Yuh artık

*

Haberde deniliyor ki:
- Paralel polisler var.
- Bu polisler karar aldılar.
- 1 Mayıs’ta Taksim’de göstericilere gaz sıkmayacak, tazyikli suya abanmayacak, cop vurmayacaklar.

*

Kimdir bu paralel polisler? Belli değil.
Nerede alınmış bu karar? Belli değil.
Nasıl alınmış bu karar? Belli değil?
Ne zaman alınmış bu karar? Belli değil?

*

Ama belli olan bir şey var:
Gazete bu haberi yaparak polise şunu söylüyor:
“Ey polis... 1 Mayıs’ta bas gazı, copla herkesi, sık tazyikli suları, vur, yaşatma, kır, yık ortalığı... Yoksa sana paralelci deriz.”

*

“Yuh artık” diyoruz, başka da bir şey demiyoruz.

Yedi Güzel Adam

“YEDİ Güzel Adam” dizi olmuş.
TRT’de yayınlanmaya başlamış.
Haberi alınca heyecanlandım.

*

“Yedi Güzel Adam”...
- Yedisi de Maraş’tan... Hatta Maraş Lisesi’nden...
- Yedisi de Yasin okunan, tütsü tüten çarşılardan geçmiş.
- Yedisi de evrensel sanatın peşinde.
- Yedisi de şiirlerinin, öykülerinin gücüyle büyük şehrin kibirli sanat piyasalarında saygınlık uyandırmış.
- Yedisi de aykırı, yedisi de artist, yedisi de öncü.
- Yedisi de güzel sevmiş, büyük yaşamış ve özgün olmuş.
- Yedisi de gençliğimin feneri olmuş.

*

“Yedi Güzel Adam”...
Dedeleri Necip Fazıl, babaları Sezai Karakoç, abileri Nuri Pakdil...

*

Dizinin ilk bölümünü buldum ve izledim.
Sonuç:
Süper bir başlangıç...
“Yedi Güzel Adam”a layık bir iş çıkarılmış.
Emeği geçen herkese bin selam.

AK Parti neden hep kazanıyor

İŞİTTİNİZ mi haberi?
İsterseniz özetleyeyim:
- Yüksek Seçim Kurulu verilerine göre yurtdışında yaklaşık 2.6 milyon seçmen bulunuyormuş.
- Bu oran seçmenin yüzde 5’ine tekabül ediyormuş.
- Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklikle bu seçmenler, artık gümrük kapılarında değil yaşadıkları ülkelerde oy kullanabileceklermiş.
- Başbakan Erdoğan, işte bu yüzde 5’lik seçmen kitlesine ulaşmak için mayıs ayında çok sayıda Avrupa ülkesinde miting yapacakmış.

*

Birinci soru şu:
CHP ve MHP’nin bu konuda bir planı var mı acaba?

*

İkinci soru şu:
AK Parti hep kazanmasın da ne yapsın?

‘Ateizm Derneği’ne karşı üç temel ilke

İSTANBUL’da “Ateizm Derneği” adı altında bir dernek kurulmuş.
Bu derneğe karşı benim üç temel ilkem var:

*

- BİR: İnanç özgürlüğü varsa inanmama özgürlüğü de vardır.
- İKİ: İnanç örgütleniyorsa inançsızlık da örgütlenir.
- ÜÇ: İnancına güvenen inançsızlığın örgütlenmesinden çekinmez.

Hac, Araplar, para ve Leman Sam

LEMAN Sam demiş ki:
“Hacca, umreye gitmem. Araplara para kazandırmam.”

*

Leman Sam...
- Haccın turistik bir gezi olmadığını bilmiyor.
- Söylediği cümlenin Araplara karşı ırkçılık içerdiğini fark etmiyor.
- Batı’ya yaptığı turistik gezilerde hangi milletlere hangi paraları kaptırdığını aklının ucundan bile geçirmiyor.
Bu üçü birleşince de...
Ortaya “Hacca, umreye gitmem, Araplara para kazandırmam” cümlesi çıkıyor.
Ne diyelim?
Kalp gözü açılır inşallah.

*

Bir çift söz de din gayretiyle Leman Sam’a yüklenen ehli imana:
Sizden biri “bakara/makara” yapınca susuyorsunuz.
Sizden olmayan biri “hac/para” falan deyince başlıyorsunuz “auvv”lamaya.
Ne iş?

Tapeleri dinlemek günahmış

ALİ Rıza Demircan Hoca fetvayı vermiş.
Demiş ki:
“Tapeleri dinlemek günahtır.”

*

Kendisine AK Parti Milletvekili Metin Külünk cevap versin:
“Ben günah işleme özgürlüğümü istiyorum.”

Kamer Bey Çankaya’ya aday oluyormuş

KARAR vermiş:
Aday olacakmış.
20 milletvekilini ikna ederse koyacakmış adaylığını.

*

Gerekçesini şöyle açıklıyor Kamer Genç:
“Nereye gitsem, herkes beni cumhurbaşkanı olarak görmek istiyor.”

*

Nereye gitse herkes kendisini cumhurbaşkanı olarak görmek istiyorsa...
İki ihtimal var:
- Ya millet Kamer Genç’le kafa buluyor.
- Ya da Kamer Genç hep aynı yerlere gidiyor.