22 Eylül KML Farkındalık Günü 

Güncelleme Tarihi:

22 Eylül KML Farkındalık Günü
Oluşturulma Tarihi: Eylül 20, 2024 11:31

Her yıl 9. ayın 22. günü dünyada kronik miyeloid lösemi veya KML günü olarak anılıyor. Bu tarihin seçilme nedeni ise KML’nin 9. ve 2. kromozomlarda oluşan bir bozukluk sonucu gelişmesi. KML, kemik iliğinin kan oluşturan hücrelerinde gelişen, olgunlaşmamış hücrelerin biriktiği ve sonunda kanı istila ettiği bir kanser türü olarak tanımlanıyor.

Türk Hematoloji Derneği (THD) KMPN (Kronik Miyelositer ve Lösemi ve Kronik Miyeloproliferatif Neoplaziler) Bilimsel Alt Komite Başkanı Prof. Dr. Ahmet Emre Eşkazan KML hakkındaki sorularımızı yanıtladı:

22 Eylül KML Farkındalık Günü

Prof. Dr. Ahmet Emre Eşkazan

KML nasıl bir hastalıktır?

Kronik miyeloid lösemi (KML), kemik iliğinin kan oluşturan hücrelerinde gelişen, olgunlaşmamış hücrelerin biriktiği ve sonunda kanı istila ettiği bir kanser türüdür.

KML, kemik iliğindeki kan kök hücrelerinde gelişen bir kromozom kırığının yol açtığı genetik mutasyon sonucu oluşur. Kırık sonucu oluşan anormal kromozoma ilk defa tanımlandığı şehre ithafen Philadelphia kromozomu (“Ph kromozomu” veya “Ph” olarak kısaltılır) adı verilmiştir.Bu anormal kromozoma KML'li hastaların %95'inden fazlasında rastlanmaktadır.

Ph kromozomunda kırıkların birleşmesiyle oluşan BCR:ABL1 geni kendiyle aynı adı taşıyan bir protein üretir: BCR:ABL1 proteini. Bu anormal protein, kemik iliğindeki kök hücrelerden kontrolsüz bir şekilde anormal beyaz kan hücresi üretilmesini sağlar. Lösemik hücre adı da verilen bu anormal beyaz kan hücrelerinin sayısı arttıkça önce kemik iliğinin tamamını istila eder sonra oraya da sığmayarak kana geçerler. Zamanla kemik iliğindeki alanları tamamen kapladıkları için diğer sağlıklı kırmızı kan hücrelerinin, trombositlerin (kanamayı durduran kan pulcukları) ve normal beyaz kan hücrelerinin üretimini engellerler; dolayısıyla hastada kansızlık oluşması, kanamaya ve enfeksiyona eğilimin artması gibi tablolara neden olurlar. KML, tedavi edilmezse bu durum ölümcül olabilir.

KML’nin belirtileri nelerdir?

Hastaların bir kısmında normal kontroller sırasında fark edilip, hiçbir belirti vermeyebilirken, hastaların belli bir kısmında ise halsizlik, yorgunluk, gece terlemesi, kilo kaybı, ateş, kemik ağrısı ve dalak büyümesi ile kendini gösteren KML, günümüzde hedefe yönelik tedaviler ile uzun yıllar kontrol altında tutulabiliyor. 

KML kan hücresi üretimini nasıl etkiler? 

KML'de kemik iliği aşırı sayıda beyaz kan hücresi ürettiği için bunlar normal kan yapıcı hücrelerin yerine geçer. Bu durum diğer sağlıklı kan hücrelerinin daha az üretilmesine veya hiç üretilmemesine yol açar. Kırmızı kan hücrelerinde azalma (anemi/kansızlık) halsizlik, yorgunluk, çabuk yorulma gibi bulgularla kendini gösterir. Hastaların neredeyse tamamında lökosit yani beyaz kan hücrelerinde artış, yine önemli bir kısmında trombosit (kan pulcukları) sayısında yükseklik dikkat çekmektedir. Özellikle hastalığın ileri evrelerinde, sağlıklı beyaz kan hücrelerinin azalması (lökopeni) enfeksiyona eğilimi artırarak ateş, terleme, titreme gibi bulguların ortaya çıkmasına neden olur. Kan pulcuklarında azalma (trombositopeni) hastada kanamaya eğilimi artırır. Ciltte morluklar, burun ve ağız içi kanamaları görülebilir; hastalar tedavi edilmezlerse kanama sebebiyle ölebilirler. 

KML'nin farklı evrelerini tanımlayabilir misiniz? 

KML, kandaki veya kemik iliğindeki olgunlaşmamış (kötücül) beyaz kan hücrelerinin (lösemik blastların) sayısına göre üç evreye ayrılır: “kronik evre”, “hızlanmış evre” ve “blastik evre”

Kronik evre: Kan veya kemik iliğinde yüzde 10'dan az blastik (lösemik) hücre olması ile karakterizedir. Hastalar genellikle hafif semptomlara sahiptir ve tedaviye iyi yanıt verirler. 

Hızlanmış faz: Kronik evre ile blastik evre arasında kalan bir dönemdir. Semptomlar ateş, iştahsızlık ve kilo kaybını içerebilir. Bu evre tedaviye iyi yanıt vermez. 

Blastik evre: Kan veya kemik iliğinde yüzde 20 veya daha fazla blastik (lösemik) hücre mevcuttur, şiddetli semptomlarla birlikte akut lösemiye benzer. 

KML hastaları için hastalığın seyrini etkileyen faktörler nelerdir? 

Prognoz, bir hastalığın nasıl seyredeceğini, iyileşip iyileşmeyeceğini, bir başka deyişle yaşam beklentisini tanımlamak için kullanılan bir terimdir. KML’de prognoz çeşitli faktörlere bağlıdır. Hastalığın yukarıda anlatıldığı gibi hangi evrede olduğu, hastanın yaşı, dalağın büyüklüğü, lösemik blast hücrelerinin tanı anındaki yüzdesi, Ph kromozomu dışında ek kromozom değişikliklerinin varlığı bu faktörler arasında sayılabilir. Bu faktörleri kullanarak prognozu tahmin eden çeşitli skorlama sistemleri geliştirilmiştir. Bununla birlikte, günümüzde hedefe yönelik tedavilerin ortaya çıkması ile prognoz önemli ölçüde düzelmiştir.

KML hastalığı nasıl yönetilebilir?

KML, dünyada tedavisi için akıllı ilaç (hedefe yönelik ilaç) geliştirilen ilk hastalıktır. Yaklaşık 20 yıl önce kullanıma giren bu akıllı ilaç, lösemik hücrelerde Ph kromozomunun neden olduğu mutant (bozulmuş) proteini baskılayarak lösemik hücrelerin ortadan kalkmasını sağlayan ilk hedefe yönelik kanser tedavisi olarak tarihe geçmiştir. O zamana kadar ölümcül kabul edilen ve ancak bazı hastaların kemik iliği nakli ile yaşatılabildiği KML’de yenilikçi tedaviler sayesinde günümüzde uzun süreli sağ kalım sağlamak mümkün olmuştur.

Her ne kadar bu ilk hedefe yönelik tedavi sayesinde hastaların çoğunda genellikle başarı elde edilmiş olsa da bir grup hastada zamanla tedaviye direnç gelişebilmekte veya tedaviye bağlı yan etkiler nedeniyle mevcut ilaçların kullanımı mümkün olmamaktadır. İlk başlanılan hedefe yönelik tedavi ile lösemik hücre sayısında azalma olmayan hastalar (birincil direnç) veya ilk tedaviye yanıtlı olup zaman içinde bu yanıtın kaybedildiği hastalar (ikincil direnç), ya da ilaç yan etkilerinin hastanın artık tolere edemeyeceği kadar rahatsız edici hale geldiği durumlarda (ilaç intoleransı) KML kontrolden çıkarak ölümcül yüzünü yeniden gösterebilir. Bu gibi durumlarda alternatif hedefe yönelik tedavilere zaman kaybetmeden geçmek hayati önem taşımaktadır. O nedenle, hastaların takiplerinin ve genetik testlerinin düzenli olarak yapılması elzemdir.

KML hastalarının tedavileri hakkında soruları varsa veya hastalığa ya da ilaç yan etkisine bağlı olduğunu düşündükleri belirtiler/bulgular gözlemliyorlarsa mutlaka doktorlarıyla konuşmalılar. Her hastalıkta olduğu gibi, ilaçlarınhastaları takip eden hekim tarafından reçete edildiği ve yönlendirildiği şekilde alınması son derece önemlidir. KML tedavisinin vazgeçilmez bir parçası da düzenli yaptırılması gereken genetik testlerdir; bu testler tedavinin işe yarayıp yaramadığını gösteren en önemli belirteçtir.

 “Türk Hematoloji Derneği ve Novartis işbirliği ile hazırlanmıştır.”

KML hakkında ayrıntılı bilgilere Türk Hematoloji Derneği (thd.org.tr) sayfasından ulaşılabilirsiniz

İlandır

BAKMADAN GEÇME!