AstraZeneca kanseri ölüm nedeni olmaktan çıkarmak için çalışmalarını sürdürüyor

Güncelleme Tarihi:

AstraZeneca kanseri ölüm nedeni olmaktan çıkarmak için çalışmalarını sürdürüyor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 08, 2024 13:21

Meme kanseri, dünya genelinde kadınlar arasında en yaygın kanser türü olarak kabul ediliyor ve bu hastalığın erken teşhisi ve kişiye özel tedavi yöntemleri ile kontrol altına alınması mümkün hale gelebiliyor. AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış ve Medikal Direktörü Dr. Deniz Ertürk Erem, doğru ve zamanında tanı ile tedaviye başlamanın hastaların tedavi sürecindeki başarısı için kritik olduğunu vurguluyor.

Kadınlar arasında en yaygın kanser türü olan meme kanseri, dünya genelinde de önemli bir sağlık sorunu[1]. Ancak, erken teşhis ve kişiye özel tedavi yöntemleriyle bu hastalığın kontrol altına alınması mümkün. AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış ve AstraZeneca Türkiye Medikal Direktörü Dr. Deniz Ertürk Erem, meme kanseri hastalarının tedavi yolculuğunda erken teşhisin ve zamanında tedaviye başlamanın kritik bir öneme sahip olduğunun altını çizerken, AstraZeneca Türkiye’nin kanseri ölüm nedeni olmaktan çıkarmak vizyonu doğrultusunda hayata geçirdiği çalışmalar hakkında bilgi veriyor.

Sağlık hizmetlerine eşit erişim çalışmaları

Meme kanseri ile mücadele erken teşhis için sağlık hizmetlerine eşit erişimin önemini vurgulayan Ecz. Serkan Barış, “Her yıl dünyada 2,3 milyondan fazla meme kanseri vakası görülüyor ve kadınlarda kanser ölümlerinin birinci veya ikinci önde gelen nedeni[2]. Meme kanseri Türkiye’de kadınlarda en sık görülen kanser türü, her dört kanser vakasından biri bu kanser türüne ait.[3] Bu gerçeklerden yola çıkarak biz de ülkemizde birinci basamak sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması, halk sağlığına ilişkin bilinçlendirme ve tarama gibi faaliyetlerin yaygınlaştırılmasına destek vermek amacıyla pek çok çalışma yürütüyoruz.

Hastalıkların erken tanısı ve tedavi sürecinde istenen sonuçların alınmasında doğru bilgiye erişimin önemi büyük. Hastalık belirtilerinin anlaşılması, hastanın doğru başvuru yollarını takip etmesi ve ihtiyaçları ile başa çıkması için doğru bilgiye ihtiyaç duyuluyor. Hastaların ilk başvurdukları kaynak olan internet ortamında doğru bilgiye erişimin yanı sıra özel olarak geliştirilen platformlar aracılığı ile hastaların doğru bilgiye erişmesine destek oluyoruz. Bunlar arasında Kontrol Sende Cevabı Gende ve TRGENTEST platformları büyük ilgi görüyor. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği’nin koşulsuz desteğimiz ile hayata geçirdiği Kontrol Sende Cevabı Gende projesi için yayına alınan www.cevabigende.com adresinde yer alan anketler ile kadınlar meme ve yumurtalık kanseri risk faktörlerine sahip olup olmadıklarını öğrenebiliyor. Yine AstraZeneca’nın koşulsuz katkıları ile Tıbbi Genetik Derneği tarafından hayata geçirilen www.trgentest.com arama motoruyla da meme kanseri de dahil olmak üzere genetik hastalıkların tanısında kullanılan genetik testler ve yapıldıkları laboratuvarlar listeleniyor, bu şekilde hastalar Türkiye genelindeki laboratuvarlara ve yaptıkları testlere kolaylıkla ulaşabiliyor.” dedi.

Hastaların doğru ve zamanında tanı alması için iş birliklerinin önemini de vurgulayan Barış, “İhtiyaç Haritası ve Kanser Savaşçıları Derneği’nin, 2022 yılından bu yana AstraZeneca Türkiye’nin koşulsuz desteği ile yürüttüğü ‘Kendini Tanı, Erken Tanı Meme Kanseri Farkındalık Hareketi’ kapsamında kontrol ve teşhisin önemi konusunda halkın bilgilendirilmesine destekte bulunuyoruz. Kanser Savaşçıları Derneği gönüllü hekimleri tarafından kadınlara verilen eğitimlerde; meme kanseri görülme sıklığı, başlıca risk faktörleri, erken tanının önemi, meme kanseri tarama (mamografi) ve elle muayene gibi konularda bilgi veriliyor. İhtiyaç Haritası, eğitim verilen illerde meme kanseri farkındalığı çerçevesinde sağlık hizmetlerine erişimi kısıtlı kişileri ve bölgeleri tespit ederek, eğitim alan kadınların Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi’nde (KETEM) taramalarının yapılması için randevuları koordine ederek ulaşımlarını sağlıyor ve tarama sonrası tüm süreci takip ediyor. Bu farkındalık hareketi kapsamında şu ana kadar Antalya, Trabzon, Hatay, Gaziantep ve Adıyaman’da yaklaşık 1000 kadının meme kanseri hakkında eğitimler almasına ve bilgilendirme ve tarama faaliyetlerine katılmalarına destek olduk. Bunlar gibi daha birçok çalışmamız ile sağlık hizmetlerine erişimi artırarak toplumsal eşitliği ve bireylerin yaşam kalitesini iyileştirmeye yardımcı oluyoruz.” şeklinde konuştu.

AstraZeneca kanseri ölüm nedeni olmaktan çıkarmak için çalışmalarını sürdürüyor

AstraZeneca Türkiye Medikal Direktörü Dr. Deniz Ertürk Erem

Teşhis sürecinin hızlandırılması ve kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımı

Meme kanseri tedavisinde başarının ilk adımının hastalığın erken teşhis edilmesi olduğunu söyleyen Dr. Deniz Ertürk Erem ise “Erken teşhisin meme kanseri tedavisindeki önemi, küresel sağlık politikalarında öne çıkıyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün Meme Kanseri Küresel Girişimi (GBCI), hastaların erken teşhis ve tedaviye zamanında ulaşmasını sağlamak için belirli performans göstergeleri belirlemiştir. Bu göstergelerden biri, meme kanseri şüphesi olan hastaların teşhis sürecinin başlamasından itibaren iki ay içinde tanı almalarının sağlanması. Bu hedefe ulaşılması, tedavi süreçlerinin başarıyla tamamlanmasını ve böylece hastalığın erken evrede kontrol altına alınmasını mümkün kılar. Biz de AstraZeneca’da, herkesin kanser tedavilerine eşit şekilde erişebilmesini sağlamak ve kanseri ölüm nedeni olmaktan çıkarmak vizyonumuz doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Misyonumuz hastayı merkeze koyarak kanser ekosistemine liderlik etmek ve çözüm ortağı olmak. Bu doğrultuda kanser hastalıklarının teşhisini hızlandırmak ve kişiselleştirilmiş tedavilerin geliştirilmesi için önemli çalışmalar yapıyoruz.” dedi.

Meme kanseri tedavisinde, her hasta için özel olarak planlanan tedavi yöntemlerinin büyük bir fark yarattığına dikkat çeken Dr. Deniz Ertürk Erem, “Meme kanseri tedavisinde kullanılan biyomarker testleri ve genetik testler, hastanın kanser alt tipine göre en uygun tedavi yöntemlerinin belirlenmesine yardımcı olur. Kişiye özel tedavi seçenekleri arasında cerrahi müdahaleler, radyoterapi, kemoterapi ve hedefe yönelik tedaviler yer alıyor. Bu tedavi yöntemlerinin her biri, hastanın kanser alt tipine, evresine ve genel sağlık durumuna göre planlanıyor.

Öte yandan dijitalleşmeyle birlikte de sağlık sektöründe her geçen gün tanı, tedavi, tedavi sonrası, koruyucu sağlık gibi süreçlerde büyük adımlar atılıyor.  Örneğin yapay zekâ, makine öğrenimi ve veri bilimi alanında yaşanan ilerlemeler hastalıkların daha hızlı ve daha kesin bir şekilde teşhis edilmesini sağlayarak kişiye özel tedavi stratejilerinin geliştirilmesine yardımcı olmaya başladı. AstraZeneca olarak hastaların hem ileri evre hem de erken evre meme kanserinde inovatif tedavi yöntemlerine eşit şekilde erişimlerini sağlamak için çalışmalar yürütüyoruz. Hedefimiz, meme kanserini ölüm nedeni olmaktan çıkararak, her bireyin sağlıklı bir geleceğe sahip olmasını sağlamak.” ifadelerini kullandı.

AstraZeneca kanseri ölüm nedeni olmaktan çıkarmak için çalışmalarını sürdürüyor

Multidisipliner yaklaşımın önemi

Multidisipliner bir tedavi yaklaşımının meme kanseri yönetiminde başarılı sonuçlar almak için kritik olduğunu da belirten Dr. Deniz Ertürk Erem, “Bilimsel araştırmalar ve gerçek yaşam verisi çalışmaları, hastaların tedavi süreçlerinde en etkili çözümleri bulmamıza yardımcı oluyor. GBCI’nın meme sağlığına odaklanan sağlık hizmeti çerçevesinin temellerinden birisi de meme kanserinden multidisipliner tedavi yaklaşımına odaklanıyor. Bu çerçeveye göre[4] kişiselleştirilmiş tedavi yöntemi cerrahi, radyasyon onkolojisi, tıbbi onkoloji, patoloji ve radyoloji alanlarında multidisipliner sağlık hizmeti sağlayıcılarından oluşan bir ekip tarafından planlanır ve hangi tedavi planlarının gerçekçi bir şekilde tamamlanabileceğini belirlemek için hemşirelerin ve sosyal hizmet uzmanlarının desteği ve tavsiyesi alınır. Tedavinin amacı hastayı iyileştirmek, yani hastalığı tamamen ortadan kaldırmaktır. Bu yöntemle erken evre hastalık (evre I veya II) teşhisi konan kadınların yüzde 90'ından fazlasında etkili bir tedavi ile başarılı sonuçlar alınabilir. Meme kanseri tedavilerinin etkinliği, semptomların tespit edilmesinden sonraki üç ay içinde tedaviye başlanmasına ve tüm tedavi sürecinin en az yüzde 80'inin tamamlanmasına bağlıdır.” dedi.

Dr. Deniz Ertürk Erem açıklamasının devamında şunları söyledi: “AstraZeneca olarak onkoloji alanındaki bilimsel çalışmalarımız ve iş birliklerimizle Türkiye'de sağlık ekosistemine önemli katkılar sağlıyor ve hastaların doğru tedavilere doğru zamanda erişimini sağlamak için çalışıyoruz. Yaklaşık 50 kişilik medikal ekibimiz ve 100 kişilik klinik araştırma kadromuz ile birlikte klinik araştırma faaliyetlerini yürütüyoruz. Türkiye’de yürüttüğümüz klinik araştırmaların yüzde 65’i onkoloji tedavi alanında yer alıyor. Bugün 50’nin üzerinde aktif onkoloji çalışma sayımızı 2024 sonuna kadar 60’ın üzerine çıkararak 1.500’ün üzerinde hastaya ulaşmayı hedefliyoruz. Hastaların yeni tedavilere erişimlerinin yeni yollarını keşfetmek ve klinik araştırmalarda ülkemizin daha da iyi bir konuma gelmesini desteklemek amacıyla onkoloji alanında 30’un üzerinde şehirde hastaneler ile klinik araştırma iş birlikleri yapıyoruz. Meme kanserinde tanı, tarama, tedavi ve erken erişim programları olmak üzere her aşamada hastaların yanında olabilmeyi hedefliyoruz.”

[1] https://www.who.int/news/item/03-02-2023-who-launches-new-roadmap-on-breast-cancer

[2] https://www.who.int/news/item/03-02-2023-who-launches-new-roadmap-on-breast-cancer

[3] IHE – The Swedish Institute for Health Economics, Country card Türkiye: Improving breast cancer care in the MEA region

[4] World Health Organization, GBCI implementation framework Assessing, strengthening and scaling up services for the early detection and management of breast cancer, May 2023

 

 İlandır

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!