Güncelleme Tarihi:
Son yıllarda Türkiye’de organik tarım üretimi arttı ve böylece organik ürünler marketlerde yerini alarak hayatımızın bir parçası haline geldi. Peki, nedir bu organik ürünler? Neden bebek ve çocuklar organik ürünler ile beslenmeli? İşte, tüm bu merak edilen soruların cevabını Beslenme Uzmanı Başak Kefeli verdi.
Avrupa Birliğinin organik ürünler ile ilgili mevzuatına uyum sağlamak amacıyla 2004 yılında çıkarılan “Organik Tarım Kanunu” ile organik ürünler hayatımıza girmeye başladı. Bu kanun kapsamında üretilmeye başlanan organik ürünler gün geçtikçe çoğaldı ve tüketicinin ilgisini çekti.
Organik gıda nedir?
Bir gıdaya organik gıda denilebilmesi için yetiştirilmesinde ve işlenmesinde, genetik mühendisliğinin, yapay ve benzeri gübrelerin, böcek ilaçlarının, yabani ot ve mantar öldürücü ilaçların, büyütme düzenleyicilerin, hormonların, antibiyotiklerin, koruyucuların, renklendiricilerin, katkı maddelerinin, kimyasal kaplama ve parlatıcı maddelerinin ve kimyasal ambalaj malzemelerinin kullanılmaması gerekir. Organik gıda maddesi; tohumundan, yetiştirildiği tarladan üretim aşamasına kadar her aşamada kontrol edilip, tamamen doğal yöntemlerle üretilmelidir.
Gıdanın organik olup olmadığını nasıl anlayabiliriz?
Marketlerde raflarda bulunan ve üzerinde “%100 organik” yazan her ürün ne yazık ki istenilen koşullarda üretilmiş anlamına gelmemektedir. Bunun için organik ürün seçerken özellikle paketleri, etiketleri çok iyi bir şekilde okunmalıdır. Organik ürün üretecek olan firmanın Tarım Bakanlığı tarafından yetki almış kontrol ve sertifikasyon kuruluşlarından biriyle sözleşme yapması zorunludur. Etiketlerinin üzerinde de bu kuruluşların logoları, verdikleri sertifika numaraları ve “Tarım Bakanlığından onaylı” ibaresi bulunmalıdır. Sertifikasyon numarası bulunmayan ürün ne yazık ki organik ürün değildir.
Tüketilen organik ürünler çocukların çevresel toksinlerle karşılaşmasını engelliyor
Tarım uygulamalarında sıklıkla kullanılan kimyasal ajanlar, pestisitler hem toprağı kirletmekte hem de besinin güvenilirliğini azaltmaktadır. Son yıllarda oldukça sık karşılaşılan sağlık sorunları olan kanser, kronik akciğer hastalıkları, beyin tümörleri, hiperaktivite, otizm gibi hastalıklar, doğumsal anormallikler şüphesiz ki çevresel toksinlere maruz kalınması sonucunda artmaktadır.
Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için çevresel toksinlere (meyve ve sebzelerden aldığımız tarım ilacı kalıntıları, hava kirliliği, su kirliliği) maruziyeti mümkün olduğunca en aza indirmemiz gerekmektedir. İnsan sağlığını olumsuz etkileyen bu etmenlerin anne sütü ile bebeğe geçiş yaptığı da bir gerçektir. O zaman sorunun en başına dönmeli ve özellikle hamilelik, emziklilik dönemi ve büyümenin son derece hızlı olduğu yaşamın ilk 3 yılını ele almalıyız. Bu dönemde tüketilmesini önerdiğimiz organik tarım ürünleri sayesinde bebeklerin çevresel toksinlerle karşılaşmasını önemli ölçüde engellemiş oluruz.
Geleneksel tarımda kullanılan kimyasal ajanların çoğu vücudumuzda yağ dokusunda depolanmaktadır. Özellikle anne karnındaki bebekte ve yaşamın ilk 3 yılında, yani büyümenin ve yağ hücrelerinin yapımının hızlı olduğu bu dönemde kimyasal ajanlara maruziyet, bebeğin ileri dönemdeki sağlığını ciddi şekilde etkileyecektir. Bu sebeple sağlık için kritik dönemler olan bu dönmelerde organik gıdaların tüketimi önerilir. Bu sayede organik beslenen bebeklerimiz daha sağlıklı büyüyeceklerdir.
3 yaşına kadar olan dönemde anneler besin seçimini nasıl yapmalı?
Tamamlayıcı beslenmeye geçilmiş bir bebekte sırasıyla başlanacak olan besinler yoğurt, meyve püreleri, sebze çorbaları ve yemekleri, yumurta, kuru baklagiller, etler, balıklar, peynirler ve sütlerdir. Anneler özellikle yaşamın ilk 3 yılında bebeklerine yemek hazırlamak için marketlerden ya da manavlardan alışveriş yaparken besinleri özenle seçmelidir. Meyve-sebze alırken mevsimine uygun, üzerinde organik olduğunu belli eden ibarelerin olduğu, zedelenmemiş olanlar alınmalıdır. Yine aynı şekilde kuru baklagiller, süt, pekmez, bulgur, yumurta gibi besinleri seçerken de organik olanların seçilmesi bebeğin çevresel toksinlere maruz kalmasını önemli ölçüde engelleyecektir.