Aile içi şiddetle ilgili istatistikler 14 ay sonra

KADIN ve aile içi şiddet konularıyla ilgili yoğun bir hafta geçiriyoruz.

Hürriyet’in "Aile İçi Şiddet" kampanyası kapsamında bugün ve yarın Bahçeşehir Üniversitesi’ndeyiz.

İki günlük konferansın teması "Medya ve Aile İçi Şiddet".

Dün ise Avrupa Konseyi, Parlamenter Meclisi, Kadın ve Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun İstanbul’daki konferansı vardı.

Komisyonun Başkanı eski CHP milletvekili Gülsün Bilgehan.

Bilgehan, Baykal’
ın geçen seçimlerde bir çırpıda harcadığı isimlerden.

Oysa Batı ile ilişkilerimizde önemli misyonlar üstlenmiş.

Milletvekili seçilemediği halde Avrupa Konseyi’ndeki görevi yıl sonuna kadar devam ediyor.

Dün sabah konferans öncesi Bilgehan ile ayak üstü sohbette Kadın ve Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun eski raportörü Jean-Guy Branger yanımıza yaklaşıyor.

Gülsün Bilgehan’ın görevini bırakmak zorunda olmasından ötürü üzgün.

"Komisyonda çok başarılı işlere imza attınız" diyor.

Bilgehan buruk.

Ancak açılış konuşmasında aktif politikadan ayrılmaya niyeti olmadığını da özellikle vurguluyor.

Dün sabahki konuşmacılar arasında Aileden sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu, Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, ODTÜ’den Profesör Feride Acar, Unesco iyi niyet elçisi yazar Zülfü Livanelli var.

Çubukçu’nun kadınlara yönelik şiddetle ilgili konuşmasında vurguladığı önemli şey şu:

Kendisine bağlı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü önümüzdeki günlerde "alana" inecek.

Bu ne anlama geliyor?

Kadına yönelik şiddetle ilgili istatistiki bilgiler toplanacak.

Bu konudaki bilgiler en son 1994 yılında yapılmış bir araştırmaya dayanıyor.

Hatırlıyorum.

Avrupa Parlamentosu için iki kez, "Türkiye’de Kadın Hakları" Raporu hazırlamış olan Emine Bozkurt özellikle "istatistiki bilgiler" olmamasından yakınıyordu.

Nihayet Avrupa Birliği’nden sağlanmış olan 1.2 milyon euroluk fonla bu eksiklik giderilecek.

Kaç erkek, ne kadar sıklıkla kadınları dövüyor tam olarak ortaya çıkacak.

Bu son derece önemli bir gelişme.

14 aylık araştırma sonucu ise 2008 yılı sonunda açıklanacak.

YA KONUŞ YA DA HİZMET VERMEM LÜKSÜ OLMAMALI

Dün sabahki konferansta Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin çok sayıda üyesi de var.

Vuslat Doğan Sabancı’nın sunumuyla Hürriyet’in "aile içi şiddet" kampanyası büyük ilgi görüyor.

Zira İsviçreli bir parlamenterin işaret ettiği gibi, Avrupa’da medyanın kadına şiddet meselesine bu denli önemli bir katkısı yok.

Medya "farkındalık" yaratmak için önemli bir araç.

"Hürriyet’in Almanya’dan sonra Türkiye’de başlattığı şiddet mağdurlarına "acil yardım hattı" da dünkü konferansta ilgi çeken başka birşey.

Bana öyle geliyor ki, Avrupalılar Türk göçmenlerle ilgili bir yükün hafifletilmiş olmasından ötürü memnun.

Ne yükü derseniz?

Mesele şu:

Avrupa’nın çeşitli ülkelerine dağılmış Türk kadın göçmenlerin çoğunluğunun lisan sorunu var.

Dolayısıyla şiddet gördüğünde bir yetkiliye başvurmaktan aciz.

Konuşamıyor, sorununu anlatamıyor.

"Hürriyet"in Almanya’daki "acil yardım hattı" böyle bir sorunu çözebilen, Almanların yükünü hafifleten bir girişim.

Ancak Vuslat Doğan Sabancı’nın dün önemle vurguladığı gibi, Avrupalı, göçmen "lisanı konuşmuyor" diye hizmet götürmemek lüksüne sahip değil asla.

Anayasa Kadın Platformu bu kez Ankara’ya gidiyor

200’den fazla kadın örgütünün biraraya gelip kurduğu Anayasa Kadın Platformu’nun yeni anayasa için talepleri var.

Platform hafta ortasında bir basın toplantısıyla taleplerini kamuoyuna duyurdu.

Geçen ekim ayında Ankara’da anayasa çalışmaları için Devlet bakanı Cemil Çiçek ile biraraya gelen sivil toplum kuruluşları arasında "Anayasa Kadın Platformu" yoktu.

Yanlış düzeltildi.

Şimdi bu hafta sonu Ankara’da TEPAV’ın (Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı) girişimiyle yapılacak yeni anayasa çalışmalarına katılacak.

Yeni anayasa kadınların taleplerini göz önüne almak zorunda.
Yazarın Tüm Yazıları