Güncelleme Tarihi:
Her şey Gardner ailesinin Aralık 1963'te California'nin San Diego şehrine taşınmasıyla başladı.
Ailenin en büyük oğlu Randy Gardner o sırada 17 yaşındaydı ve kendi tabiriyle tam bir "bilim delisiydi". Gardner'ın babası asker olduğu için iki yılda bir şehir değiştiriyorlardı ve Gardner taşındıkları her yeni şehirde bilim fuarına katılmayı bir alışkanlık haline getirmişti.
Gardner'ın bir sonraki hedefi 10'uncu Geleneksel Büyük San Diego Bilim Fuarı'nda ses getirecek bir proje yapmaktı. Potansiyel proje konularını araştırmaya başlayan Gardner, Hawaii'nin Honolulu şehrinde yaşayan radyo sunucusu 23 yaşındaki Tom Rounds'un 260 saat boyunca uyumadığını duydu.
Bunun üzerine Gardner ve iki arkadaşı, Bruce McAllister ve Joe Marciano, bu rekoru kırmak için kolları sıvadı.
Gardner, 2017 yılında NPR'da yayınlanan Hidden Brain programı kapsamında Shankar Vedantam'a yaptığı açıklamada, neden uykusuz kalma rekorunu kırmaya çalıştıkları sorusuna, "Ben çok kararlı bir insanımdır ve bir şeyi kafaya takınca bir sonuç bulmadan işin peşini bırakamam" diye yanıt vermişti.
UYANIK KALMAYA ÇALIŞAN RADYOCULAR ÇAĞI
Aslına bakılırsa uykusuzluk deneyleri yapan radyo sunucularının sayısı birden fazlaydı. Örneğin 1959 yılında Dave Hunter ve Peter Tripp isimli sunucular birbirlerinden habersiz böyle deneylere kalkışmıştı. Zira o yıllarda radyo sunucularının böyle çılgınlıklar yapmaları çok sıradan bir durumdu.
Florida'da yayın yapan WZRO kanalında çalışan 23 yaşındaki Hunter, New York'ta bulunan Times Meydanı'ndan yayın yapan WMGM sunucusu 32 yaşındaki Tripp'ten 2 saat önce deneyine başladı. Miami News-Record gazetesine göre, iki sunucu da ilk 140 saati sorunsuz geçirdiklerini belirtiyordu.
Hunter uyanık kalmasını sağlayacak bir destek almazken, Tripp "çökmeye yaklaştığı noktada" doktorların tavsiye ettiği bir ilaçla ayakta kaldı. Tripp o dönemde, "İnanılmaz bir şey. 60 dakika içinde 5 günlük uykusuzluğun etkileri silinip gitti" dedi ancak fazla erken konuştuğu kısa süre içinde anlaşıldı.
Bir anda durumu kötüleşen Tripp'in duyguları dengesizleşti, algıları yavaşladı, halüsinasyonlar ve sanrılar görmeye başladı. Kendi kimliğini sorgulamaya başlayan Tripp, ortalıkta fareler ve kedi yavruları dolaştığını iddia ediyordu. Aynı zamanda paranoyaklaşmıştı. Doktorları önce kendisini zehirlemeye çalışmakla ardından da hapse atmak için komplo kurmakla suçlamıştı.
Doktorlar Tripp'i her gün test etmeye çalışsa da sonlara doğru testlerin çoğu tamamlanamadı. Çünkü Tripp doktorlara izin vermiyordu. İçinde olduğu mental durum "gece psikozu" olarak tanımlandı. İlginç olan Tripp'in halüsinasyonlarının tıpkı REM uykusu gibi 90 dakikalık döngüler içinde yaşanmasıydı. Bunun üzerine doktorlar Tripp'in beyninin uykusuzlukla başa çıkabilmek için bir tür uyanık REM uykusu uyuduğu sonucuna vardı.
201 saatlik uyanıklığın ardından Tripp, 13 saat boyunca uyudu. Bu esnada gözlemler devam etti ve Tripp'in 13 saatin önemli bir kısmını REM uykusunda geçirdiği görüldü ve Tripp kayda geçmiş en uzun süreli REM uykularından birine de adını yazdırmış oldu.
Hunter ise 225 saat uyanık kalmasına rağmen herhangi bir sağlık sorunu yaşamadı. Araştırmacılar yıllar sonra Tripp'in halüsinasyonlarının sebebinin aldığı ilaçlar olabileceğini açıkladı.
DENEY 28 ARALIK'TA BAŞLADI
Gelelim San Diego'daki lise öğrencilerine... Gardner, McAllister ve Marciano kimin uykusuz kalacağına kura çekerek karar verdi ve şans Gardner'ı buldu. Gardner dayanabildiği kadar uykusuz kalacak, arkadaşları da hem zihinsel ve fiziksel reaksiyon sürelerini izleyecek hem de Gardner'ın uykuya dalmasına engel olacaktı.
Deney 28 Aralık 1963 günü, gençler kış tatilindeyken başladı.
Uykusuzluğunun üçüncü gününde mide bulantıları ve hafıza sorunları yaşadığını belirten Gardner, NPR'a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Midem gerçekten bulanıyordu. Bu durum deneyin sonuna kadar da devam etti. Üstelik durum kötüleştikçe kötüleşiyordu. Yani bir şeyleri hatırlayamamak deliceydi. Neredeyse uykusuzluk nedeniyle erken yaşta Alzheimer'a yakalanmış gibiydim."
Gardner, ikinci günün ardından basit tekerlemeleri tekrarlayamaz oldu ve dokunduğu nesnelerin ne olduğunu anlayamaz hale geldi. Duyuları kesinleşti ve güçlü kokulara karşı hassasiyeti arttı. (Bir noktada McAllister'a, "Bana bunu koklatma, kokuya katlanamıyorum" demişti.)
Beşinci gün itibarıyla halüsinasyonlar görmeye başlayan Gardner, kısa süre sonra kısa dönemli hafızasına yeni şeyler eklemekte zorlanmaya başladı. Ne var ki yaşadığı rahatsızlıklar Gardner'ı yıldırmadı. Genç adam uyanık kalmaya devam etti.
ABD'NİN EN POPÜLER GÜNDEM MADDELERİNDEN BİRİ OLDU
Deney bir noktada yerel gazetecilerin ilgisini çekmeye başladı. Bu ilginin deney için iyi olduğunu çünkü uyanık kalmasını sağladığını belirten Gardner, "Bütün o insanlarla, kameralarla ve sordukları sorularla uğraşırken uyuyamıyorsunuz" dedi.
Elbette sadece yerel basın değil ulusal basın da Gardner ve arkadaşlarının deneyine büyük ilgi gösterdi. Hatta deney kısa süre içinde Başkan Kennedy suikastı ve Beatles'ın ABD'ye yaptığı tarihi gezinin ardından ülke basınında en fazla haberleştirilen üçüncü konu haline geldi.
Zira Gardner'ın deneyini hayata geçirdiği dönemde, bir insanın uykusuzluğa ne kadar dayanabileceği sorusu bir tartışma konusuydu. Birçok kişi uykusuzluğun ölümcül sonuçları olabileceğine inanıyordu.
Daha önce yapılan bir deneyde kediler 15 gün aralıksız uykusuz bırakılmış ve sonuçlar kediler için pek iç açıcı olmamıştı. McAllister yıllar sonra BBC'ye yaptığı açıklamada, bu gaddar deneyde kedilerin doğal yollarla değil uyarıcı maddelerle uyanık tutulduğunu ve bu kimyasalların iç sistemlerine zarar vermiş olabileceğini belirtmişti.
GENÇ ARAŞTIRMACI GARDNER'A DESTEK OLDU
Haber birkaç gün içinde Stanford'a da ulaştı. Stanford Üniversitesi'nde genç bir uyku araştırmacısı olan William C. Dement, haberleri okuyunca çok meraklandı ve Gardner'la tanışmak için San Diego'ya doğru yola çıktı.
ABD Donanması'nda sıhhiyeci olarak görev yapan Binbaşı John J. Ross ve Dement, deney boyunca Gardner'ın sağlık durumunu takip etmeye yardımcı oldu. Dement ayrıca basketbol ve tilt gibi oyunlar oynayarak Gardner'ın uyanık kalmasına da yardımcı oldu.
Tilt oyunlarındaki başarı yüzdesi sorulan Gardner, "Gayet iyiydim. Sanırım çoğu oyunda onu yendim" dedi. Aslına bakılırsa çoğu oyunda değil tüm oyunlarda Gardner, Dement'i yenmişti, basketbol oyunundaki performansı da uykusuzluk süresi arttıkça iyileşmişti.
Gardner, "Fiziksel olarak hiç sorunum yoktu. Ama zihinsel olarak işler kötü gidiyordu. Uyanık kalma sürem uzadıkça daha da sinirli oluyordum" dedi.
11 GÜN 25 DAKİKA BOYUNCA UYUMADI
8 Ocak 1964 günü Gardner, deneyin son gününe ulaştı. 264,4 saat yani 11 gün 25 dakika boyunca uyanık kalmış ve yeni bir Guinness Dünya Rekoru'na imza atmıştı.
Gardner, "11'inci günde en ufak bir şeye sinirlenir hale gelmiştim. Muhabirleri terslediğimi hatırlıyorum. Aynı soruları bana tekrar tekrar sorup duruyorlardı. Ben de şımarık bir çocuktum" diye konuştu.
Gardner, muhabirlerin sorularını yanıtladıktan sonra yakınlardaki bir askeri hastaneye gönderildi. Burada bir elektroensefalogram makinesine bağlanan ve beyin dalgaları incelenen Gardner, tıbbi anlamda kesinlikle çok sağlıklıydı.
Gardner, hastanede 14 saat uyudu. Uyandıktan sonra sersemlediğini, "ama normal bir insan daha sersem olmadığını" söyleyen Gardner ile arkadaşları, San Diego bilim fuarında birinciliği elde etti.
REKORU ELİNDE TUTAMADI AMA...
Gardner'ın rekoru sadece iki hafta sonra 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Jim Thomas tarafından kırıldı. Thomas 266 saat 30 dakika boyunca uyanık kaldı. Ancak Gardner'ın deneyi bugün halen uykusuzluk konusundaki en bilinen vakalardan biri sayılıyor. Bu deney ilerleyen dönemde yapılan "mikro uyku" araştırmalarını da destekledi. (Guinness Dünya Rekorları'na göre mikro uykular "sadece birkaç saniye süren anlık uykuya dalışlar" olarak tanımlanıyor.)
1963 yılından günümüze uyku araştırmalarında önemli yol kaydedildi. Bu araştırmaların bir kısmı da uzun süreli uykusuzluğun sağlığa olan etkilerine odaklıydı.
1996'DAN BERİ TAKİP EDİLMİYOR
Uykusuzluk konusunda son Guinness Dünya Rekoru 1986 yılında kırıldı. Robert McDonald, 453 saat 40 dakika (yaklaşık 19 saat) boyunca uyanık kalarak neredeyse imkânsızı başardı. 1996 yılında Guinness Dünya Rekorları, uykusuzluğun "zararlı" etkilerini gerekçe göstererek bu rekoru takip etmeyi bıraktı.
Guinness Dünya Rekorları'nın yayın yönetmeni Craig Glenday, söz konusu kararla ilgili olarak, "Uyku insan doğasının, kritik, mutlak ve temel parçalarından biri. Uyumaya ihtiyacımız var. Bence bu nedenle bu büyüleyici bir rekor. Çünkü bu kadar mutlak bir şeyin sınırlarını zorlamak, insan türü olarak bizi anlamak için çok önemli" ifadelerini kullandı.
YILLAR SONRA PİŞMAN OLDU
Öte yandan Gardner, yaşı ilerledikçe gençliğinde yaptığı deneyden pişmanlık duymaya başladığını açıkladı.
2017'de NPR'a yaptığı açıklamada, yetişkinlik yıllarında insomniadan muzdarip olduğunu belirten Gardner, "Yaklaşık 10 yıl önce uyumayı bıraktım. Uyuyamıyordum. Yatakta beş altı saat uzanıyor, belki 15 dakika uyuyor ve yeniden uyanıyordum. Harap olmuş durumdaydım" dedi.
Gardner'ın yaşadığı insomnianın kesin nedeni bilinmiyor. Ancak Gardner, bu durumun 60 yıl önce yaptığı deneyin bedelini ödediğine inandığını söyledi. Nihayet uyku düzenini bir nebze olsun oturtabildiğini de sözlerine ekleyen Gardner, "Yine de 6 saatten fazla uyuyamıyorum" diye konuştu.
NPR'ın "Lessons from sleeplessness: The 60th anniversary of Randy Gardner's world record", Discovery'nin "What Would Happen If You Stayed Awake for 11 Days?", Guinness World Records'ın "What’s the limit to how long a human can stay awake? And why we don’t monitor the record" başlıklı içeriklerinden derlenmiştir.