3 Okura 3 Yanıt

Güncelleme Tarihi:

3 Okura 3 Yanıt
Oluşturulma Tarihi: Haziran 19, 2006 10:06

HÜRRİYET’e hafta içinde mesaj gönderenlerden 3 okur, gazeteciliğin temel ilkelerinden üçü, yani, dikkat, haberde ayrıntının önemi ve dilin özenli kullanımı konularında değerlendirme yapıp soru sordular.

Okurlarımızın değindiği konular ve yanıtlarımız şöyle:1- GSGM belgesiO kelime; MahremiyetOSMAN Şentekin’in mesaj göndermesine yol açan haber, Gençlik Spor Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı Sporcu Sağlık Belgesi’ne ilişkindi. Müdürlük, ádet gününün ve erkeklere yöneltilmeyen cinsel sağlığa ilişkin başka soruların da kadınlara yönelik olarak yer aldığı belgede, bu soruları çıkartarak değişiklik yapınca, belgeyi hazırlayan kurul istifa etmişti. Şentekin, şöyle diyordu: "Ankara muhabiriniz Uğur Tenekecioğlu’nun haberinde, 1. sayfada baskı hatası olduğunu sandığım ancak 5. sayfada da tekrarlanan bir hata var. Mahremiyet olması gereken sözcük, mahrumiyet olarak kullanılmış. Yani gizlilik yerine yoksunluk. Daha dikkatli olmanız gerekmez mi?"TEMSİLCİ GÖRÜŞÜ Okur haklı. Mahremiyet yerine mahrumiyet kullanılması, değişik aşamalarda yanlışın gözden kaçtığını gösteriyor.2- Bodrum MüzesiEvli ve iki çocukluTÜRKİYE’deki arkeoloji müzeleriyle ilgili iddiaların yoğunlaştığı geçen haftanın önemli gündem maddelerinden biri de, Bodrum Müzesi’nde yer alan Latince "Burada tanrı yoktur" ibaresiyle ilgiliydi. Fatma Sibel Yüksek mesajında, "14 Haziran günkü Hürriyet’te yer alan haberin bir bölümünde, ’Bodrum’da 17 yıldır teknik ressam olarak çalışan Behçet Dinçer...’ cümlesinde, evli ve iki çocuklu olmasına neden yer verdiğinizi anlayamadım. Medeni duruma ilişkin bu bilginin haberin bir unsuru olarak verilmesi doğru mu?" diyordu.TEMSİLCİ GÖRÜŞÜ Bu ayrıntının verilmesi doğru ya da yanlış değil. Haberin odağındaki kişiye ilişkin bir not yalnızca. Olumsuz bir bağlamda kullanılmadığı için bir sakıncası yok.3- Hadis haberiPis mi temizlensinÖZENLİ Türkçe kullanımına ilişkin olan üçüncü mesaj ise Gürbüz Yavuz’dan geldi: "16 Haziran günü internet sayfanızda ’Diyanet İşleri, kadına yönelik şiddeti meşru gösteren hadislerin temizlenmesi için düğmeye bastı’ diye bir haber vardı. İnanca yönelik haberler yaparken lütfen biraz daha dikkatli olalım. Hadisler pis mi ki temizlenmesi diyorsunuz. Temizlenmesi yerine ayıklanması diyebilirdiniz. Ayrıca hadisler değil, ’hadis olduğu iddia edilenler’ demeliydiniz."TEMSİLCİ GÖRÜŞÜ "Temizlenmesi" "ayıklanması" farkı konusunda sizin kadar emin değilim. Temizlemeyi, ayıklama anlamında da kullanıyoruz ve o nedenle bir sorun görmüyorum. "Hadis olduğu iddia edilen" ifadesinin daha yerinde olduğu görüşüne ise katılıyorum. Ama kuşkusuz en doğrusu, aynı gün, Hürriyet gazetesinin birinci sayfasında yer aldığı şekliyle, "Hazreti Muhammed’e atfedilen" denmesidir.İnternet mesajı doğru kaynak mı?İNTERNETİN yaygınlaşmasının olağanüstü bir bilgi patlaması yarattığı kesin. Ama sanal álemde gerçek bilgi kadar yanıltıcı, yönlendirici bilgi ve yalan olduğu da doğru. Bu durum, sapla samanı birbirine karıştırma riskini artırıyor. Okurlar zaman zaman, internette oluşturulan yönlendirme zincirlerinde yer alan bilgilerin doğruluğuna kesinlikle inanıp, Hürriyet’i, olup biteni görmezlikle suçluyor. Örneğin Deniz Çetindağ: "Türkiye’nin en çok okunan gazetelerinden biri olarak size çok görev düşüyor. Her gün mail’ime bir kaçırılma haberi geliyor. Organ mafyası tarafından kaçırılan çocuklar, bulunan cesetler. Toplumumuzun huzuru ve insanlarımızın mutluluğunu korumak için bu konu üzerinde durmanızı rica ediyorum. Kendi canımız yanana kadar beklemeyelim lütfen..."ÖNCE ARAŞTIRINBu mesajlar, hiç kuşkunuz olmasın, bizlere de geliyor. Üstelik bizlere bu mesajlardan her gün onlarcası geliyor. Şu anda gazetecilerin ve yayıncıların en çok tartıştığı konulardan biri, bir haber kaynağı olarak internet ve internet mesajları. Bu mesajların üzerine doğruluğunu tam olarak teyit etmeden atlamak, bugüne dek birçok gazetecinin canını yaktı. Unutmayın, internet eninde sonunda yeni bir bilgi dağıtım mekanizması; insanın kötü niyetlisini daha da güçlendiren bir mekanizma üstelik.Benim bu konuda önerim, internet üzerinden gelen zincir mesajlara araştırmadan inanmamanızdır. Üstelik Deniz Çetindağ’ın sözünü ettiği organ mafyası ile ilgili haberler araştırıldı ve asılsız olduğu gazetelerde yazıldı. TransferGELEN zincir mesajların, eğer gerçek bir soruna işaret etmiyorlarsa dikkate alınmayacaklarını ilk yazımda belirtmiştim. Bugünse bir istisna yapmak gerekiyor; çünkü konumuz futbol ve transferler. Geçen haftanın zincir mesaj sorumlusu Trabzonspor taraftarlarıydı. Takımlarının en önemli oyuncularından Fatih Tekke’nin transferiyle ilgili olarak gazetelerde yer alan haberleri eleştiren taraftarlardan, bakın Murat Koral ne diyor: "Artık Fatih Tekke hakkında bu saçma sapan haberleri yazmaktan vazgeçin. Yeter artık. Fatih ne diyor? ’Avrupa’da oynamak istiyorum, Fenerbahçe’de değil’ diyor; anlamıyorsunuz."Koral ve mesajcılara göre, Hürriyet ve Türk basını, Tekke’yi zorla Fenerbahçe’ye satmak istiyor. Trabzon taraftarlarının mesajlarını ve diğer okurların transfer haberleriyle ilgili şikáyetlerini Hürriyet Spor Servisi Müdürü Esat Yılmaer’e ilettim. YILMAER: İŞİMİZ YANSITMAKYanıtı şöyle oldu:"Futbolcu satmak, satın almak ve kiralamak, kulüp yönetimleri açısından en zor iş. Taraftar beklentilerini yönetirken, bütçeyi dengeleme becerisi gerekiyor. Bizim açımızdan da çok zor bir dönem; çünkü taraftarlar kulüpleri ile ilgili gelişmeleri öğrenmek istiyor. Kulüp yöneticileri, önemli bir oyuncu ile transfer görüşmesine başladıklarında bunun haber olmasını isteyip, bilgi sızdırıyorlar. Bunları doğruluklarını kanıtladıktan sonra haberleştiriyoruz. Sonra o görüşme başarısız oluyor, transfer gerçekleşmiyor; onu da haber yapıyoruz. Yükselen okur beklentileri tatmin olmayınca, sanki, transferin gerçekleşmemesinin sorumlusu gazetecilermiş gibi tepki doğuyor. Futbolcu piyasası çok oynak; bizim yaptığımız bu oynaklığı okura yansıtmaktan ibaret."Töre ve cinayetHASAN Çiçek "Töre" ve "cinayet" kelimelerine değiniyor ve şöyle diyor: "Son zamanlarda işlenen ve töre için yapıldığı iddia edilen cinayetleri duyurmanız, bence gelişmekte olan genç beyinlerimizde töre=cinayet imajını oluşturmaktadır. Bu nedenledir ki, töre için yapıldığı iddia ediliyor olsa da, cinayet cinayettir ve Hürriyet olarak bu cinayetlerin töre cinayeti olarak sınıflandırılmasına ilk olarak siz karşı çıkmalısınız. Bir Türk vatandaşı olarak töre ve cinayet kelimelerinin yan yana kullanılması gerçekten beni üzmektedir."
Haberin Devamı

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!