Güncelleme Tarihi:
Sabahın erken bir saati... Otobüslere doluşup Trabzon’un vadilerine serilmiş yollardan sarp yükseltilere doğru tırmanıyoruz. Yanımızda yöremizde sıra sıra ağaçlar, gökyüzünden fırlatılmışçasına dağınık duran evler var. Her evin önü, yolların kıyısı birer bahçe. Bahçelerde çalışanlar bir aralık durup peşi sıra dizilmiş arabalarımıza bakıyor, sonra yeniden işine koyuluyor. Ve biz kıvrım kıvrım yollardan Trabzon’un içlerine doğru sokulmaya devam ediyoruz.
Bir süre sonra içinden geçtiğimiz girintili çıkıntılı vadinin Akçaabat ilçesine bağlı Seragölü Vadisi olduğunu öğreniyoruz. Buralara bakarken Karadeniz insanının ruhunun neden böylesine dalgalı olduğunu anlıyorum. Kimi zaman heybetli dağlar gibi coşkun, kimi zaman derin sular gibi gizemliler... Bazen öfkeli bazen de çok derinler. Hüzünle coşku koyun koyuna onların ruhunda! Ne de olsa ben de bir Karadenizliyim, benim ruhumda da var bu etki biraz. Hissediyorum.
Sonra otobüsler kıvrıla kıvrıla çıktıkları bir sapada peşi sıra duruyorlar. Dışarıdan kemençe sesleri etrafa yayılıyor. Karalar giymiş Karadeniz uşakları halkoyunu oynuyor, diz kırıyor, coşuyor... Uzunca izliyoruz. Bu halkoyunu merasimi bitip de okulun bahçesinden içeri sokulunca çocuklar etrafımızı sarıyor, sabırsızca “Nerede kaldınız? Bunca saattir sizi bekliyoruz” diyorlar, gülüşüyoruz. Meğer açılıştan önce parkta oynamalarına izin vermemişler. Onların da gözü yollarda kalmış. Bir an önce salıncaklara binip sallanmak, kaydıraktan kaymak istiyorlar.
Köyün ilkokulu tek katlı. Duvarları bordo maviye boyanmış, şirin mi şirin bir köy ilkokulu. Dağın yamacına sıkı sıkıya tutunmuş ağaçlar var önünde. Derince nefes alıp, Karadeniz havasını ciğerlerimize dolduruyoruz...
İLKİ AĞRI'DA YAPILDI
OMO Türkiye herkesin parmak ısıracağı bir projeye daha imza atmış burada. Geri dönüştürülmüş plastiklerden okulun bahçesine park yapmışlar. İlkini daha önce Ağrı'nın Eleşkirt ilçesine bağlı Uzunyazı Köyü İlkokulu’nun bahçesine yapmışlardı. Şimdi de Trabzon Akçaabat Uğurlu Köyü İlkokulu bir parka sahip olmuş. İstiyorlar ki, çocuklar bol bol oyun oynasın, oyunla öğrensin, çocukluğunu doyasıya yaşasın, anılar biriktirsin... Çünkü “İyilik için kirlenmek güzeldir” diyorlar. Geri dönüşümle, çevre bilincinin artmasına, plastik kirliliğinin azalmasına, doğa ile iç içe yaşama bilincinin gelişmesine katkı sağlıyorlar.
Öğrenciler bu bilinci çoktan içlerine sindirmiş olacaklar ki, aralarında, evden plastik atık getirip, bahçeye kurulan OMO Geri Dönüşüm kutusuna atanlar var. Bir yandan oyun oynuyorlar, öte yandan öğreniyorlar. Bir park; arkadaşlığı, sevgiyi, anı biriktirmeyi, ekolojiyi, geri dönüşümü, birlikte zaman geçirme bilincini öğretiyor. Evet, yalnızca bir park! En az dersliklerdeki eğitim kadar, eğitime katkı sağlıyor.
Sonra birden mikrofonda “Ses deneme” sesi duyuyoruz ve sandalyelere kuruluyoruz. Çocuklar da aramıza doluşuyor. Okulun müdürü takım elbisesiyle kürsüye çıkınca yanımızdaki çocuklardan biri “Aaa” diyor, “demek konuşma yapacağı için takım elbise giymiş!” Bir kahkaha patlatıyoruz. Çocuktan al haberi... Müdür beyin, özel günler dışında takım elbise giymeyi tercih etmediğini bu sözden anlayıveriyoruz.