41 rakımlı bölge

KAPIKULE gümrük kapısında 71 gümrükcü ve polis ile 35 free-shop işletmecisi olmak üzere toplam 196 kişi tutuklanırken, geçmişten bugüne Edirne’de hiçbir şeyin değişmediği anlaşılıyor.

Kapıkule’de 21 yıl önce de bir altın ve döviz kaçakçılığı olayı yaşanmıştı. Ağustos 1984’te Volkan Turizm’e ait 34 UR 575 plakalı otobüste 258 bin Mark, 75 bin Dinar ele geçirilmiş ayrıca bir 2. operasyonda da 85 kilo altının rüşvet verilerek kaçırıldığı belirlenmişti.

O günlerde bu olaylarla ilgili 24 gümrükçü ile 22 polis tutuklanmıştı.

Maliye Gümrük Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Doğan Akin de gözaltına alınmış, Akin’e işkence yapıldığı iddiaları büyük tartışmalara yol açmış ve ‘Gümrük mafyasını kıracağım’ diyen Gümrük ve Maliye Bakanı Vural Arıkan azledilirken, İçişleri Bakanı Ali Tanrıyar da istifa etmişti. O günlerde, Kapıkule’deki polis ve gümrük görevlilerinin otobüste bulunan dövizlerden, 368 bin mark ile, 14 bin Irak Dinarı’nı tutanaklara geçirmeyip, aralarında paylaştıkları ortaya çıkmıştı. Bu operasyonda ayrıca Mehmet Ali Ağca ile Üzeyir Bayraklı adlı kişilerin, Maltepe Askeri Cezaevi’nden kaçtıktan iki gün sonra Kapıkule’ye gelip, bir polis memuru ve bir gümrük muhafaza memuruna 75 bin mark rüşvet vererek Bulgaristan’a kaçırıldığı da belirlenmişti.

41 RAKIMLI BÖLGE

O dönemde Ankara Tıp Fakültesi’nden ‘sağlık nedeniyle sadece 41 rakımlı bölgede görev yapabilir’ (Gümrük kapıları arasında arasında 41 rakımı ulunan tek yer Kapıkule) biçiminde rapor alan alan Kapıkule Gümrük Müdürü Mehmet Hanlı’nın kardeşi Mustafa Hanlı ise son olayda gözaltına alınanlar arasında yeraldı ancak serbest bırakıldı. Bu ilginç rapor, 21 yıl önce TBMM’de HP Milletvekili H. Avni Güler tarafından Meclis’te açıklanmıştı.

CANVER’İN ÖNERGESİ

21 yıl önce Kapıkule’deki altın ve döviz kaçakçılığı olayı üzerine HP Adana Milletvekili Cüneyt Canver’in verdiği araştırma önergesi de 23.10.1984 günü Meclis Genel Kurulu’nda ele alınmıştı. Hükümet adına kürsüye çıkan dönemin Devlet Bakanı Mesut Yılmaz ‘Kapıkule’de görevli memurlar, rüşvet karşılığı kaçakçılık olaylarına göz yummuşlar, bunun büyük boyutlara ulaştığı görülmüş, tayinlerde bazı kamu görevlilerine büyük çapta menfaat sağlanmıştır. Kapıkule’de TIR ve araç başına 20 Mark ile 50 Mark arasında rüşvet alındığı saptanmıştır’ demişti.

O zaman alınan rüşvet Mark’mış, bugün Euro; anlayacağınız 21 yıldır Kapıkule’de değişen bir şey yok.

Kapıkule sorumluları sadece alt rütbeli memur ve polisler mi acaba?

ERDOĞAN VE KAPIKULE

Meclis’
te dün Baykal’ın, hükümetin Kapıkule’de uyuduğu biçiminde sözlerine karşılık, Erdoğan bu konudaki talimatı kendilerinin verdiğini söyledi.

Acaba öyle mi?

Edirne Bostanpazarı’nda Bulgaristan’dan kaçak getirilen içkilerin satışının yapıldığı Edirne polisine ihbar ediliyor, olayın free-shop işletmecileri tarafından organize bir iş olduğu anlaşılıyor. Savcılıktan teknik takip izni alınıyor. Daha sonra Edirne polisi, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bilgi veriyor. Yani Erdoğan’ın söylediği gibi o zaman bir ‘talimat’ yok. Gelişmelerden Kaçakcılık ve Organize Suçlar Dairesi’nin (KOM) daha sonra haberi oluyor.

Operasyonun ‘baş mimarları’ Edirne Cumhuriyet Başsavcısı Şenol Yılmaz ile Edirne Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, yani hükümet değil.

‘O adam’ kim

MECLİS’te dün Maliye Bakanı Unakıtan, Baykal’ın Tempo dergisini göstererek dile getirdiği Kuşadası/Galataport-Ofer olayında Royal Caribbean Genel Müdürü John Tercek görüşmesi için Ceylan Otel’de yapılan toplantı konusunda ‘Yalan. Öyle bir toplantı olmadı, zaten bunlar o adam tarafından yazdırılıyor’ diye konuştu.

CHP’lilerin ‘Kim o adam’ diye sormaları üzerine bir isim vermedi.

Unakatın ayrıca, toplantıda Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci’nin (müdür veya vekil olarak) bulunmadığını açıklarken belki de dili sürçtü ve ‘Kilci o toplantıda yoktu’ diye konuştu.

Ancak Özelleştirme’nin kendisine bağlı olduğu sırada Abdüllatif Şener, 2003’ün başlarında Kilci’yi başkan yardımcısı olarak atamıştı. Bu sırada Mesut Yılmaz’ın asker arkadaşı Turgut Bozkurt başkandı. Daha sonra ÖİB Mart 2003’de Şener’den alınarak Unakatın’a bağlandı. Unakıtan, görevden aldığı bir ay sonrasına kadar Turgut Bozkurt’u by-pass ederek Kilci ile çalıştı. Bozkurt daha sonra görevden alınıp yerine Kilci atandı.

Ceylan’daki görüşme 2003 Nisanı’nın üçüncü haftasında yapılıyor.

Ayrıca Unakıtan, Kuşadası ihalesi ‘Ben Bakan olduğunda bitmişti’ dedi. Ancak o sırada Kuşadası için verilen tekifler açılmış, ancak ihale sonuçlanmamıştı henüz. Nitekim 28.4.2003’de Kuşadası grubu ihale bedelini ödeyemeyince 2. gelen Ofer’lerin ortak olduğu Caribbean’e verildi.

Tartışma, ihaleyi kazanan bir grup varken, 2. gelen firma ile neden pazarlık yapıldığı konusunda düğümleniyor. İşte, mektup ve Ceylan’daki görüşme önem kazanıyor. İçişleri Bakanı Aksu, 2003 sonlarında Ofer’in müdürü Tercek’in o tarihlerde Türkiye’ye gelip gelmediğini Pasaport Şubesi’den sordurarak açıklayabilir. Daha önce Vatan’dan Yavuz Semerci’nin dediği gibi Erhan Göksel ‘bulunmaz bir tanık’tır. Bu tartışma da artık böylece biter.

Prof. Akdağ’ın haberi var mı

Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başhekim olarak atanmak istiyorum.’

- Siz kimsiniz?

Van Yüzyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde ortopedi profesörüyüm.

- Ümraniye’ye başhekim olmak istiyorsan ben ne dersem onu yapacaksın. Burada patron benim. Benim dediğimin dışında bir faaliyetin olmayacak.

Beni hiç kimse bu şekilde kullanamaz.

Bu konuşma İstanbul İl Sağlık Müdür ‘Vekili’ Mehmet Bakar ile Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’den istifa eden Prof. Fuat Akpınar arasında geçitiği belirtiliyor. Ve bir süre sonra Akpınar, Ümraniye’ye atanıyor ama başhekim olarak değil. Sağlık Bakanlığı’nda iplerin kimlerin elinde olduğunu görüyor musunuz?

Türk Tabipler Birliği neredesin?

Biliyor musunuz

KEMERBURGAZ’daki orman, imar ve kum-çakıl yağmasını sürekli olarak valilik, kaymakamnlık, Büyükşehir ve jandarmaya duyuran Eyüp Ziraat Odası Başkanı Halit Anıtaş’ın, oda binasının dün gece kurşunlandığını... KARTAL’dan Bakırköy Kaymakamlığı’na atanan Dursun Ali Şahin’in, makam odasında Atatürk’ün yanına Tayyip Erdoğan’ın resmini astığını...

GÜNÜN SÖZÜ

‘Yeni bir başlangıç yapalım, sigarayı kesinlikle bırakalım, ama kesin bırakalım.’

(Dr. Jan Klod Kayuka)

Çelik, eğitimi dinselleştiriyor

TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyesi Mustafa Gazalcı, Milli Eğitim Bakanı Çelik’in, AKP Gençlik Kolları’nın M. Akif Ersoy’u anma toplantısında ‘Siz dini bütün Müslümanlarsınız... Hikmet sahibi olacaksınız, gayret ve çalışma içinde olacaksınız ve Allah’a dayanacaksınız. Bugünkü aydınlarımızın en büyük problemi, sözleriyle gözlerinin aynı şeyi söylememesi’ dediğini hatırlatarak, bakanın bu konuşmasıyla ‘Öğretim birliğini bozarak adım adım eğitimi dinselleştirdiğini’ söylüyor.

Bakanın, 22.3.2005’te TBMM’deki konuşmasında da okullarda verilen din derslerinin yetersiz olduğunu, devletin ayrıca din eğitimi vermesi gerektiğini söylediğini hatırlatan Gazacı, tepkisini şöyle dile getiriyor:

‘Ulusal anlatımlardan hoşlanmadığını söyleyen Sayın Bakan, bakanlığının bütçesi için dağıttığı kitabın 34. sayfasında ‘Din insanın doğru düşünmesini, eğitimin temel amaçlarını gerçekleştirmeye yarar’ demiştir. Bu eleştirileri yanıtlamaya bile gerek görmemiştir. Döneminde Bakanlığın üst örgütünden en uçtaki okul müdürüne kadar atanan yöneticilerin çoğu dinsel görüşleri öne çıkaran yöneticilerdir. 14.12.2005 tarihinde yapılan Açık Lise Yönetmelik değişikliği orta ve yükseköğretimi dinselleştirmeye yöneliktir.

Hakkında TBMM verilen araştırma önergeleri bir türlü gündeme aldırmayan bakanın, demokratik, laik bir hukuk devleti bu kural tanımazlığına daha fazla izin vermemelidir.’

Gazalcı haksız mı?

Esnaf ağaları

ESNAF bir okurumuz ‘Hani bir laf vardır, cambaz ip üstünde oynuyor, diye’ diyerek esnaf kesimi kongrelerinin dikkatle izlenmesi gerektiğini söylüyor. Pazar gün yapılan İstanbul Esnaf Odaları Birliği’nin kongresi için şunları anlatıyor:

‘Birliğin 22 yıldan beri başkanlığını yapan ve bu seçime ‘İyi Su Satıcıları Oda Başkanı’ sıfatıyla katılan Suat Yalkın’ın karşısına İstanbul Oto Sanatkarları Esnaf Odaları Başkanı Mustafa Keskin çıktı. ‘Beyaz’ ve ‘turuncu’ listelerin ikisinde de Suat Yalkın yer aldı. Sonra beyaz listeden istifa etti. Yalkın önce AP’li idi, sonra ANAP’a geçti, Demirel-Çiller döneminde DYP’li oldu, bugün ise AKP’li oylara sığındı. Sonuçta Beyaz Liste 439 oy alırken Yalkın’ın turuncu listesi 513 oyla başkanlığı yeniden sağladı.’

Gözler Ankara’da bugünkü, Derviş Günday’ın başkanlığını sürdürdüğü Şoförler Odası’nın seçimi...
Yazarın Tüm Yazıları