Güncelleme Tarihi:
PEŞMERGELER YILLAR ÖNCE TÜRKİYE'YE BÖYLE GELMİŞTİ
Saddam Hüseyin'e bağlı güçler tarafından 16 Mart 1988 tarihinde İran sınırında bulunan Halepçe kasabasına atılan kimyasal bombalarla 5 bin Kürt'ün ölmesinden sonra yollara dökülen yaklaşık 500 bin Kürt kendilerine kucak açan Türkiye'ye sığındı. Diyarbakır, Muş ve Mardin’in Kızıltepe İlçesi'nde oluşturulan kamplara yerleştirilen Kürtler, Irak'taki yeni yapılanma üzerine 1992 yılında Kuzey Irak'a döndü.
Türkiye'de kaldıkları 4 yıllık sürede çeşitli nedenlerden dolayı Diyarbakır’da 350, Muş’ta 210, Mardin’in Kızıltepe İlçesi'nde ise 420 sığınmacı Kürt ölürken buralardaki mezarlıklara gömüldü. 1992'de Kuzey Irak'a yokluk içinde dönen Kürtler, 18 yıl aradan sonra ölülerini ziyaret etmeye Kuzey Irak'ta çok lüks olduğu için ‘Monika' diye adlandırılan 100-150 bin Euro değerindeki lüks ciplerle Türkiye'ye geldi. IKDP Duhok İl Başkanı Serbest Sinduri başkanlığındaki 20 kişilik grupta daha önce IKDP’nin Diyarbakır temsilciliğini yapan Hacı Salih Hüseyin, Kuzey Irak'taki Peşmerge komutanlarından Osman Kasım ile Türkiye’deki kamplarda 4 yıl kalan mülteciler de yer aldı.
'TÜRKİYE’YE ŞÜKRAN BORÇLUYUZ'
Diyarbakır'da kent turu atan Kuzey Irak'taki Kürtler, Mardinkapı'daki yakınlarının mezarını ziyaret ederek çelenk bıraktıktan sonra dua etti, mezarlıktaki çocuklara çikolata dağıttı.
Yakınlarının mezarlığında bol hatıra fotoğrafı çektiren Kuzey Irak Kürtler'den bir bölümü ise cep telefonlarıyla yakınlarının ailelerine göstermek için Arapça yazılı mezar taşlarının fotoğraflarını tek tek çekti. Gruba başkanlık eden Serbest Sinduri, 1988'de Saddam zulmünden kaçtıklarında Türkiye’nin kendilerine sınırlarını açtığını ve bütün kurum ve kuruluşlarıyla yardımcı olduğunu belirterek, şöyle dedi:
“Irak'tan göç ederken bir çok yakınımız kötü koşullar nedeniyle yollarda yaşamlarını yitirdi. Irak'tan kaçarken Türkiye Cumhuriyeti bize sınırlarını açarak kucak açtı, Türkiye yönetimi ile tüm kurumlarına şükran borçluyuz. Bunun yanı sıra Diyarbakır'daki, Mardin'deki, Muş'taki Kürt kardeşlerimiz bize her türlü konuda sahip çıktı, evlerini açtı, ellerinden gelen bütün yardımı yaptı. Kendilerine ne kadar teşekkür etsek azdır. Biz onların bize yaptığı bu yardımları, bize sahiplenmelerini asla unutmadık, unutmayacağız. Allah'a şükürler olsun ki bugün artık Irak’ın toprak bütünlüğü içinde özgür yaşıyoruz. Kendi kendimizi yönetiyoruz. Bu da şimdiye kadar yitirdiğimiz şehitlerimizle oluşan bir durumdur. Şimdiye kadar Türkiye'deki ölülerimizi ziyaret etmeye fırsatımız olmadı. Aradan yıllar geçtikten sonra geldiğimizde mezarlarının aynen yerinde ve sağlam olduğunu gördük. Mezarlarındaki yazılar bile duruyor. Burdaki Kürt kardeşlerimiz kendi mezarları gibi bizim ölülerimizi de kendilerinden gördükleri için mezarlarına sahip çıkmışlar. Biz Kürt hükümeti olarak Diyarbakır, Muş ve Mardin’in Kızıltepe ilçesindeki ölülerimizin isimlerinin üzerinde yer alacağı bir anıtı bulundukları yerlere dikeceğiz ki yakınları geldiğinde onları rahatça ziyaret edebilsin.”