Afrika’nın güney ucundaki şarap, lezzet şehri CAPE TOWN

Kışın kapımızı çaldığı günlerde yazı karşılayan bir şehre gitmeye, plajların, şarabın, deniz ürünlerinin, gece hayatının tadını çıkarmaya ne dersiniz? Güney Afrika’nın Cape Town kentine ilk olarak 2000’de, Millennium vesilesiyle gitmiştim.

Haberin Devamı

Dünyanın en güzel şehirlerinden biriyle karşılaşmıştım. Yıllar içinde daha da gelişti. Yeni otel, restoran, barlar açıldı. Damak tadına önem verenlerin gözbebeği oldu.

Afrika Kıtası’nın en güneyine vardığınızda yapacağınız ilk iş Table Mountain’a (Masa Dağı) çıkıp şehri 1087 metreden seyretmek. Tavsiyem erken gitmeniz, hava sıcak, kuyruklar uzun olabiliyor. Bir diğer alternatif akşamüstü çıkıp güneşi uğurlamak, akşamın ilk ışıkları eşliğinde şehri seyretmek. Teleferik çok ilginç, yukarı çıkarken 360 derece kendi etrafında dönüyor ve herkese güzel manzarayı görme imkanı veriyor. Tepeden aşağıya bakmak nefes kesici. Dağda ve etrafında yaklaşık bin 500 çeşit bitki bulunuyor.
Cape Town’a gitmişken Kirstenbosch Ulusal Botanik Bahçeleri’ni görmelisiniz. Table’ın eteklerinde. Burada kahvaltı etmek ya da dolaşıp hayatın tadını çıkarmak apayrı bir keyif. Bahçelerde ağaç ve bitkilerle ilgili bilgileri körlerin de okuyabilmesi için Braille alfabesiyle hazırlanmış özel tabelalar bile var. Yazın burada konserler düzenleniyor. İsterseniz Kirstenbosch’dan dağa çıkabilirsiniz. Göreceli olarak daha az yokuşlu bir rota bu.

Haberin Devamı

V&A LİMANI YENİ CAZİBE MERKEZİ

Arkasında Twelve Apostles (12 Havariler) sıradağaları bulunan Camps Bay ve Clifton plajları dünyaca meşhur. Su biraz serin olabilir ama yine de girmeyi ihmal etmeyin. Çok şık restoranlar, barlar ve kafelerle dolu Camps Bay şehir merkezine yaklaşık 20 dakika uzaklıkta. Cape Town’da ulaşım çok ucuz, atlayın taksiye cennete yolculuğa çıkın.
Eski zaman güzeli Mount Nelson Hotel’de beş çayı molası verin. Saat 14.00-17.00 arası muhteşem pasta ve sandviçler eşliğinde çayın ve etrafın tadını çıkarın. Gündüz saat 12.00’de top atışının yapıldığı Signal Hill şehirde en güzel manzaraları görebileceğiniz yerlerden. Sakın gece gitmeyin, güvenli değil.
V & A Waterfront (Victoria ve Alfred Limanı) şehrin en hareketli noktalarından. Restorasyon sonrası cazibe merkezine dönüşmüş. İngiltere kraliçesiyle oğlunun adını taşıyan limanın inşaatı 1860’ta başlamış. Restoranlar, dükkanlar ve tekne turları size bekliyor. Mandela’nın 1963’ten itibaren yıllarca tutuklu bulunduğu Robben (Fok) Adası’na gitmek istiyorsanız liman doğru adres.

Haberin Devamı

FİŞLERİ ATMAYIN

Alışverişi seviyorsanız Canal Walk Shopping Centre’a uğrayabilirsiniz. Güney yarımkürenin en büyük AVM’si. Yüzlerce dükkan arasında kaybolabilirsiniz. Aklınızda olsun, küçük harcamalarınızda bile vergi iadesi alabiliyorsunuz. Fişlerinizi atmayın. Havalimanına gittiğinizde eşyaları görmek isteyebilirler. Vergi iadesini nakit ödemek yerine bu tutarda kredi kartı veriliyor. Güney Afrika hariç tüm ülkelerde karttaki parayı harcayabiliyor, ATM’den nakit çekebiliyorsunuz.

DİKKAT!

Bazı şehirlerde işsizliğin yüzde 40’a ulaşması güvenliği etkiliyor. Şunlara dikkat edin: * Gösterişli, pahalı mücevher takmayın. * Gece sokakta yalnız yürümeyin, toplu taşıma aracına binmeyin. * Yanınızda fazla para taşımayın. * Otomobil kiralarsanız, otostopçu almayın. * Trafik ışıklarında durduğunuzda camlar kapalı, kapılar kilitli olsun. * Araçta eşya bırakmayın. * Güneş çok keskin. Kremsiz, şapkasız, güneş gözlüksüz dışarı çıkmayın.

Haberin Devamı

DENİZ ÜRÜNLERİNİN ADRESİ LİMANDAKİ BALTHAZAR, EN GÜZEL MANZARA ROUND HOUSE’DA

Cape Town’da en iyi restoranlar, kulüpler liman ve Camps Körfezi’nde. Gün batımında Bloubergstrand’daki Blue Peter Bar’da içkinizi yudumlayın. Güneş son ışıkları körfez ve dağlara yansıdığında dalgalar da yavaşça sahili dövüyor. Romantik bir ana ihtiyacınız varsa kaçırmayın. Limanda harika bir deniz ürünleri restoranı arıyorsanız Belthazar’ı tavsiye ederim. Lisan probleminiz varsa Greek Fisherman’a gidin ve kapıdaki Mustafa’ya danışın. Aubergine (www.aubergine.co.za) şehir merkezinde, çok şık ve leziz yemekleri olan bir restoran. Five Flies da şehir merkezindeki doğru seçeneklerden. The Round House (www.theroundhouserestaurant.com) ise Camps Körfezi’nin sırtlarında, müthiş bir manzaraya sahip, yemekler süper. La Colombe tanınmış ve ödüllü bir restoran. Camps’taki diğer iyi restoranlar Paranga ile Cove. Küçük ıstakoza benzeyen crayfish ve kremalı sosta gelen midyeyi tadın, yanına Chardonnay bir şarap açtırın. Caprice çok güzel bir kafe. Tam bir görme ve görülme mekanı, pazar günü masalar sokağa taşıyor.
 
GECE HAYATI

Haberin Devamı

Cape Town’a gitmeden mutlaka www.thunda.com’a göz atın. Tüm mekanları, etkinlikleri görebiliyorsunuz. Önerilerim: * Chevelle (www.chevelle.co.za) şu anda şehrin en gözde yerlerinden. * Karma Camps Bay (www.karmalounge.co.za) güzel bir kulüp. Cape Town’lılarla sosyalleşin, şehrin sırlarını öğrenin. * St Yves Camps Bay (www.styves.co.za) keyif aldığım süper bir kulüp. * Jade’in kapısında isim yazmaz. Buena Vista’ın tam karşısında. Kapıdaki kalabalığı görünce anlarsınız, elitlerin mekanıdır. * Copana akşam yemeği sonrası için ideal bir bar. İçkiler, kokteyller harika. Müdavimleri geceye burada başlıyor, sonra diğer mekanlara gidiyor. Pazartesi akşamı bile kalabalık. * Copana’nın çapraz karşısındaki Crew da sıradışı bir kulüp.

ÜMİT BURNU

Haberin Devamı

Afrika için yolun ve dünyanın sonu! Atlantik ve Hint okyanuslarının burada buluştuğu söylenir, inanmayın! Asıl buluşma noktası daha doğuda. Etrafta çok sayıda maymun var, tür adı gayet komik “çakma babun”. Sempatik görüp dokunmayın, tehlikeli olabilirler. Ümit Burnu’na giden yoldaki Hout Bay’den bir tekneye binip Duiker Adası’ndaki fokları görebilirsiniz. Önemli bir balıkçılık merkezi olan Hout Bay’in devamındaki Chapmans Peak muhteşem manzaralarla dolu bir yol. Burna varmadan önce Afrika penguenlerini görebileceğiniz ufak bir koy olan Boulders Beach’de durabilirsiniz. Otoparktan yaklaşık 10 dakika yürüyünce bu ufacık hayvanlar çıkıyor karşınıza. O kadar sevimliler ki birini alıp çantaya atmak geliyor içinizden.

ŞARABIN MERKEZİ

Ünlü Güney Afrika şaraplarının merkezi, kent merkezine yaklaşık bir saat mesafedeki Stellenbosch ve Franschhoek kasabaları. Otelden şoförlü araç kiralayıp bu güzel kasabaları keşfedebilirsiniz. Stellenbosch’ta şarapçılığı 1679 sonrasında yöreye adını veren Vali Simon von der Stel başlatmış. Hollandalı göçmenlere arazi verilmiş, tarım desteklenmiş. Kasabadaki üniversitenin profesörlerinden Abraham Perold 1925’te pinot noir ve hermitage üzümlerini karıştırıp ülkenin özgün pinotage üzümünü oluşturmuş. Franschhoek’in kurucuları ülkelerindeki zulümden kaçan 270 Fransız Protestan. Kasabaya Fransız havası hakim. Dünyanın sekizinci büyük şarap üreticisi Güney Afrika’nın 100 büyük işletmesi bu bölgede, şarapçılıkta 300 bin kişi çalışıyor. Franschhoek’deki Le Petit Ferme (www.lapetiteferme.co.za) son zamanlarda yemek yediğim en iyi restoranlardan. Yemekleri gurmelere layık, şarap tadımı yapılabiliyor, fiyatları İstanbul’a göre ucuz. Le Quartier Francais (www.lequartier.co.za) şarap tadımında dünyanın ilk 50’sinde. Terroir (www.kleinezalze.com) öğle yemeği için muhteşem bir restoran. Pikniğe meraklılara Boschendal, Simonsig ve Spier’ı tavsiye ederim. Bunlar “Şarap Yolu”ndaki önemli işletmeler. Spier yemyeşil bir mekan. İçindeki Moyo restoranındaki yemekler iyi. Ambiyansı, dükkanları çok güzel. İçindeki koruma alanında çitalarla fotoğraf çektirebilirsiniz. Aynı bölgedeki Paarl kasabası da ülke şaraplarının yüzde 20’sini üretiyor. Öne çıkan şarap üreticileri Nederburg ve Laborie.

GARDEN ROUTE’DA SAFARİ

Otomobil kiralayıp Cape Town’dan Port Elizabeth’e uzanan Garden Route’ta keyifli bir yolculuğa çıkabilirsiniz. Sahildeki Knysna güzel bir lagüne sahip. Knysna Heads’in ormanında 650 yaşında ağaçlar göreceksiniz. Güzel plajlar için Plettenburg Bay’de durun. Hermanus’a balinalar doğum için geliyor. Mossel Körfezi’nin 20 kilometre dışındaki Game Lodge’da gece konaklayabilir, vahşi hayvanları göreceğiniz safariye çıkabilirsiniz. Oudtshoorn devekuşlarıyla meşhur. Her kuşun eti yenmez dense de devekuşu gayet lezzetli, yumuşak; denemenizi öneririm. Oudtshoorn’da çok sayıda aktivite var. Yakınlardaki Cango mağaraları görmeye değer. Oudtshoorn Wild Life Park’da timsah, aslan, kaplan görecek, çitaları kucaklayıp seveceksiniz.

EBUBEKİR EFENDİ’NİN HİKAYESİ

1890’larda Güney Afrika Müslümanları arasında dini uygulamalar konusunda tartışmalar çıkmış. Kraliçe Victoria ile görüşen II. Abdülhamid, Erzurumlu Ebubekir Efendi’yi Marsilya ve Londra üzerinden Cape Town’a yollamış. Ailesini Erzurum’da bırakan Ebubekir, burada çoluk çocuğa karışmış. Bo-kaap’ta, Müslümanların bölgesindeki evi müzeye çevrilmiş. 1950’lerde dünyalar güzeli bir kadın İstanbul’a gelip bir Türk kaptanla evlenmiş. O kadın Ebubekir Efendi’nin torunuymuş.

Yazarın Tüm Yazıları