Güncelleme Tarihi:
Anne babaların çocuklarıyla baş etmekte zorlandıkları; onların inatlaşma, tutturma hatta bağırıp vurma gibi davranışları karşısında nasıl davranacaklarını bilemedikleri zorlu bir dönem 2 yaş. 2 yaş sendromu çocuğun ebeveynlerine 'Ben de varım' deme çabasından, 4 yaş sendromu ise sınırlılıkların olduğu ortamın doğurduğu çatışmalardan ortaya çıkar.
Pedagog ve Aile Terapisti Serap Melek Kılıç, “2 yaş sendromu olarak ifade edilen ama aslında psikososyal gelişiminde kritik bir geçiş sürecinden geçen çocuğun, ebeveynleri ile iletişim kurma ve dünyaya “Ben de varım” deme çabası olarak görülmesi gereken bir yaşam olayı olarak tanımladığım bu süreçten bir hastalık, bir psikolojik buhran veya çocuğun eksik bir yanı gibi bahsetmek çok da doğru bir yaklaşım değildir” diyor ve 2 yaş sendromu ile ilgili önemli bilgiler veriyor.
Doğduğu andan itibaren anne ve babaya hayati ihtiyaçlar çerçevesinde bağlı olan bebek, ilk adımlarını atmaya başladığı andan itibaren kendisini bir anda harikalar diyarında buluverir. Annesi olmaksızın hayatta kalmayı başarması dahi mümkün değilken yaşamının yönetimini kendi kuralları ile ele geçirir. Genellikle 12-18 ay arasında başlayan bu süreçte dışarıdan gelebilecek veya kendi başına getirebileceği tehlikeli durum ve davranışların farkında olmayan bebek, riskli davranışlara karşı aşırı derecede eğilimli ve dirençlidir.
Ergenlik döneminde de benzer olguların gözlendiği ve çocuğun “benmerkezci” olduğu ilk yaşam döngüsü olan bu dönemde çevreyi keşfetmeye çıkan kaşif öylesine ben odaklı hareket eder ki, başına neler gelebileceği ile ilgili anne ve babası korkulu rüyalar görürken kendisinin tehlike kavramından hiç ama hiç haberi yoktur. Küçük bir ergen gibi asi, ayak direyen ve bildiğini okumaya çalışan bu dönem çocuklarına karşı yanlış ebeveyn tutumları süreci “2 yaş sendromu” olarak adlandırdığımız problem kümesine doğru taşımaktadır.
Psikolog Sena Sivri, bu dönemde, sıradan günlük ihtiyaçların karşılanmasının bile adeta bir güç mücadelesine dönüşmesinin son derece normal olduğunu belirtirken, 2 yaş sendromuyla nasıl başa çıkılabileceğini anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Enerjisini boşaltın
Emeklemekten yürümeye geçen ve kas kuvvetinin artması ile beraber hareketliliği keşfeden çocuğunuzun, bundan sonraki süreçte en çok yapmak istediği şeyin özgürce hareket etmek, koşmak ve zıplamak olacağını bilin. 2 yaş döneminin getirdiği saldırganlık ve içinde biriken enerjiyi atmak için duyacağı hareket ihtiyacını kısıtlamayın, aksine daha çok hareketli olmaya teşvik edin ki rahatlasın.
Çocuğunuzu engellemeyin
Engellenme duygusu kendini ifade edebilecek her türlü bilişsel fonksiyona sahip biz yetişkinler için bile baş etmesi zor bir hisken, duygu ve düşüncesini ifade edebilecek donanıma tam sahip olmayan 2 yaş çocuğu için tahammül edilmesi çok güç bir duygu. Bu yüzden kısıtlanmak, engellenmek öfkesini pekiştirirken, “huysuz” diye tanımladığımız davranışlarının artmasına sebep olacağından, temel koruma alanı belirlenmiş bir çerçeve içerisinde özgürleşmesine izin verin.
Öfkesini ifade etmesine olanak tanıyın
Öfke hayat boyu her bireyin zaman zaman hissettiği bir duygu. Öfkeyi sağlıklı ifade edebilmek önemli. “Çocuk bu ne öfkesi” düşüncesinden kaçınarak neye kızdığını kelimeleri yettiğince anlatmasına alan tanımaya özen gösterin. Çocuğunuzun duygularını istediği gibi ifade edebilecek kelime dağarcığına sahip olmadığını unutmayın, kelimelerini tamamlamaya zorlamayın, kendisinin istediği gibi anlatmasına izin verin.
Huzursuzluktan kaçının
Çocuğunuzun her ne kadar saklamaya çalışsanız da duygunuzu hissettiğini ve bundan etkilendiğini unutmayın. Hissettiğiniz negatif duyguları, aile içi huzursuzlukları çocuğunuza yansıtmaktan kaçının.
Bir şeyi yapmaya zorlamayın
Bu döneme ait en belirgin özellik çocuğunuzun canının istediği şeyi yapıp, istemediğini yapmaması, bu konuda direterek bireyselliğini ön plana çıkarmak istemesi olduğundan onu zorlamayın. O esnada ısrarcı olmayıp bir süre sonra tekrar denemek pozitif sonuçlar verecektir. Gerekçenizi anlayacağı bir üslupla anlatmak burada çok önemli. Yapmak istemediği bir şeyi yapmaya zorlamak hiçbir zaman iyi sonuçlar vermeyecektir. İstemediğinde ısrarcı olmamak, yemek, uyku, ilaç verme vs gibi inatlaşıp sizi zorladığı durumlarda bir süre sonra çocuğa gerekçelerini anlatarak ve fikrini alarak tekrar denemek gerekli.
Sınırlarınızı belirleyin
Bu dönemin çocuğunuzun bireyselliğini, rüştünü ispat etmeye çalıştığı, “ben de buradayım, bir bireyim” dediği dönem olduğunu unutmamak lazım. Buna alan tanımak ne kadar önemliyse bu alan tanımayı sınırsızlığa çevirmemek de bir o kadar önemli. Sınırları belirli bir çerçevenin içini nasıl boyayacağını çocuğa bıraktığımız yöntem bu dönemle baş etmede en etkilisi.
Kontrol sizde olsun
Hayatı yeni keşfeden, “ben bir bireyim”i ispat etmeye çalışan çocuğunuz aslında birçok şey için size ihtiyaç duyduğunu unutarak kontrolü ele geçirmek ister. Otorite figürünün bilincinde olması ve varlığını hissetmesi bu dönemin sağlıklı gelişimi için gerekli. Çocuğunuza istediği şekilde kendisini ifade edebileceğini ama otorite ve kontrolün sizde olduğunu hissettirin.
‘Hayır’ kelimesini kullanmada seçici davranın
Her şeye hayır demek, ebeveynlerden birinin evet dediğine diğerinin hayır demesi ya da bir sefer evet denilen bir şeye bir sonrakinde hayır denmesi en sık yapılan hatalar. Çocuğun kafasını karıştırıp gerginliğini artıracağından “hayır”larınız net ve tutarlı olsun. Neden ‘hayır’ dediğinizi her seferinde çocuğa özenli bir dille anlatın.
Kendisine zarar vermesine izin vermeyin
Bu dönemde kendini rahat ifade edemeyen çocuklar engellenme hissiyle beraber kendine zarar verebiliyor. O nedenle çocuğun kendisine zarar vermesini engellemek, öfkesini kelimeleri yettiğince, oyun içerisinde ifade etmesini sağlamak, teskin edip sakinleştirmek gerekiyor.
Kendinize de zaman ayırın
Çocuk yetiştirmek her evresinde farklı zorlukları beraberinde getirir. Zaman zaman ebeveynlerin baş etme mekanizmaları hayatın diğer dinamiklerindeki zorluklar devreye girdiğinde yeterli gelmeyebilir. Yeterli ebeveynlik öncelikle kişinin kendi iyilik halini gerektirir. Siz iyi hissederseniz çocuğunuzda da bunun pozitif etkisini gözlemleyeceksinizdir. Kendinize zaman ayırmaya, iyi gelecek hobiler, aktiviteler edinmeye özen gösterin, çocuğun sorumluluğunu paylaşmayı unutmayın.
2 yaş sendromu bebeklik döneminin bitişi çocukluk döneminin başlangıcı olarak kabul edilen biraz sancılı bir dönemdir. Çocukların 2. yaşında asileşen ve ailelerini yer yer çileden çıkaran tavırları 2 yaş sendromu olarak anılıyor. Psikolog Penbe Yazıcı, bu dönemde anne ve babanın da sinirlenebildiğini ve çocuğu cezalandırmaya kadar gidebildiklerini hatırlatarak, ailelere tavsiyelerde bulunuyor.
Anne - baba çocuğu korkutmamalı, öfkeyi dindirmek için çocuğun her istediğini yapmaktan kaçınmalı, davranışla uyumlu olmayan gereksiz cezalar uygulamamalı, çocuğun öfkeli davranışları anne-babanın öfkesine yol açmamalıdır. Zaten çocuğun problemi, sakinleşememektir. Anne baba da sinirlenirse çocuğun öfkesi beslenir. Doğru olan çocuğun yanından çıkmak, sakinleşene kadar yalnız bırakmak, daha sonra yanına gelmektir. Unutulmamalı ki bu yaşta çocuğun öfkesi sosyal çevreye uyum çabalarının da bir parçasıdır. Çocuğun her türlü öfkesini kısıtlarsak bu kez öfkeyi kendine yönelten çocuk kendini ısırmaya, saçlarını koparmaya yani kendine zarar vermeye başlar.
*
Bazen çocuğun öfke krizleri karşısında anne - baba çözüm üretemiyor, hatta çocukla ilişkileri bozulma noktasına geliyor. İşte bu noktada sadece öfke gösteren çocuğun değil ebeveynlerin de profesyonel yardım almalarında fayda var.
İki yaş dönemi çocuk gelişiminin en önemli ve en zor devresidir. Sık sık yaşanan öfke nöbetleri anne ve babalara zor anlar yaşatır. Ancak problemlere karşı hazırlıklı olarak 2 yaş sendromunun üstesinden gelmek mümkün. Anne ve babalar bebeklik döneminin yorucu temposundan kurtulduktan sonra her şeyin daha kolay olacağını düşünüyorlar. Ancak, her yaşın ayrı bir zorluğu olduğunu hatırlatmakta yarar var. Özellikle çocuklarda özerklik dönemini diye adlandırılan 12-36 aylarda önemli değişiklikler gözleniyor. 2 yaşla birlikte çocuklar sadece yürümekle, konuşmakla yetinmiyor, kendi bildiklerini okuyorlar. Sinirleniyor, ağlıyor ve öfke nöbetlerine kapılıyorlar. Bu noktada aileler ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Öncelikle sorunlara karşı hazırlıklı olmak gerekiyor. İki yaş ve sonrasında anne - babaların kendilerini nelerin beklediğini bilmeleri son derece faydalı. Sebepleri bilindikten ve gerekli önlemler alındıktan sonra iki yaş dönemini atlatmak aslında hiç zor değil.
Bu negatif dönemde çocuk dengesiz, olumsuz ve inatçı oluyor. Anne ve babasıyla sürekli çatışma halinde olan çocuk onların istediğinin tam tersini yapıyor. Kısa bir süre öncesine kadar neşeli, söz dinleyen ve kolay yönetilebilen çocuk, birdenbire ters ve huysuz oluyor. İşte bu çatışmaların en üst noktası öfke nöbetleridir. Bu nöbetler çocuğun mutlaka kötü huylu, iyi yetiştirilmemiş ya da sorunlu olduğu anlamına gelmez.
Sadece bu yaşlarda doğal kabul etmemiz gereken kontrolsüzlüğün ifadesi diyebiliriz. Çocukların öfke davranışları; her şeye itiraz etme, ağlayıp kendini yere atma, başını duvara veya yere vurma, yemeği reddetme, yediği yemeği kusma, eline geçeni fırlatma gibi oldukça çeşitlidir. Öfkenin Nedenleri İki yaşına kadar edilgen, bağımlı ve güçsüz olan çocuk, yürüme ve konuşmanın başlamasıyla kendini ifade etmenin yollarını ararken sosyalleşmenin de adımlarını atıyor.
• Oyuncağının elinden alınması
• Yıkanma
• Engellenme
• Baskılı tuvalet eğitimi
• Yemek yeme
• Annenin aşırı koruyucu olması, ailede öfke ve şiddet, çocuğun fizyolojik ve psikolojik gereksinimlerinin doyurulmaması, aşırı kuralcı anne-baba davranışları, kardeş kıskançlığı gibi durumlarda da öfke davranışlarıyla karşı karşıya kalınıyor.
2 yaşındaki çocuklar daha sinirli ve agresif olabiliyor. Çocuğun davranışlarındaki değişikliklere anne nasıl tepki vereceğini bilmiyorsa bu durum hem annenin hem de çocuğun psikolojisini olumsuz yönde etkileyebiliyor. Nöroloji Uzmanı Mehmet Yavuz, 2 yaş sendromuyla ilgili şunları söylüyor.
• Başını duvara vurma
• Aşırı inatlaşma
• Bağırma
• Elindeki oyuncak, eşya vb nesneleri fırlatama
• İştah kesilmesi
• Israrcı davranışlarda bulunma
• Anne ve babanın engelleyici ve aşırı koruyucu davranışları
• Kardeşler arasındaki kıskançlık
• Temizlik konusundaki ısrarcılık
• Tuvalet eğitimi
• Herhangi bir konuda engellenme
• Aile içindeki anne ve babanın bir birine şiddet uygulaması
• Yiyecek ve içecekler konusunda anne ve babanın ısrarcı tutumu
• Çocuğun gün içerisinde enerjini harcayamaması
• Anne ve babanın yeterince ilgilenmemsi de çocuğu ilgi çekmeye zorlayarak inatçı tavırlar sergilemesine sebep olabilir.
• Ebeveynler bu durumu doğal bir davranış olarak karşılamalıdı.
• Baskıcı ve engelleyici tavırlardan uzak durmalıdır. Çocuklar yaşları ilerledikçe sizin davranışlarınıza ve verdiğiniz eğitime alışacaktır.
• İştahsızsa yiyecekleri onun sevebileceği hale getirebilirisiniz ona özgü yiyecekler yapabilirisiniz. Her şeyi oyun diliyle anlatarak öğretmeyi deneyebilirisiniz. Kendinize mutlaka zaman ayırmalısınız sizin moral bozukluğunuz da ona karşı olan davranışlarınızı etkileyebilir.
• Sinirlendiğinde ona bağırmak yerine onu yalnız bırakın.
• Dikkate alınması gereken bir konu da çocuğun sinirli olduğu zamanlarda her istediğinin yapılmamasıdır. Sadece sakin davranılmalıdır. Eğer aile kendi başına bu sorunu çözemiyorsa psikolojik destek alabilir.
• Bu dönemde mümkün olduğunda sakin olunmalı ve çatışmadan uzak durulmalıdır.
2 yaş sendromu pek çok ailenin korkulu rüyasıdır. Bu dönem uzmanlarca bebekliğin bitişi ve çocukluk döneminin başlangıcı olarak görülür. Bu nedenle çocuğun iç dünyasında yoğun miktarda iniş çıkış olur.
Ailelerin bu dönemde çocuklarının hareketlerine anlam vermeye çalışmaları süreci karmaşıklaştırır. Bunun yerine onun duygularını anlamaya çalışmak daha sağlıklı olacaktır. Eğer çocuğunuzla empati kurarsanız 2 yaş sendromunu çok daha rahat atlatırsınız. Çocuğun 2. yaşından daha sorunlu bir dönemi varsa o da 3. yaşıdır.
3. yaşı ile birlikte çocuklar adeta bağımsızlıklarını ilan ederler. Bu dönemde hem her işlerini kendilerini yapmak isterler hem de sosyalleşme ihtiyaçları ortaya çıkar. Eskiden tüm günü anne babası ile geçirmekten memnun olan çocuk, bu dönemde yaşıtları ile daha fazla vakit geçirmek ister. Ben dönemine giren çocuk mevsime uygunsuz kıyafetler giymekte ısrarcı olur ve sadece kendi istediği yiyecekleri yemek ister. Bu süreçte çocuğun her isteğine evet demek, çocuğun kurallarla dolu okul yaşantısında büyük problemler yaşamasına neden olacaktır.
• Çocuklar 2 yaşındayken nadiren konuşurlar. 3 yaşında ise susmak bilmezler.
• 2 yaşındayken öfkelerini ağlayarak gösterirler, 3 yaşında ise sürekli etrafa eşyalarını atmaya başlarlar ki bununla nasıl başa çıkacağınızı bilmediğiniz zamanlar olabilir.
• 2 yaşındayken sizin onlara sunduğunuz her yiyeceği severek yerler. 3 yaşındayken yalnızca kendi seçtikleri belirli gıdaları tüketmeyi tercih ederler. Bu yüzden sırf yemek yesinler diye sürekli sevdiği yiyecekleri pişirmeye mecbur olduğunuzu hissedersiniz.
• Çocuklar 2 yaşındayken onlara banyo yaptırmak 10 dakikanızı bile almaz. Böylece sürekli temiz olan bir çocuğa sahip olursunuz. 3 yaşındayken banyolar 1 saat sürer. Ortaya çıkan sonuç ise darmadağınık bir banyo, ıslak bir anne ve kullanılmış onlarca havludur.
• 2 yaşındayken bezlerini istediğiniz zaman değiştirebilirsiniz. 3 yaşında ise tuvalet eğitimi almaya başlarlar ve etraflarındaki tüm dünyayı tuvalet varsayabilirler.
• 2 yaşındayken marketten ona özel olarak aldığınız herhangi bir yiyecekle dikkatini dağıtabilirsiniz. 3 yaşında ise tüm market alışverişinize karışmaya başlarlar.
• 2 yaşındayken kıyafetlerini seçmenize izin verirler ve seçtiğiniz kıyafetlerin içinde son derece sevimli görünürler. 3 yaşında kendi kıyafetlerini seçmekte ısrarcı olurlar ve sonuçlar çoğu zaman pek de hoş olmaz!
• 2 yaşındayken kirlenmekten hoşlanmazlar. 3 yaşında ise kirlenmeye karşı yoğun bir istek duyarlar.
• 2 yaşındayken, yapmak istediklerini onun yerine yapmanıza izin verirler ve böylece tüm işleri daha hızlı biter. 3 yaşındayken ise her işlerini kendileri yapmak isterler ve bu da çok fazla vaktinizi almalarına neden olur.
• 2 yaşındayken sizi yönetmek akıllarına gelen son düşüncedir. 3 yaşındayken size tamamen sahip olurlar ve bunun farkındadırlar!
Bu dönemde ortayı bulmak çok önemlidir. Çok fazla kural koyarak disiplin kurmak da en az her şeye izin vermek kadar yanlıştır.
Çocukla inatlaşmak da doğru bir tercih değildir. Bu yüzden çocuğun duygularına anlayış göstermek ve gerekli noktalarda kural koymak gereklidir.
Hayır denilmesi gereken noktada anne ve babanın birlik içinde hareket etmesi gerekir. Aksi takdirde eğer çocuk ebeveynlerden birini yönlendirebileceğini hissederse bundan sonraki davranışlarını buna göre belirleyecektir.
Çocuğun yaşına ve eğitim düzeyine uygun kurallar koyulması, onun okul döneminin disiplin kurallarını çok daha rahat bir şekilde benimsemesini sağlayacaktır.
HÜRRİYET AİLE ÖZEL/Sedef Batı