Acele etmeden umut diyalogları

TEDİRGİN ve gergin bekleyiş. "Karar şöyle çıkarsa, ben böyle yaparım" gibi kişisel planlar. Ötesiyle ilgili hesap yapmak zor.

AKP’de önde gelen bir gurup Anayasa Mahkemesi kararını bu ruh hali içinde bekliyor. TV’ler açık. Zaman öldürmeye dönük konuşmalar. Daha çok sessizlik hakim.

Anayasa Mahkemesi’nin AKP’yi kapatmadığı kararını duyduklarında, ilk tepki dozu ayarlanmış sevinç. Kısa süren bu an sonrasında, ortaya dökülen düşünceler, çok fazla inanmak istediğim sağduyu örnekleri.

UZLAŞMA ARAYIŞI

O önemli AKP’li gurup hem kendisiyle hesaplaşıyor, hem yarına dönük dileklerini sıralıyor. Aynı gurup hep birlikte:

"Ohh, biz ve Türkiye şimdi derin bir nefes aldı, karar sadece bizi değil, hepimizi ilgilendiriyordu."

Aynı gurup hep birlikte kendisini ve herkesi uyarıyor:

"Şimdi herkes kendi türküsünü söylemekten vazgeçmek, önyargılardan arınmak zorunda."

Makul. Ciddi uzlaşma arayışı.

EGO VE TATİL

Nasıl arınacağız? Nasıl kendi türkümüzü söylemekten vazgeçeceğiz?

1. AKP’li:

"Özellikle liderlerde ve kamu oyu önderlerinde üslup değişmeli."

2. AKP’li:

"Sayın Başbakanımız çok yoruldu, üslubunu değiştirmesi için, biraz dinlenmesi gerek, sonra salim kafayla yeni bir yol haritası çizilmeli."

Araya ben giriyorum:

"Tayyip Erdoğan’ın egosu çok yüksek, üslubunu değiştirmesi zor."

AKP’li gurup hep birlikte itiraz ediyor:

"Hayır, birkaç gün dinlenince, her şeye hoş görüyle bakıyor."

Demek ki, bundan sonra kaderimiz Erdoğan’ın tatillerine bağlı.

ALTERNATİF ŞART

3. AKP’li:

"Aslında bizi akılcı uyaran bir muhalefet yok. Her söylediğimize, her yaptığımıza sadece karşı çıkan bir CHP var."

4. AKP’li daha da açılıyor:

"Keşke bizim bir alternatifimiz olsa. Ciddi bir sosyal demokrat parti olsa. Biz daha az hata yaparız. Halk da, alternatifi hazır tutar."

Akıllı sözler. Mahkeme kararının hemen sonrasında söylenen bu sözler, belli ki, dava sürecinde üzerinde epey düşünülmüş başlıklar. Belli ki, kapatma davası AKP’yi derinden etkiliyor. Onları makul çizgiye çekiyor.

Ancak, o makul alanın yüzölçümünü, üzerinde yetişecek ürünlerini bugün görmek mümkün değil. Bunu bize kutsal pratik gösterecek.

Dört önde gelen AKP’liden aktardıklarım bizi geleceğe taşıyan umut.

UMUDUN ANAHTARLARI
AKP kapatma davasından ders alacak mı? Bu bazı koşullara bağlı.

1- Tayyip Erdoğan başkalarının da, haklı olabileceğini aklına getirir, doğruların sadece kendi tekelinde olmadığını farkedip kızgın bakışlarını, öfkeli tavrını frenlerse,

2- Abdullah Gül, herkesin Cumhurbaşkanı olduğunu düşünüp, Erdoğan’la birlikte içine düştüğü ayrımcı tuzaktan kurtulursa,

3- Bülent Arınç boğazın dokuz boğum olduğunu hatırlayarak, halkın büyük çoğunluğunu irkilten itici diline hakim olursa,

4- Özgürlük ve demokrasi kavramlarının arkasına saklanıp, çağdışı eylemleri sahneye koymaktan vazgeçerlerse,

5- "Sizden-bizden" saplantısından kurtulup, kabak gibi ortadan bölünmüş toplumu yeniden barıştırabilirlerse,

6- Dava sürecinde içerde ve dışarda ayarladıkları baskıları, DTP için de gösterirlerse,

7- Yolsuzlukla mücadelede dokunulmazlıkları kaldırırlarsa,

AKP’nin kapatılmayışı iyi. Yoksa, üffff, yine aynı hikayeler.
Yazarın Tüm Yazıları