Güncelleme Tarihi:
Ülkemizde de, günümüz koşullarının etkisi ile bebek sahibi olamayan ve yardımcı üreme tekniklerine başvuran çiftlerin sayısı giderek artmaktadır. Tüp bebek tedavisine ihtiyacın artmasının en önemli sosyal nedenleri geç evlilikler, çocuk sahibi olma planlarının ekonomik nedenler ile ertelenmesi, çağdaş hayatın yarattığı etkiler nedeni ile oluşan stres faktörleri, dengesiz beslenmedir. Tüp bebek tedavileri kişiye özel programlar ile beraber hazırlandığında başarı ile sonuçlanabilir. Bu programlar sadece tedavi protokolleri ile sınırlı kalmamalı, hastaların metabolizma ve psikolojik durumları da dikkatlice değerlendirilmelidir.
Opr.Dr.Selen Sakar Ecemiş, tüp bebek tedavisinde beslenmenin, özelliklede Akdeniz tipi beslenmenin önemini anlattı;
Beslenme alışkanlıkları metabolizmayı etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Tüp bebek tedavisi başlamadan en az üç ay önce hazırlık dönemi başlatılmalıdır. İlk görüşmede hastaların tahlil tetkik ve muayeneleri yanında, beslenme alışkanlıkları, stres faktörleri, günlük yaşam alışkanlıkları, spor gibi, sorgulanmalıdır. Düzenli beslenme sağlıklı üreme hücreleri elde etme yollarından birisi, belki de en önemlisidir.
Sürdürülebilir bir beslenme modeli ve yaşam biçimi olan Akdeniz modeli beslenme, hastalara verilen en önemli reçetelerden biridir. Bu beslenme modeli adından da anlaşılacağı üzere Akdeniz Bölgesi’ndeki İspanya, İtalya, Tunus, Türkiye gibi ülkelerdeki geleneksel beslenme biçimidir. 1940’lı yıllarda Ancel Keys isimli bilim adamı, akdeniz bölgesinde yaşayan insanların, Kuzey Avrupa’da yaşayanlara göre daha uzun süre yaşadığını ve kalp hastalıkları sıklığının daha düşük olduğunu tespit etmiş ve bu beslenme modelini tanımlamıştır.
Akdeniz tipi beslenmenin ana prensipleri, sağlıklı sebze, meyve, balık, kuru bakliyat, zeytin ve zeytin yağı tüketmek ve bunları Akdeniz ülkelerindeki pişirme ritüelleri ile hazırlamaktır. Med diyeti olarak da bilinen bu beslenme tipi ile ilgili bir piramit de oluşturulmuştur. Akdeniz diyet piramidinin tabanında sebzeler, meyveler, zeytinyağı ve tahıllar, üzerinde balık ve deniz ürünleri, onunda üzerinde süt ürünleri, ardından tavuk eti ve son sırada ise kırmızı et yer almaktadır. Kuruyemişler bu diyetin önemli bir parçasıdır. Yüzde 80 kalorisi yağdan gelen fakat doymuş yağ içerdiği için sağlıklı olan bu yiyecekler, fazla olmayan miktarlarda ara öğünler olarak tüketilmelidir. Bir avuç ölçüsünde tüketilmesi önerilen, ceviz, badem, fındık, fıstık gibi kuruyemişlerin tuz veya şeker ile işlenmemiş olması çok önemlidir.
Ne yememeniz gerektiğine gelecek olursak; Akdeniz diyetinde işlenmiş etler (salam, sosis vb), yüksek şekerli meyveler ve tatlılar, tuzlu kuruyemişler, gazlı ve şekerli içecekler (özellikle meyve suları), şekerli ve yağlı hamur işleri, katı yağlar ve margarin yenmiyor. Bunların dışında az miktarda, ortalama ayda 2-3 defa, kırmızı et, yumurta, tavuk gibi besinlerin tüketilmesi öneriliyor. Beyaz ekmek gibi tahıl değeri düşük yiyecekleri de bu diyet hayatımızdan çıkarıyor. Ekmek yapımı için siyez unu, karabuğday, mısır unu, yulaf kepeği,çavdar gibi besin değeri yüksek ve barsak florasına katkısı olan tahılların kullanılmasını öneriyor.
Akdeniz tipi diyetin amacı yağ tüketimini kısıtlamak değil, doymuş yağ ve hidrogenli yağ(trans yağ) tüketimini azaltmaktır. Doymamış yağın primer kaynağı olan, sızma ve natürel sızma zeytin yağının tüketimini arttırarak, en önemli bitkisel antioksidan etkiyi kullanmaktır. Zeytin yağı, kanola yağı ve bazı kuruyemişler, linoleic acid yani omega 3 ten zengin oldukları için üreme hücrelerine yararlı etki sağlamaktadırlar.
Tüp bebek tedavisi, insan metabolizmasının bütünüyle ele alınmasını gerektiren bir tedavi şeklidir. Tek başına hormon ilaçlarının kullanımı ile değil, tedavi öncesi hastaların diet, egzersiz ve psikolojileri ile bir bütün olarak hazırlanmasını gerektiren bir tedavi programıdır. Başarı birkaç günlük ilaç tedavileri ile değil, aylar sürebilen tüp bebek gebeliğine hazırlık süreci ile gelir.
[fotogaleri=3518,2640]