Türk televizyonlarının en farklı ve en kaliteli reality programı Survivor’da büyük macera sürüyor.
Çevremde pek çok insanın katılmak istediği bir yarışma bu. Gerek okurlar gerekse çevremdekiler ‘İkincisi yapılacak mı’ diye soruyorlar.
Şimdiden ön kayıt yaptıracaklar!
Ancak adada yaşam, hiç de göründüğü kadar kolay değil.
İşte bu haftadan itibaren pazar akşamları yayınlanmaya başlayacak Survivor ekibinin ve yarışmacıların yaşadığı ilginç notlar...
İlk Survivor’ın 1997’de İsveç’te yayınlandığını. Survivor’ın Amerika finalini 51 milyon kişinin izlediğini.
Seçici jürinin, başvuran 34 bin kişiyi fiziki ve psikolojik testlerden geçirip 16 yarışmacıyı belirlediğini.
Yarışmayı hazırlayan Arjantinli ekipten 12 kişinin dizanteriye yakalanıp hastanelik olduğunu.
Türk ekibinin makarna, tost, omlet gibi yiyeceklerle beslendiğini, yemekleri ekibin kadın üyelerinin hazırladığını.
Öğlenleri adada sıcaklığın 40 derece vardığını,
Programın sunucusu Ahmet Utlu’nun ekipte denize girmeyen tek kişi olduğunu.
Çekimler esnasında ekibin birçok üyesini, adada akrep soktuğunu, tedavi için hemen kortizon iğnesi olduğunu.
Dominik’te yaşayan Floransalı bir pizzacının ekibe sık sık pizza hazırladığını.
Final konseyinin yapıldığı mağaranın üzerinde bir de sabit reji kurulduğunu, mağaranın son halinin alması için 90 Dominikli işçinin 40 gün çalıştığını.
Yapım ekibinin Türk, teknik ekibin Arjantinli, lojistik ekibinin Dominikli olduğunu, ekibin Dominik’in kuzeyindeki bir otelde konakladığını.
300 kişilik bir teknik ekibin projeye katıldığını, bu ekipte Türkiye’den gelen 35 kişinin yer aldığını.
Bölgede cep telefonlarının çalışmadığını, ekip üyelerinin aralarında telsizle haberleştiğini.
Çekimlerin ortasında Türkiye’ye gidip gelen bazı ekip üyelerinin üç bavul yiyecekle dönüp teknik ekibi neşeye boğduğunu.
Yarışmanın yapıldığı adada bir kameraman, bir yapım sorumlusu, bir röportajcı ve bir sağlık görevlisinin sürekli nöbet tuttuğunu.
Ekibin kameramanlarının F1 gibi bir çok uluslararası organizasyonlarda görev aldığını, ekipler arasında ortak lisanın İngilizce olduğunu.
Yarışmanın gerçekleştiği bölgenin balinaların göç yolları üzerinde olduğunu, çekim sırasında sudan çıkan bir balinanın yarışmacıların bulunduğu teknenin hemen yanına düşerek büyük tehlike yarattığını.
Dikkat! Tehlike
Aykut Oray’ın TGRT’de sunduğu Dikkat daha ilk bölümüyle iyi reyting alarak dikkatleri üzerine çekmişti. Yayınlanan üç bölümü de ilk 10 içinde yer aldı. Yapılan yeni bir yöntem değil. Yıllar önce atv’de yayınlanan Şok’un, daha sonra İbrahim Sadri’nin yine atv’de denediği Televizyon Milleti’nin karışımı bir şey.
Gerçekle şaka arasındaki sınırın belirsizleştiği bir televizyon programı.
Geçtiğimiz hafta noter huzurunda bir doktorun yaptığı saç ekimi vardı.
Yayınlanan haberde, doktorun uyguladığı yöntemle yarım saat içinde saçların çıktığı iddia edildi.
Ne bir şaka ibaresi var ne de görüntülerden önce Aykut Oray’ın böyle bir uyarısı.
Peki sonra ne oldu? Bu tür yayınlanan her haber sonrasında olduğu gibi TGRT’nin telefonları kilitlendi.
Arayanlar arasında üniversite bitirmiş, aklı başında insanlar bile var. ‘Doktorun güvenirliğini kontrol ediyoruz. Bizi iki gün sonra arayın’ yanıtı veriliyor arayanlara.
Böyle bir yayıncılık nerede görülmüş?
Madem ‘gerçek’, doktorun güvenirliği yayına çıkarmadan önce kontrol edilmesi gerekmez mi? Madem ‘şaka’ izleyicinin uyarılması lazım değil mi?
Neyse, işin peşini bırakmayıp iki gün sonra arayanlara olayın şaka olduğu söylenmiş TGRT tarafından. İnsanların hassas olduğu konular üzerine şaka-yalan haberleri gerçekmiş gibi sunmak!.. Dikkat bu tür konularda yazılı olmasa da en azından sözlü olarak mutlaka izleyiciyi uyarmalı.
Çıraklar dolandırıldı
Çırak’ın son bölümünde kan bağışı toplamak için çadır kuran Çıraklar, çadırı balonlarla süslemek için bir organizasyon şirketiyle anlaştı.
Çıraklar, çadırı süsleyen baloncudan, bir de orkestra kurmasını isteyince film koptu. 200 milyona anlaşılan baloncuya 50 milyon kapora veren Okyanus grubu resmen dolandırıldı.
Parayı alıp giden baloncu ne orkestra kurdu ne de bir daha çadırın yanına uğradı.
Okyanus grubunun ‘saflığı’ bir yana, baloncunun 40 kişilik çekim ekibinin önünde, o kadar kameranın karşısında bu işi yapmaya cesaret etmesi şaşırtıcı. Bence Tuncay Özilhan, Çırak olarak baloncuyu işe alsın!...
Terim ne dediyse çıktı!
UEFA Kupası finaline maçtan çok Fatih Terim’in yorumları dikkat çekiciydi.
Sporting Lizbon’u 3-1 yenen CSKA Moskova UEFA Kupası’nın sahibi olurken, Terim’in maç boyunca yaptığı yorumlar o kadar yerindeydi ki...
Maçta olacakları neredeyse tek tek önceden söyledi Fatih Hoca.
Daha önceki Avrupa Futbol Şampiyonası ve İtalya Ligi maçlarındaki yorumları da çok konuşulan Fatih Terim, bu işte en iyi isimlerden biri olduğunu kanıtladı.