Açık denizde maviyle baÅŸ baÅŸa

Bu soğuk günlerde tatil seçeneklerinden biri de, sıcak denizlerde lüks yolcu gemileri ile gezinmek olabilir. Hem bu mevsimde fiyatlar daha makul seviylerdedir. Ben birkaç kez uzun gemi yolculuğu yaptım. Bu gezilerden çok keyif aldım. Hem çok eğlendim, hem de birçok ilginç coğrafyayı gördüm. Gezi planı yaparken, gemi turlarını da bir göz atmanızı öneririm.

Haberin Devamı

Ä°lk gemi yolculuÄŸuna meÅŸhur Ankara gemisiyle çıkmıştım. Ä°stanbul’dan kalkmış, Pire, Napoli, Marsilya, Barcelona’ya uÄŸrayıp, aynı yoldan geri dönmüştü. Genellikle gece yol alıp, gündüz bir limana yanaşıyordu. EÄŸlenceli bir grupla çıktığım bu yolculuktan epey keyif almıştım. Sadece Sardunya Adası açıklarında yakalandığımız fırtına, beni ve tüm yolcuları iki gün periÅŸan etmiÅŸti. Â

İkinci gemi yolculuğum biraz sıkıcı geçmişti. İstanbul’dan bindiğim küçük bir yük gemisiyle Afrika’da Somali’ye gitmiştim. Tek yolcu bendim, nasıl vakit geçireceğimi şaşırmıştım. Can sıkıntımı dağıtmak için tayfalarla boya bile yapmıştım. Bu gemide güneşin batmaya başladığı anı çok seviyordum. Kıç tarafa kurulan masada tek başıma içkimi yudumluyor, gökyüzünün renkten renge bürünmesini seyrediyordum. Denizin üstüne vuran son ışıklar, dalgaları şekilden şekile sokuyordu. Kimini bir köpekbalığına, kimini yüzen bir adama, kimini bir sala benzetiyordum. Eğer mehtaplı bir geceyse keyfim doruklara tırmanıyordu. Geminin arkasında uzanan simli yollara dalıp gidiyordum. Çevrede hiç ışık olmadığwı için yıldızlar gökyüzüne asılmış birer avizeye benziyordu hep.

DAÄ°RE GÄ°BÄ° KAMARA

Bir başka gemi yolculuğunda krallar gibiydim. İngiltere’nin Southampton kentinden bindiğim ünlü Queen Elizabeth-2 transatlantiğiyle New York’a gittim. Kamaram tahminimden büyüktü. İçeride iki geniş yatak, iki koltuk, bir küçük yuvarlak masa, çalışma masası, TV vardı. Ayrıca bir gardırop odası ve büyükçe bir banyo, küçük bir buzdolabının bulunduğu mini bar, kabinin diğer bölümlerini oluşturuyordu. Beş yıldızlı bir otel odasından hiç farkı yoktu, hatta fazlalıkları vardı.

Vakit geçirmeden bavulumu açtım. Giysilerimin buruşmasından endişe ediyordum. İlk kez yanıma bu kadar çok eşya almıştım. Çünkü biletimle birlikte gönderilen tanıtım yazısında, giysi konusunda çeşitli uyarılar vardı. Örneğin şort sadece bazı mekanlarda ve dışarıda giyilebiliyordu. Öğle yemeklerine şık-spor bir giysi ile katılmak gerekiyordu. Akşam yemeğinde ise kravatlı siyah takım elbise veya smokin giymek şarttı. Gardıroptaki askılar giysilerimi asmaya yetişmeyince, işi biraz abarttığımı anladım.

Oda keşfine önce televizyon ile başladım. 18 kanallı televizyonda 24 saat yayın vardı. İsteyen film isteyen belgesel izleyebilirdi. Başucundaki telefonla dünyanın istenen her yeri ile konuşmak mümkündü. Ama dakikasının 12.5 dolar olduğunu akıldan çıkarmamak gerekiyordu. Banyoda bornoz, terlik ve ünlü markalardan oluşan krem, şampuan, sabun gibi banyo malzemeleri beni bekliyordu.

11 KATLI DEV

Kamarada fazla vakit harcamak istemedim. Kalkış saatine kadar gemiyi gezmek, neyin nerede olduğunu öğrenmek niyetindeydim. Gemi 11 katlıydı. En aşağıdaki 7. Deck’te spor salonu, 6. Deck’te sağlık merkezi, 5.4.3.2 ve 1. Deck’lerde yolcu kamaraları, Quarter, Upper, Boat ve Sun Deck’lerde ise yaşam alanları yer alıyordu. Geceliği yaklaşık 1000 dolar olan balkonlu süit daireler de en üstteki Sun Deck’te bulunuyordu. Katlar arasında ulaşım asansörlerle sağlanıyordu.

Geminin arka tarafında yüzme havuzu, güneşlenme alanları, küçük bir golf sahası, mini tenis kortu, yürüme mekanları yolcuların hizmetine sunulmuştu. Yolculuğun üç günü fırtınalı geçtiği için, kimse bu bölümlerden yararlanamadı.

Altı günlük yolculukta yolcuların sıkılmaması için her şey düşünülmüştü. Kütüphanede İngilizce, Fransızca, İspanyolca ve Japonca dillerinde tam yedi bin kitap vardı. Çeşitli etkinliklerin düzenlendiği iki büyük salon, bir büyük sinema, dokuz bar, çeşitli kahveler, alışveriş merkezi, banka ve kumarhane yolcuların hizmetine sunulmuştu. Gündüz ya da gece kumarhanenin hiç boşalmadı.

YOLCU SINIFLANDIRMASI

Queen Elizabeth-2’de yolcular sınıflara ayrılıyordu. Q (Queen) sınıfı en üstteydi. Onu sırasıyla P (Princess and Britania), C (Caronia), M (Mauretania) sınıfları izliyordu. Bütün bu sınıfların restoranları ayrıydı. Alt sınıf, üst sınıfın restoranında yemek yiyemiyordu. P sınıfında, deniz manzaralı, şık bir restorana düşmüştüm.

Sabahları erkenden kalkıp soluğu spor salonunda alıyordum. Sonra ılık bir duş alıp kahvaltının tadını çıkartıyordum. Açık büfede bir kuş sütü eksikti. Ardından güvertede şezlonga uzanıp kitap okuyordum.

Bu yolculukta bir çok şeyi ilk defa yaşadım. Örneğin ilk defa transatlantiğe bindim. Bugüne kadar hep uçakla geçtiğim okyanusu, ilk defa gemiyle geçtim. İlk defa altı gün gazete okumadım, otomobil, kara parçası görmedim.

Bu yolculuktan sonra şunları öğrendim: Transatlantik yolculuğu tek başına çıkılacak bir yolculuk değildi. Mutlaka eşinizle dostunuzla gitmeliydiniz. Karadan bir süreliğine uzaklaşmak, bir yerlere yetişmek telaşı olmadan ve zamanı yavaşlatarak yaşamanın keyfi bir başka oluyordu. Ayrıca Atlantik Okyanusu’nu gemiyle geçmek başlı başına bir tecrübeydi.

Bir başka zaman, Amerika’nın Miami kentinden bindiğim lüks yolcu gemisi ile Karayip Denizi’nde dolaştım durdum. Meksika kıyıları, Cayman Adaları, Jamaika, Key West... Gemi öylesine büyüktü ki, insan kendini yolculukta hissetmiyordu. Sanki bir tatil köyünde gibiydim. Yüzme havuzlarında yüzüyor, yemekler yiyor, barlarda içki içiyor, kitap okuyor zamanı keyifle harcıyordum. Gemi geceleri yol alıyor, sabah erkenden ise bir limana bağlanıyordu. Akşam hareket zamanına kadar yolcular karaya çıkıp istediklerini yapıyorlardı. Akşam güneş batarken herkes ellerinde şampanya bardakları ile güverteye sıralanıyor, kıyıda toplananlara el sallayarak veda ediyorlardı.
İnsan gemi yolculuğuna bir kere alışınca kolay kolay vazgeçemiyor. Onun için ben her fırsatı değerlendiriyordum. Bir keresinde de yine lüks bir gemiye binip Akdeniz çanağının bütün limanlarına uğraya uğraya dolaştım. Bu yolculuğumu da
keyifle hatırlarım.

Size de gemi yolculuğunu öneririm. Hem rahat, hem keyifli, hem de heyecanlı. Ayrıca gemi yolculuğunun belli bir zamanı yok. Yaz,kış gidilecek limanlar, adalar, fiyortlar, sakin sular bulmak mümkün.

Haberin Devamı

Gemi yolculuklarında en çok sorulanlar

Haberin Devamı

Gemi seyahati ne kadar güvenli / sarsıntı hisseder miyim?

- Gemilerde her türlü güvenlik donanımı mevcut. Son teknolojiyle üretilirler, stabilize olduğu için sallantıyı çok nadir hissedersiniz.

Gemi seyahatine her zaman çıkabilir miyim, nerelere gidebilirim?
- Alternatifler mevsimlere göre değişiyor. Türkiye’de kış yaşanırken, Karayipler, Latin Amerika, Kanarya Adaları, Avustralya gibi sıcak iklimlerde yolculuk yapabilirsiniz. Kış döneminde Akdeniz turlarının fiyatlarında da şaşırtıcı indirimler yapılıyor. 

Gemilerde sınıf farkı var mı?
- Sadece kabinlerde. Bar, kumarhane, güzellik ve spor merkezleri tüm yolculara açık.

Yanıma ne tür kıyafetler almalıyım?
- Rotaya göre kıyafet seçmelisiniz. Gemideki yemek salonuna spor kıyafetlerle girebilirsiniz. Bavulunuzda akşam için şık kıyafetler bulundurmanızda yarar var.

Gemilerde ne tip kabinler vardır?
- Kabinlerin hiçbiri su seviyesinin altında değildir. İç kabinler: Penceresizdir veya iç tarafa bakar. Dış kabinler: Geniş veya yuvarlak gemi pencereli kabinlerdir. Süite: Verandalı geniş konaklama alanlarıdır. Engelli kabinler: Engellilere özel hizmet ve donanımı sağlanmıştır.

Kabinlerin içinde neler mevcuttur?
- TV, duş, tuvalet, özel kasa, telefon, minibar her kabinde mevcut. Yüksek kategoridekilerde jakuzi, geniş banyo, gelişmiş ses ve görüntü sistemleri bulunuyor.

Gemilerde ne zaman ve nerede yemek yiyebilirim?
- Ana restoranların yanı sıra, farklı dünya mutfaklarını sunan butik restoranlar, pizza, hamburger gibi fast food büfeleri bulunuyor. Birçok gemide 24 saat oda servisi var.

Gemilerde hangi yabancı dil kullanılmaktadır?
- İngilizce en yaygın dil. Nadiren de olsa Türk mürettebat bulunuyor.

Gemilerde kaç volt elektrik kullanılmaktadır?
- Kabinlerinde 220/110 volt elektriÄŸe uyumlu prizler bulunuyor.

Gemilerde ne tür aktiviteler var?
- Yüzen bir tatil köyünü andıran kruvaziyerlerde her türlü konfor ve aktiviteyi bulmak mümkün. Gemilere göre değişmekle birlikte; havuz, fitness center, sauna, voleybol, basketbol sahaları, golf, jakuzi, tırmanma duvarı, scuba diving, buz pateni pisti, yürüyüş parkurları, güzellik salonu, kuaför, sağlık merkezleri, çamaşırhane, alış-veriş imkanları sunuluyor. Kumarhane uluslararası sularda açık. Broadway şovları, gece kulübü, disko, barlar, animasyonlar, mini kulüp, oyun odaları, kütüphaneler, internet cafeler hizmetinizde.

Telefon, internet var mı?
- Açık denizde geminin uydu hattı üzerinden tüm dünyayla görüşebilirsiniz. Faks gönderimi ve 1 dakikalık telefon görüşmesinin ücreti 16 dolar civarında. sÇoğu gemide internet erişimi bulunuyor.

Gemide doktor var mı?
- İki doktor ve hemşirelerden oluşan ekip ameliyat odası dahil tam teşekküllü klinikte hizmet verir. Ancak hizmetleri ek ücrete tabidir.

Geminin uğradığı limanları nasıl gezebilirim?
- Firmaların internet sayfasından ya da gemideki ilk gününüzde personelden kara turları hakkında ayrıntılı bilgi alabilir, rezarvasyon yaptırabilirsiniz. 

Kasırga sezonunda seferler iptal ediliyor mu?
- Bu ihtimal belirdiğinde geminin rotası değiştirilir. 

Gemilerde sigara içilebiliyor mu?
- Kapalı alanlarda sigara içmek yasak. Sigara içenler için özel alanlar bulunuyor.

Yazarın Tüm Yazıları