Güncelleme Tarihi:
Modern hayat, teknolojik gelişimler insanlara sayısız kolaylık sundu, ancak çok sayıda yeni hastalığı da beraberinde getirdi. Bu hastalıkların en yaygın olanı ise açıklanamayan (idiyopatik) kısırlık. İnfertilite belirtisiyle başvuran çiftlerin yarısında açıklanamayan kısırlık görüldüğünü belirten Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Koray Altunay konuyla ilgili önemli bilgiler verdi.
İnfertilite oranı her geçen gün artmakta. Bu oranın büyük kısmını da açıklanamayan infertilite oluşturmakta. Çiftlerde her iki tarafta da kısırlığa yol açacak bir problem bulunmaması ve buna rağmen gebelik oluşmaması açıklanamayan infertilitedir. Böyle bir durumda çiftlerin yaşı müsait ise bir yıl doğal gebelik için beklenebilir. Ancak kadın yaşı 35 ise tüp bebek tedavisine başvurulması gerekir.
Kısırlık sorunu, büyük oranda çevresel şartlar ve gıda güvenliğinden etkilenir. Temiz hava, temiz su, genetiği sağlıklı gıdalara ulaşımın zorlaşması, çalışma hayatı ve yoğun stresin infertilite artışına neden olan başlıca sebeplerdir. Elektronik cihazlar, dizüstü bilgisayar kullanımı, hava kirliliği, su kirliliği, çevre kirliliği, hormonlu ve GDO’lu besinler, toksit maddelere maruz kalmak, kullanılan ilaçlar, sigara ve alkol tüketiminin artması infertiliteyi tetikliyor. Dizüstü bilgisayarlar özellikle erkeklerin testislerini ısınmasına maruz kalmasına yol açarak erkek kısırlığının artırmaktadır.
Yoğun iş stresi, çalışma saatlerinin uzaması, trafik, hareketsiz yaşam tarzı ve çevresel faktörler gibi sebepler kısırlık riskini artırır. Beyinde bulunan üreme ve stres hormonları birbirine yakın konumdadır. Bu sebeple yoğun strese maruz kalmak üreme hormonlarını da olumsuz etkiliyor. Çalışma saatlerinin uzaması, trafik, hayat şartları, maddiyat, çevre koşulları da stres oranını artırmakta. Bununla beraber günlük alınması gereken vitamin, mineral, protein gibi faktörlerin alınmaması ve düzensiz beslenme de stres oranını artırarak infertiliteye sebep olmaktadır.
İnfertilite sebebinin ortaya çıkarılması için erkek ve kadına yönelik yapılan testler şu şekilde sıralanabilir:
“İlk olarak baba adayına sperm testi yapılır. Kaliteli, fonksiyonel spermlere ulaşıldığı vakit babaya ait problem olma ihtimali ekarte edilebilir. Bu test belirli aralıklarla yinelenip, garanti sonuç için birkaç kez istenebilir. Erkeğe ait kısırlık belirtileri yoksa sıra anne adayına gelir. Anne için de yumurtlama düzenine ait testler istenir. Adetin belirli günlerinde hormon seviyeleri ölçülerek analizler yapılır. Eş zamanda ultrason takipleri başlatılır. Geçirilen enfeksiyon hastalıkları, adet düzeni, düzenli birlikteliğin olup olmadığı sorgulanır. Burada problem yoksa tüplerin hasarlı ya da tıkalı olabilme ihtimali için film çekilmesi gerekebilir. Tüplerde de problem yoksa rahim ağzı problemleri araştırılabilir. Bazı vakalarda kadın rahim ağzı sıvısı spermlerin yaşam sürecini bozup, hareketliliğini engelleyebilmektedir. Tüm ayrıntılar değerlendirildikten sonra Hücresel yapı bozuklukları da infertiliteye sebep olabilir. Tüm testler sorunsuz sonuçlanıyorsa çiftlere açıklanamayan kısırlık teşhisi konulur.”
Açıklanamayan kısırlıkta tüp bebek tedavisine başvurulduğunu belirten Op. Dr. Koray Altunay, “Çiftlerin yaşı çok genç ise bir yıl deneme süreci verilebilir. Ancak 30’lu yaşlara yaklaşılmışsa yaş probleminin ortaya çıkmaması için tüp bebek tedavisi tercih edilir. Bu aşamada sağlıklı embriyolar oluşturmak için gereken testler yapılarak tüp bebek tedavisine başlanır” dedi.