15 Temmuz'dan alınması gereken ders

Güncelleme Tarihi:

15 Temmuzdan alınması gereken ders
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 14, 2017 17:00

FETÖ’nün gerçekleştirdiği bu hamle doğrudan doğruya rövanş almayı, Atatürk’ün kurduğu çağdaş Türkiye’yi ortadan kaldırmayı, çağdaş uygarlık yolundan çevirmeyi ve Ortaçağ karanlığına sürüklemeyi hedefliyordu.

Haberin Devamı

Geçen yıl 15 Temmuz’da yaşadığımız kanlı darbe girişiminin üzerinden bir yıl geçti.

15 Temmuzdan alınması gereken ders

Yıllardır devlet organlarına yuvalanmış FETÖ’nün, demokratik-laik Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak için giriştiği bu kalkışma, Türk halkının canı pahasına verdiği mücadele ile bastırıldı. Bu mücadelede sivil, asker şehit olan tüm vatandaşlarımızı rahmet ve saygıyla anıyor, gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz.

Bu kanlı girişimin bastırılmasında, halkımız başta olmak üzere, siyasi liderler, siyasi partiler, TSK ve Emniyet teşkilatının çok büyük kesimi, bombalar altında her partiden milletvekillerinin Meclis’e koşmaları ve tereddütsüz bir şekilde darbeye karşı koyan yazılı ve görsel basınımızın aldığı tutum geleceğe dönük en büyük güvence, güç ve umut kaynağımızdır.

Haberin Devamı

Kanlı darbe girişimine karşı gösterilen bu tarihi direniş, Türk halkının en büyük ortak paydasının demokrasi ve laik cumhuriyet olduğunu gösterdi. 15 Temmuz’dan alınması gereken en önemli ders bu ortak paydanın ne pahasına olursa olsun korunmasıdır. Türk halkı demokrasiyi ve laik cumhuriyeti içselleştirmiş ve canı pahasına korumuştur. Bundan Türkiye Cumhuriyeti’nin dostları kadar, içerideki ve dışardaki düşmanları da ders çıkarmalıdır.

Türk halkı demokratik-laik cumhuriyetten hiçbir koşul altında vazgeçmeyeceğini göstermiş ve Atatürk’ün, “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözünün gereğini yerine getirmiştir.

15 TEMMUZ’UN FARKI

Türkiye, değişik dönemlerde değişik yöntemlerle birçok askeri darbe yaşadı. 15 Temmuz 2016’da yaşadığımız ise daha önce darbe ve darbe girişimlerinden farklıydı. Bu kanlı girişimin hedefi demokratik-laik Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkıp yerine kendilerine göre yorumladıkları bir din devleti kurmaktı.

FETÖ’nün gerçekleştirdiği bu hamle doğrudan doğruya rövanş almayı, Atatürk’ün kurduğu çağdaş Türkiye’yi ortadan kaldırmayı, çağdaş uygarlık yolundan çevirmeyi ve Ortaçağ karanlığına sürüklemeyi hedefliyordu.
Bu yönleriyle 15 Temmuz diğer darbe ve girişimlerinden hedef olarak fark gösterdiği gibi kendine özgü 3 özelliği daha vardı :

Haberin Devamı

1 – 27 Mayıs 1960’dan sonra girişilen ilk hiyerarşi dışı kalkışmaydı.
2 – TSK’nın düşünce sistemi dışında anti-laik bir ideolojiye sahipti.
3 – Halkta karşılığı yoktu ve ilk kez sokaklara dökülen halkı karşısında buldu.

Öyle anlaşılıyor ki darbeciler, halkın sokaklara döküleceğini, tankların üzerine çıkacağını, altına yatacaklarını, uçaklara, helikopterlere, kurşunlara göğüs gereceklerini hesaplamamışlardı.

Türk halkı; demokrasinin, cumhuriyetin, çağdaş uygarlık hedefinin sahibi ve koruyucusu olduğunu bütün dünyaya gösterdi.

TÜRKİYE BU NOKTAYA NASIL GELDİ?

Türkiye, silahlı kuvvetleri, emniyeti, yargısı, üniversiteleri, eğitimiyle bu noktaya nasıl geldi?

Türkiye’yi yönetme görev ve sorumluluğunda bulunmuş siyasi partiler başta olmak üzere, her kişi ve kurumun üzerinde düşünmesi gereken soru budur.

Haberin Devamı

Bu sorunun yanıtı, Türkiye’nin bundan sonra neler yapması gerektiğini de açık biçimde ortaya koyuyor.

Türkiye’de anayasal kurumlar dahil olmak üzere birçok kurumda etkin hale gelen ve bir kanlı darbe girişimde bulunacak kadar güçlenen FETO’nün bu uzun soluklu ve sinsi hazırlığı, eğitimden başlattığı unutulmamalıdır.

FETÖ, “ağaç yaşken eğilir” özdeyişinin gereği olarak önce çocuklara ve eğitime el attı. Hizmet kisvesi altında, Kur’an kursları, dershaneler, ilkokullar, orta okullar, liseler, üniversiteler, ışık evleri, yurtlar kurarak yola çıktı ve yıldan yıla yaygınlaşıp güçlendi.

Bu zincire, siyasetten gördüğü koruma ve kollama ile devlet okullarını da kattı. Demokratik-laik Türkiye Cumhuriyeti değerlerine, Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık hedefine bağlı öğretmenler yerine kendi yetiştirdiği sözde öğretmenleri, üniversite hocalarını yerleştirdi.

Haberin Devamı

Türk eğitim sistemine ve bürokrasiye hakim olmaya başladı. Yıkadığı körpe beyinleri asker, polis, hakim, savcı devlet kurumlarına yerleştirdi. Devleti oluşturan yargı, silahlı kuvvetler, emniyet, eğitim kurumlarında örgütlendi, kritik makamları doldurdu ve darbe girişiminde bulunacak kadar güç ve cesaret topladı.

NE YAPMALI?

Bu tablo gösteriyor ki, Türkiye Cumhuriyeti bir daha böyle bir tehlikeyle karşılaşmamak için işe eğitimden başlamalıdır. Körpe beyinleri çağdışı düşüncelerle yıkayacak yapıların yeniden oluşmasına izin vermemelidir. Devleti bu yapının kalıntılarından da kurtarmalıdır.

Türkiye’nin demokratik-laik rejimini ve geleceğini kurtarması ve güçlendirmesi için, Atatürk’ün “hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözüyle uyumlu biçimde akla ve bilime dayalı bir eğitim sistemini hakim kılmalıdır.

15 Temmuzdan alınması gereken ders
Demokrasiye, laikliğe, bilime bağlı; insan haklarına, ifade ve inanç özgürlüğüne bağlı çağdaş uygarlık yolunda ilerleyen nesiller yetiştirmenin tek yolu budur.

Haberin Devamı

DEMOKRASİNİN YANINDAYIZ

15 Temmuz kanlı darbe girişiminin hedeflerinden ve mağdurlarından biri de Doğan Yayın Grubu oldu. O kanlı gecede, darbecilerin bastığı tek özel yayın kuruluşu Doğan Yayın Grubu’ydu.

Hürriyet gazetesi, Kanal D ve CNN Türk televizyonlarını basan darbeci askerler, yayınlarımızı kesmeye çalıştılar. Gazete ve televizyondaki arkadaşlarımız darbecilere karşı ölümü göze alan bir cesaretle karşı koydular ve yayınlarımıza kesintisiz sürdürmeyi başardılar.

CNN Türk Ankara temsilcisi Hande ve çalışma arkadaşları, merkezdeki meslektaşları gibi bürolarını ve yayını terk etmediler. Hande Fırat, gazetecilik refleksi ve sorumluluğu ile bomba sesleri arasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı cep telefonuyla görüntülü biçimde televizyona bağladı ve Cumhurbaşkanı’nın darbenin girişimini bastırılmasında büyük etkisi olan çağrısını kamuoyuna iletmesini sağladı.

Darbecilerin, susturmak üzere bastıkları tek özel yayın kuruluşunun Hürriyet, Kanal D ve CNN Türk olması Doğan Yayın Grubu’nun demokrasinin yanında ve darbenin karşısındaki güç ve önemini gösteren bir kanıttı.

Hürriyet, aynı yayın grubuna mensup olduğu diğer yayın organlarıyla birlikte her zaman demokrasinin yanında olmuştur ve bundan sonra da olmaya devam edecektir.

15 Temmuzdan alınması gereken ders


Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!