Güncelleme Tarihi:
Yenidoğan alanında önemli çalışmalar yapan Türk Neonatoloji Derneği, prematüre bebeklerin ruhsal ve fiziksel gelişimi için oldukça önemli olan anne/baba ile bebek arasında ten tene temas uygulamasını ülkemizde yaygınlaştıracak bir proje başlattı.
17 Kasım “Dünya Prematüre Günü” kapsamında proje hakkında bilgi veren Türk Neonatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Esin Koç, “Prematüre bebekler anne temasından, sesinden, sıcaklığından, kokusundan yoksun kalarak aslında anne karnındaki ortama hiç de benzemeyen koşullarda yaşamak durumunda kalabiliyor. Bu durum bebeklerin yenidoğan ünitelerinde geçirdikleri süre ne kadar uzunsa o kadar uzun sürüyor ve hem hastanede yatış sırasında hem de taburculuk sonrasında gerek bebek gerekse anne ve aile açısından çok ciddi adaptasyon sorunları ortaya çıkabiliyor. Bu bebekler için yaşamsal önemi olan anne sütü devamlılığı da bu adaptasyon sorunlarından etkilenebiliyor. Günümüzde yenidoğan ünitesinde yatan bebeklerin aileden ve özellikle anneden izole şekilde bakılması yerine annenin olabildiğince bebeğin bakımına katılabildiği bir bakım şeklinin (aile entegre bakım) daha uygun olabileceği görüşü ağırlık kazandı. Bu nedenle, kanguru bakımının bir ilk adım olarak düşünülmesi büyük önem taşıyor.” dedi.
Kanguru bakımının bebek ile anne/baba arasında ten tene teması sağlamaya yönelik bir yöntem olduğunu söyleyen Prof. Dr. Esin Koç açıklamasının devamında şunları söyledi: “Bebek, üzerinde yalnızca bebek bezi olduğu haliyle ebeveynin çıplak göğsü üzerine dik pozisyonda yerleştirilir ve tolere ettiği sürece 30 dakika ile 2 saat arasında bu şekilde kalır. Bu sırada bebeğin kalp atışı, oksijen düzeyi, vücut ısısı gibi yaşamsal bulguları sürekli bir monitör ile izlenir ve bebeğin durumu değerlendirilir. Kanguru bakımı sayesinde düşük doğum ağırlıklı prematüre bebeklerde solunum ve kalp fonksiyonlarının daha düzenli olduğu, aktif uyku süresinin uzadığı, büyüme ve gelişmenin hızlandığı, ağrı yanıtlarının azaldığı, annelerde ise kaygı düzeyinin azaldığı, emzirme başarısının arttığı gözlenmiştir.”
Prof. Dr. Esin Koç ülkemizde kanguru bakım uygulamasını yaygınlaştırmak için AstraZeneca Türkiye’nin koşulsuz katkılarıyla başlattıkları projenin amacını ise şu şekilde özetledi: “Bu bebekler anne yumuşaklığını, temasını ve kokusunu hissedebilmeli ve hayatlarının ilk haftalarında bunların yoksunluğunu yaşamamalı. Bunu sağlayabilmek için ebeveynlerin bebekleriyle temasını sağlamak ve daha sonra bakımlarına katılımlarını sağlamak yenidoğan ekibinin üzerine düşen bir sorumluluk. Bu konuda sağlık çalışanlarının bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi gerekiyor. Projemizin amacı ailenin yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yatan bebeği ile ten tene temasının mümkün olan en erken zamanda sağlanabilmesi için gereken eğitim ve fiziksel koşulları sağlamak, uygulamanın sağlık ekibi, aile ve bebekler için sonuçlarını değerlendirmek.”
Proje kapsamında ilk olarak Türkiye’de yedi coğrafi bölgeden seçilecek yenidoğan yoğun bakım ünitesi olan hastanelerde yenidoğan ekibine özellikle riskli bebeklere kanguru bakımı konusunda bir günlük teorik ve uygulamalı eğitim verileceğini söyleyen Prof. Dr. Esin Koç, “Bu ünitelerde kanguru bakımı için gerekli fiziksel düzenlemeler yapılacak. Ardından bu ünitelerde bebeklere önerilen şekilde kanguru bakımı verilmeye başlanacak. Eğitim alan merkezlerdeki sağlık ekibine eğitim öncesinde ve sonrasında ve uygulama başlatıldıktan sonra belirli aralıklarla yapılacak anketlerle konuya ilişkin bilgi ve düşünceleri kaydedilecek. Aynı şekilde kanguru bakımı alan bebeklerin ailelerine de anketlerle uygulama ile ilgili düşünceleri sorulacak. Kanguru bakımı uygulanan bebeklerin yaşamsal bulguları, büyüme hızları, uyku düzenleri, emzirme oranları ve anne sütü ile beslenme oranları yine uygulamanın etkinliği açısından izlenecek. Kanguru bakım uygulamasının hastanede yatış süresine ve dolayısıyla bakım maliyetine etkisi ayrıca incelenecek. İlk olarak seçilen merkezlerden sonra kanguru bakımının tüm yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde uygulanabilmesi için gereken adımlar atılacak.” dedi.
İlandır