25 yılını demans hastalarına bakarak geçirdi, şimdi ona da Alzheimer teşhisi kondu… Doktor, kendi hastalığını yavaşlatmak için işte bunları yaptı

Güncelleme Tarihi:

25 yılını demans hastalarına bakarak geçirdi, şimdi ona da Alzheimer teşhisi kondu… Doktor, kendi hastalığını yavaşlatmak için işte bunları yaptı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 05, 2024 09:51

Demans uzmanı bir nörolog olan 72 yaşındaki Daniel Gibbs, tam 25 yıl boyunca demans hastaları ile ilgilendi. Hastalarıyla aynı kaderi yaşayan doktora bundan 11 sene önce Alzheimer teşhisi kondu. Ancak o bu işin uzmanıydı ve hastalığa teslim olmaya niyeti yoktu. Alzheimer’ı yavaşlatmak için harekete geçti. İşte Daniel Gibbs’in Alzheimer teşhisi aldıktan sonra yaptıkları ve önerileri…

Haberin Devamı

Daniel Gibbs, Alzheimer hastalığının ilk belirtisini 2006 yılında 55 yaşındayken koku alma duyusunun eskisi kadar keskin olmadığını fark ettiğinde yaşadı. Ancak o zamanlar bunun yaşlanmaya bağlı olduğunu düşünmüştü. Ancak beş yıl içinde hiçbir şeyin kokusunu alamaz hale geldi.

2012'ye kadar özellikle endişelenmemişti; ta ki soyağacı araştırması yaparken APOE-4 alelinin iki kopyasına sahip olduğumu keşfedene kadar.

Bu, APOE geninin bir varyantıdır ve Alzheimer hastalığı için en önemli genetik risk faktörüdür. Bir kopyaya sahip olmak riskinizi yaklaşık üç kat; iki kopyaya sahip olmak ise yaklaşık 12 kat artırır.

Bundan önce Alzheimer Daniel’in radarında yoktu. Anne ve babasının ikisi de orta yaşlarında kanserden vefat etmişti ama bir ya da iki nesil öncesine baktığında, ailede demans geçmişi olduğu açıktı.

Haberin Devamı

Bu haber doktoru şaşkına çevirdi. 61 yaşındaydı ve hala aktifti, doktorlara ve tıp öğrencilerine nöroloji dersleri veriyor, demans da dahil olmak üzere çeşitli nörolojik sorunları olan hastalara bakım sağlıyordu. Her yıl eğitim vermek için Tanzanya'ya seyahat ediyordu.

Bilişsel olarak iyi durumda olduğunu düşünüyordu ama yine de demans uzmanı bir arkadaşından kendisine bazı testler yapmasını istedi.

Daniel’in testlerinde her şey normaldi; 90. yüzdelik dilimdeydi. Ancak sözel hafıza yani kelimeleri hatırlama yeteneği söz konusu olduğunda 50. yüzdelik dilimdeydi. Yine de normaldi. Bu sadece beyninin dille ilgilenen bölümünde ince bir hasar olabileceğinin işaretiydi.

HASTALIĞI NASIL YAVAŞLATIYOR?

Beyindeki değişiklikler, herhangi bir bilişsel sorun ortaya çıkmadan 20 yıl kadar önce, çok erken ortaya çıkar. Bu, hastalığın ilerlemesini durdurmak ya da en azından yavaşlatmak için en etkili zaman olabilir.

Daily Mail'e konuşan Daniel, “Teşhisimden sonra bu konuda neler bilindiğini öğrenmek için literatüre daldım. Düzenli aerobik egzersizin hastalığın ilerlemesini yüzde 50'ye kadar yavaşlatabileceğine dair tutarlı kanıtlar olduğunu gördüm. Ayrıca, Akdeniz diyetinin veya meyvelere daha fazla vurgu yapan ve süt ürünlerine sıkı kısıtlamalar getiren MIND diyeti adı verilen beslenme türünün ilerlemeyi yüzde 30 ila 50 oranında yavaşlattığı biliniyor” dedi ve ekledi:

Haberin Devamı

“Peynire bayılırım ve kendimi haftada önerilen bir porsiyonla sınırlamak için mücadele ettim. Sonra geçen yıl laktoz intoleransım olduğunu keşfettim. Artık peynir veya diğer süt ürünleri yok.”

Yararlı görünen diğer yaşam tarzı değişiklikleri arasında entelektüel ve sosyal olarak aktif kalmak, gecede en az yedi saat uyumak ve yüksek tansiyon, kolesterol seviyeleri, obezite ve sigara gibi kardiyovasküler risk faktörlerini kontrol etmek yer alıyor.

Daniel, sigarayı 18 yaşında bıraktığını ve diğer kurallara da harfiyen uyduğunu söyledi, “Bunun bir fark yarattığını düşünüyorum. Ayrıca Alzheimer biliminin ilerlemesine yardımcı olmak için elimden gelen her şeyi yapmak istiyorum ve şimdiye kadar altı araştırma çalışmasına katıldım. Bunlar arasında üç klinik ilaç denemesi, iki teknoloji tabanlı çalışma ve beynimdeki Alzheimer'ın ilerleyişini takip etmek için özel PET taramalarının kullanıldığı uzun vadeli bir çalışma yer alıyor” dedi.

Haberin Devamı

‘ARTIK HİÇBİR ŞEY BENİ İĞRENDİRMİYOR’

Alzheimer hastalığının beyinde yarattığı ilk değişimler, beta-amiloid adı verilen bir proteinin plaklarının ve tau adlı bir başka proteinin genellikle kokuyla ilgili kısımlarda oluşan 'karışıklıklarının' ortaya çıkmasıdır. Bunu daha sonra hipokampus ve diğer hafıza işleme alanları ve karar verme, kişiliği ifade etme ve sosyal davranışları yönetme ile ilgili olan prefrontal korteks takip eder.

Alzheimer hastalarının hemen hemen hepsinde bir miktar koku alma bozukluğu vardır ancak muhtemelen yavaş yavaş ortaya çıktığı için çoğu kişi bunun farkında değildir.

“Elbette olumsuz yanları da var; yemeklerin tadı hemen hemen aynı. Ancak avantajları da var. MIND diyetinin önemli bileşenleri olan lahana gibi acı sebzeleri yerken hiç sorun yaşamıyorum. Ve kolay kolay iğrenmiyorum. Köpek dışkısı toplamaktan ya da diğer pis kokulu işleri yapmaktan çekinmiyorum” diyen Daniel şunları söyledi:

Haberin Devamı

“İlk başta, bunun sadece artık iğrenç şeylerin kokusunu alamadığım için olduğunu düşünmüştüm ama görünen o ki durum bundan daha karmaşık. Daha hoşgörülü bir insan haline geldiğimi fark ettim. Sanırım tiksintinin koruyucu bariyeri artık çalışmıyor ve belki de bu empatiye benzer bir şeyle sonuçlanıyor.”

ÇALIŞMADA GÖNÜLLÜ OLDU

Daniel, teşhisinden iki yıl sonra, beta-amiloid ve tau'yu tespit edebilen bir PET taraması, bir MRI taraması ve iki günlük bilişsel testlerden oluşan ilk araştırma çalışması için gönüllü oldu.

Sonuçlar hafif bilişsel bozukluğu (MCI) olduğunu gösterdi. Beyninde orta miktarda beta-amiloid ve anormal tau başlangıcı vardı. Çalışmalar 2018'de ve 2022'de tekrarlandığında, bilişsel testler biraz daha kötüydü; amiloid ve tau daha da yayılmıştı. 2022'de hafif Alzheimer’ı vardı.

Haberin Devamı

YÜKSEK KOLESTEROLÜ BİR İPUCU MUYDU?

Daniel, tıp öğrencisiyken kolesterolünü kontrol ettirdiğini, şaşırtıcı bir şekilde normalin üst sınırına yakın çıktığını söyledi. Eşi Lois’e göre Daniel çok fazla hamburger ve patates kızartması yiyordu.

Ancak Daniel bu sonuca gülüp geçti. Ailede pek kalp hastalığı yoktu ve o da 20'li yaşlarındaydı ve kendini yenilmez hissediyordu.

Yaşı ilerledikçe kolesterol seviyesi yükseldi ve 50'li yaşlarına geldiğinde Daniel kolesterolünü ve tansiyonunu kontrol altında tutmak için ilaçlar alıyordu. Yıllar geçtikçe dozlar artmaya devam etti.

Daniel, “Yüksek kolesterolüm ve tansiyonum benim için her zaman biraz muamma olmuştur. Ancak bunlar, vücuda kolesterol taşıyan bir protein üretme talimatı veren APOE-4 alelinin iki kopyasına sahip olmamla bağlantılı olabilir. Kolesterol normal beyin fonksiyonu için gereklidir, ancak çok fazlası iltihap hücreleri olan mikroglia da dahil olmak üzere çeşitli beyin hücrelerinin fonksiyonlarına müdahale edebilir” dedi.

ÇAPRAZ BULMACALAR NASIL YARDIMCI OLABİLİR?

Beyin oyunları ve bulmacalar yapmak bunamayı yavaşlatır mı?

Bu konuda kanıtlar biraz çelişkili.

2014 yılında yapılan bir araştırmada, bulmaca çözen kişilerin bilişsel bozukluk yaşama riskinin bulmaca çözmeyenlere göre 2,54 yıl daha yavaş olduğu ortaya çıktı.vOysa son yapılan araştırmaların çoğu, sadece bulmaca çözmenin hiçbir faydası olmadığını, hatta çok az faydası olduğunu gösteriyor.

Daniel bulmaca çözme işini bir öğrenme egzersizi haline getirerek fayda sağlamaya çalışıyor, her bulmacadan yeni bir şey öğrenmek için uğraşıyor ve bunun beyninde bazı yeni bağlantılar filizlenmesine yardımcı olduğunu düşünüyor.

‘BAZI SABAHLAR ÇOCUKLUĞUMDAKİ ODAMDA UYANIYORUM’

Daniel, “Haftada bir veya iki kez uyandığımda, kendimi çocukluğumdaki yatak odasında sanıyorum. Yeniden yönümü bulmam sadece birkaç saniye sürüyor ve aslında korkutucu olmaktan ziyade hoş bir deneyim” dedi ve şunları söyledi:

-- Nöroloji mesleğini icra etmeye başladığımda Alzheimer hastalarında bilişsel bozulmayı hafifleten ilaçlar yoktu. Daha sonra 1990'larda yeni bir ilaç sınıfı ortaya çıktı. Bunların beyindeki önemli bir kimyasal haberci olan asetilkolin seviyelerini yükselterek etki ettiği düşünülüyor.

-- İlaçlar hemen hemen aynı derecede etkilidir. Hastalarımın birkaçı dikkate değer bir iyileşme gösterdi; diğerleri pek değişmemiş gibi görünüyordu ve bazıları için yan etkiler dayanılmazdı.

-- En sık görülenler mide bulantısı, kramplar, ishal, kabuslar ve uykusuzluktu. Ancak hastalarımda çok düşük bir dozla (önerilenden daha düşük) başlayıp bunu birkaç ay boyunca yavaş yavaş artırmanın genellikle bunlardan kaçınmamı sağladığını gördüm.

-- Birkaç yıl önce başka bir ilaç kullanmaya başladığımda, her zamanki gibi mide-bağırsak rahatsızlığı yaşadım; ama beni en çok rahatsız eden şey korkunç kabuslardı. Nöroloğum bunun genellikle günlük dozu sabah alarak önlenebileceğini söyledi. Gerçekten de işe yaradı. Ama bana yardımcı oluyor mu? Bilmek zor. Bazen yardımcı olduğunu düşünüyorum ama bunun sorumlusu plasebo etkisi olabilir.

EN ETKİLİ ARAÇ EGZERSİZ

Aerobik egzersiz beyin için iyidir. Alzheimer'a yakalanma şansını yüzde 50'ye kadar azaltabilir. Muhtemelen beyne giden kan akışını artırma, belirli stres hormonlarının salınımını değiştirme, iltihabı hafifletme, kardiyovasküler sağlığı iyileştirme ve küçük felçlerin oluşumunu azaltma kombinasyonundan dolayı böyle bir etkisi söz konusu olabilir.

Daniel’a göre, düzenli aerobik egzersiz programına başlamanın zamanı orta yaştır; bunama başladıktan sonra değil. Egzersiz muhtemelen Alzheimer hastalığının önlenmesi ve yavaşlatılması için şu anda sahip olduğumuz en etkili araç.

TANI KONMASININ ÜZERİNDEN 11 YIL GEÇTİ

Daneil, Alzheimer teşhisi almasından 11 yıl sonra ne durumda?

“Geçtiğimiz günlerde, köpeğim Jack'i uzun zamandır gitmediğimiz bir mahallede gezdirirken, bulunduğumuz sokağın adını hatırlamaya çalıştım ama başaramadım. Durup diğer sokakların isimlerini hatırlamaya çalıştım ama hiçbiri aklıma gelmedi, yaşadığım sokak da dahil. Ama sokakların nasıl birbirine bağlı olduğunu ve eve nasıl gideceğimi bilmekte hiç zorluk çekmedim. Rahatsız ediciydi ama sokak isimlerini hatırlayacağımı düşündüm ve birkaç dakika içinde öyle de oldu” dedi ve durumuyla ilgili şu bilgileri verdi:

“En son bilişsel testlerime göre Alzheimer hastalığım yavaş yavaş ilerliyor. Okuma hızım açıkça azaldı, sık sık geri dönüp bir önceki sayfayı tekrar okumak zorunda kalıyorum ve bu yıl 100 kitap bitiremeyeceğim. Muhtemelen 80 kitap okuyabilirsem şanslıyım. Artık hesapları dengeleyemiyorum ve diğer insanlar konuşurken onları anlamakta giderek daha fazla zorluk çekiyorum. Ama eşimin, ailemin ve arkadaşlarımın desteğiyle değişikliklere uyum sağlıyorum. Hayat hala güzel ve önümüzdeki yıllarda da güzel olmaya devam etmesini bekliyorum.”

BAKMADAN GEÇME!