Güncelleme Tarihi:
Meme kanseri, dünyada kanser türleri içerisinde kadınlarda görülme sıklığı açısından ilk sırada yer alıyor. Alt türlerinden biri olan üçlü negatif meme kanserinde ise (TNBC), karşılanmamış önemli bir tedavi ihtiyacı mevcut. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de her 5 ölümden biri kanser nedeniyle gerçekleşiyor.
Günümüzde ise meme kanseri tedavisinde yeni nesil ilaçların tedavide kullanılmaya başlanmasıyla hem hastalığın tekrar etmesinin önüne geçilmesinde daha başarılı olunuyor hem de tekrar eden hastalıkta yüksek teknoloji ürünü ilaçlarla hayatta kalma süreleri anlamlı şekilde uzayabiliyor.
Üçlü negatif meme kanserinin tüm meme kanseri vakalarının yaklaşık yüzde 15’ini oluşturmasına rağmen orantısız şekilde meme kanserinden ölümlere neden olduğuna dikkat çeken Gilead Türkiye Medikal Direktörü Dr. Serhan Sevgi, “Ülkemizde her yıl yaklaşık 25 bin kadın meme kanseri tanısı alıyor. Çoğunlukla erken evrede ve tedavi edilebilir aşamada olmaları bu hastalık için önemli bir özellik olarak görülüyor. Bu nedenle düzenli kontroller ile meme kanserinin erken evrede tanı alabilmesi mümkün” dedi.
YENİLİKÇİ TEDAVİLERE ERİŞİMİN SAĞLANMASI ÇOK ÖNEMLİ
Dr. Serhan Sevgi, üçlü negatif meme kanserinin daha çok genç kadınlarda görüldüğünü belirterek, şunları söyledi:
“Üçlü negatif meme kanseri hastaları genellikle genç ve sıklıkla ailelerinde meme kanseri öyküsü olan kadınlardan oluşuyor. Hastalığın genç yaştaki kadınlarda, geç evrede teşhis edilmesi ve agresif seyirle ilerlemesi nedeniyle bu alandaki karşılanmamış ihtiyaçlara odaklanılması ve hastaların yenilikçi tedavilere erişiminin sağlanması önemlidir. Üçlü negatif meme kanserinin son derece heterojen olması hastalığın tedavisini zorlaştırıyor. Genellikle cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi ile hastalığın kontrol altına alınması hedeflenirken, hastaya sağlanan faydanın iyileştirilmesine yardımcı olacak yeni nesil tedaviler de geliştirilmektedir.”
Gilead’ın onkoloji alanındaki yeni araştırmalarını sürdürdüğünü belirten Dr. Serhan Sevgi şöyle devam etti:
“Onkoloji alanında hastaların henüz karşılanmamış ihtiyaçlarına çözüm sunmak için çalışıyoruz. Gilead olarak Türkiye’de klinik çalışmalarla birlikte son 6 yılda 7.2 milyon dolar değerinde Ar-Ge desteği sağladık. 2015 yılında hepatit B alanında 5 merkez ile başlattığımız klinik araştırmaları, onkoloji alanındaki yeni araştırmalar ile bugün 50’den fazla merkezde sürdürüyoruz. 2030 yılına kadar dünyanın önde gelen 10 onkoloji şirketinden biri olmayı hedefliyoruz.
Hastaların yenilikçi tedavilere erişimlerini artırmak önceliğimiz. Dünyada onkoloji alanında hayat kurtaran diğer tedavilerimizin de ülkemizdeki hastaların kullanımına sunulması için gerekli çalışmalara devam edeceğiz”.
İlandır