söz konusu olduğunda halen cevaplanamamış pek çok soru bulunuyor.
Bu araştırma örneklem genişliği ve süresi nedeniyle oldukça güçlü veriler içeriyor ancak bunun gözleme dayalı bir çalışma olduğunu unutmamak gerekiyor. Bir başka deyişle araştırmacılar iki olgu arasında bir bağlantı olduğunu gözlemlemiş olsa da aşırı işlenmiş gıdaların ölüme yol açtığını söylemek mümkün değil.
Dr. Song, araştırmacıların aşırı işlenmiş gıdalardaki hangi unsurların (katkı maddeleri, emülsifiye ediciler, aroma vericiler…) sağlığı etkilediğine daha fazla odaklanması ve yetkili kurum ve kişilere, yiyeceklerin regülasyonu konusunda danışmanlık yapması gerektiğini söyledi.
EN ÖNEMLİSİ GENEL TABLO
Dr. Song, kişinin ölüm riskinin azaltılmasında en önemli faktörün beslenmesinin genel kalitesi olduğunu da ifade ederek, "Genel olarak sağlık beslenen kişilerin korkması ya da telaşa kapılması gereken bir durum olduğunu düşünmüyorum. Sağlık durumunun belirlenmesinde genel beslenme örüntüleri, halen baskın faktör" ifadelerini kullandı.
Birleşik Krallık'ta bulunan Quadram Biyolojik Bilimler Enstitüsü'nden Dr. Peter Wilde, sağlıklı beslenmenin esasının çeşitlilik olduğunu, mümkün olduğunca çok renkli sebze ve meyve ile tam tahıl tüketilmesi gerektiğini söyledi.
Dr. Wilde, "Eğer katkı maddeleri konusunda endişeliyseniz o zaman katkı maddesi düzeyi düşük yiyecekler seçin. Tüketmeyi seçtiğiniz aşırı işlenmiş gıdaların besin değerini aklınızdan çıkarmayın" dedi.
Dr. Wilde, tüm gıdaların denge içinde tüketilmesi gerektiğini de vurgulayarak, "Meyve suyu makul miktarda tüketildiğinde faydalı vitaminler, mineraller ve antioksidanlar içerir. Ancak çok fazla meyve suyu aşırı miktarda şeker demektir. Bu da faydadan çok zarar getirebilir. Burada siyah ile beyaz gibi net bir ayrım yok. Belli bir gıda sadece iyi ya da kötü olmaz; her ikisinin de unsurlarını içerir ve bu ikisi arasındaki denge o gıdayı ne kadar tükettiğinize bağlı olabilir" ifadelerini kullandı.
CNN International'ın "Here are the ultraprocessed foods you most need to avoid, according to a 30-year study" başlıklı haberinden derlenmiştir.