Güncelleme Tarihi:
Ömür Gedik: Yılın çifti dedik, maşallah dedik, seviyeliler, çok tatlılar, aman de ne kadar yakışıyorlar dedik. Ve sanırım nazar değdirdik! Ama düşününce şöyle de bir gerçek var; ikisi ayrı dünyaların insanlarıydı, evleneceklerini de beklemiyorduk zaten! Nasılsa ayrılacaklardı, sadece bu kadar çabuk olmasına şaşırdık galiba.
Onur Baştürk:
Tam bir ayrılık olmayabilir. Belki bir anlık kızgınlık, öfkedir. Her ilişkide olur. Çünkü birbirlerine hayli tutkun görünüyorlardı. Eğer tamamen bittiyse bence her ikisi de güzel bir şey yaşamış olmanın ferahlığıyla mesuttur, artık arkalarına bakmazlar diye düşünüyorum.
Cengiz Semercioğlu:
Ne diyordu usta şair Hasan Hüseyin Korkmazgil; “Yalanmış hepsi yalan / Sevmek diye bir şey varmış / Sevmek diye bir şey yokmuş...”
Sıla’yla Ahmet’in aşkı da bir varmış bir yokmuş oldu.
Meğer o bakışlar yalanmış diyemeyeceğimize göre... Peki ihanet olmadan o bakışların sahibi bir kadın bir erkeği bu hızla silebilir mi? Siliyorsa Sıla’da bir problem var, yok bir gerekçesi varsa kabahatin büyüğü Ahmet’te demektir.
Sorumsuz ve görgüsüz
Kerimcan Durmaz, İstanbul-Milano seferinde uçuş kuralları gereği çantasını kabinin üst kısmında yer alan kapaklı dolaba koymasını söyleyen hostesi tersleyip “Bu çanta kaç para biliyor musun?” diye bağırmış. Kerimcan’ın bu tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Onur Baştürk:
Akıl almaz bir tavır. Sorumsuz ve görgüsüzce... Hem kuralları çiğniyor hem de hostesi aşağılıyor. Hostes nasıl Kerimcan hakkında işlem yapmadı, hayret! İstese uçaktan bile indirebilir Kerimcan’ı. Sanırım Kerimcan videolarındaki şımarık tavrı hayatın her alanında sürdürmek istiyor. Ama maalesef öyle bir dünya yok!
Cengiz Semercioğlu:
Ben bu çocukların böyle pıtırak gibi çoğalmalarına bu yüzden itiraz ediyorum işte. Bodoslama gelen şöhretin altında eziliyorlar, bu da gün gelip kendini bir olayla gösteriyor. Çanta kaç paraymış...
İsterse 1 milyon lira olsun, sen hangi parayla kimi ezmeye kalkıyorsun? Ben işini yapan emekçilere karşı ünlülerin kaprislerine hep gıcık olmuşumdur.
Bir de Kerimcen çıktı başımıza!
Ömür Gedik:
Kerimcan artan şöhretiyle birlikte anarşist tavırlar sergiliyor. Sosyal medyadaki ve özel hayatındaki rahatlığını kuralları olan yerlerde de sürdürmeye kalkınca böyle oluyor işte. Ben şunu merak ediyorum. Çanta ucuz olsa yukarı koyacak mıydı? Yukarı koyulan çantalar çalınıyor mu? Kurala mı karşı çıkıyor yoksa “Pahalı çanta taşıyorum” diye anons mu yapıyor?
‘Büyük kızlar’
bu savaştan
haz alıyor!
Seda Sayan, Gülben Ergen’i programına konuk alınca ortalık karıştı. Seren Serengil ve Yeşim Salkım karşı atağa geçti. Tüm bu olanlardan sonra “büyük kızların bu bitmeyen savaşı”na dair son analizi Konsey yaptı!
Cengiz Semercioğlu:
Neden bu bitmeyen kavgalar oyuncular arasında yaşanmıyor da, hep şarkıcılar arasında yaşanıyor? Basketbolcularla futbolcular gibi onlar da...
Nasıl basketbolculara daha görgülü, kültürlü diyorsak ne yazık ki oyuncularla şarkıcılar arasında da böyle bir fark var. O yüzden büyük kızların kavgası bitmez.
Ömür Gedik:
Biz buraya ne yazsak, iki dakika sonra biri InstaStory’sinde başka bir hamle yapıp olaya yeni bir boyut getirecek zaten.
Son durum değerlendirmesi yerine şunu yazayım... Büyük kızlar bu atışmadan son derece memnun, büyük bir haz alıyor ve zevkle yapıyorlar. Ve baş döndürüyorlar.
Onur Baştürk:
Bu büyük kızların savaşını zevkli buluyorum. Öyle iri iri laflar ediyorlar ki, nereden buluyorlar bu lafları, hangi duygu dünyasıyla üretiyorlar, doğrusu hayranım.
Ama yakında biter bu savaş. Uzun süren savaşlar sıkıcıdır çünkü. Tıpkı Yeşim Salkım’ın Seda Sayan’la barışması gibi, bir bakmışsınız, Gülben Ergen’le Yeşim Salkım da barışmış...
‘Kadınlığa geçiş’ ne demek?
Serenay Sarıkaya bir ödül töreni sonrası, “Fi ile büyüdüm. Öncekiler gençlik dizisiydi. Fi kadınlığa geçiş dönemim oldu. Onunla birlikte olgunlaştım” diye konuştu. Serenay haklı mı yoksa abartmış mı?
Onur Baştürk:
Önceki dizilerini de izlediğim için “Fi” dizisinde Serenay’ın daha olgun bir oyunculuk sergilediğini düşünmüştüm. Demek ki o da aynı şekilde düşünmüş.
Ama bunu “kadınlığa geçiş” olarak yorumlamak pek doğru bir tanımlama olmamış. Belli bir yaştan sonra kadınlık ya da erkekliğe geçiş diye bir şey yoktur. Doğduğumuzdan itibaren öyleyiz aslında. Olgunlaşmayı, deneyim kazanmayı bu şekilde anlatmayı biraz tuhaf buluyorum ben.
Ömür Gedik:
Bence “Fi”nin hem oyunculuğunu hem de özelinde kendisini ne kadar etkilediğini ve geliştirdiğini anlatmak istemiş. Bazı işler insana diğerlerinden daha fazla şey katar. Bu da öyle bir şey sanırım.
Cengiz Semercioğlu:
Telaşa mahal yok, üç yıl sonra oynadığı dizi ya da film için de benzer şeyleri söyleyecek. Ya da o zaman “Fi”yi beğenmeyecektir...
Şu dizlere bu kadar anlam yüklemenin ne alemi var?
Alt tarafı dizi işte. Oynuyorsun, yayınlanıyor, bitip gidiyor. Yok “kadınlığa geçiş” dönemim falan, ne oluyoruz?
Hiçbirimiz durumu abartmayalım lütfen, iş yapıyoruz işte...
Tuba’nın galayakatılmaması doğru mu?
Tuba Büyüküstün, eski eşi Onur Saylak’la evli olduğu dönemde onun yönettiği “Daha” filminde oynamıştı. Filmin galası geçtiğimiz günlerde yapıldı, Büyüküstün geceye katılmadı. Katılmaması doğru muydu sizce?
Ömür Gedik:
Profesyonel bir işte farklı tavır sergilenebilirdi demek kolay. Politik olarak doğrusu katılması olurdu belki. Ama ben katılmamış olmasını da gayet normal karşılıyorum. Katılmış olsa bu durum filmin ve galanın da önüne geçerdi. Bu karmaşayı da engellemiş oldu aslında.
Onur Baştürk:
Evet, Ömür’ün dediği gibi katılsaydı olay büyük bir magazin olayına dönüşecekti. Ama filmin önüne geçmez, aksine filme daha çok ilgi çekerdi. Ben katılması gerektiğini düşünenlerdenim.
Cengiz Semercioğlu:
Evli oldukları dönemde zaten eşine destek vermek için rol almıştı Tuba Büyüküstün “Daha”da. Küçük bir rolü var filmde. Yurtdışındaki ödül törenlerine, festivallere de gitmedi. İstanbul galasına katılmaması da normal.
Ayrıca dediğiniz gibi katılsaydı bir haftadır onları konuşuyor olacaktık. Gereksiz bir gündem çıkacaktı onlar adına. Bence gitmemesi doğru olmuş.
Tam bir şuursuzluk!
Asena Atalay, sosyal medyada Hayko Cepkin’in göz kapağıyla dalga geçen bir paylaşımda bulundu. Sonra da “Makyaj yapıyor sanıyordum, fiziksel özelliğinin öyle olduğunu bilmiyordum” dedi. Sizce Asena samimi mi, yoksa şuursuz mu?
Ömür Gedik: Asena bilmiyordum diyerek bizi mi kandırmaya çalışıyor?
Ne kadar ayıp yaptığı. Sonradan özür dilemiş neyse ki. Hayko’nun “anadan doğma değil sonradan olma kusurlara takılırım” cevabına ise bayıldım.
Onur Baştürk:
Asena’nın yaptığı tam bir şuursuzluk! Hem böyle bir paylaşım yapması hem de kalkıp “Bilmiyordum” demesi. Hiç inandırıcı değil ne yazık ki özrü.
Cengiz Semercioğlu:
İşte Kerimcan gibi bir saygısızlık örneği daha...
Asena bu yaşına gelmiş, insanların kusurlarıyla dalga geçilmeyeceğini, bunun mizah konusu yapılmayacağını öğrenememiş. Kendi ayıbı... Sonra Hayko’yu arayıp özür dilemesi, Hayko’nun ders gibi olayı anlatması işin güzel tarafı sadece.
Arif v 216’da en iyi 5 performans
“Arif v 216” ilk haftasında 2 milyon seyirci sayısını aştı. Filmdeki oyuncular arasında ‘en iyi 5’iniz kimler?
◊ Ömür Gedik:
1. Cem Yılmaz
2. Çağlar Çorumlu
3. Ozan Güven
4. Zafer Algöz
5. Seda Bakan
◊ Onur Baştürk:
1. Çağlar Çorumlu
2. Zafer Algöz
3. Ozan Güven
4. Cem Yılmaz
5. Seda Bakan
◊ Cengiz Semercioğlu: Filmi izlemedim ama Çağlar Çorumlu’nun Zeki Müren rolü sadece “Arif v 216”nın değil son yılların en iyi performansı herhalde. “Zeki Müren hiç bu kadar iyi oynanmamıştı” diyor izleyenler. İkinci olarak da Seda Bakan’ın oyunculuğu konuşuluyor.
Sezen Aksu’nun
paylaşımları
kabare şov gibi
Sezen Aksu, Instagram hesabında yakın çevresindeki insanları, ev ahalisini sıkça paylaşmaya paylaştı. Aksu’nun bu şeffaf paylaşımlarını nasıl buluyorsunuz?
Onur Baştürk:
Bence şahane! “Sezen Aksu kabare şov” izler gibi oluyorum her paylaşımda. Çünkü Sezen’in ev ahalisindeki herkes nev-i şahsına münhasır.
Ama keşke Sezen arada kendini de koysa paylaşımlara.
Ömür Gedik:
Sezen Aksu çok doğal biri. Bunu sosyal medyasına da yansıtınca çok iyi oldu. Takipçilerini evinde ağırladığı misafirler gibi gördüğünü düşünüyorum. Sosyal medya etkileşimleri büyüyerek devam edecek.
Cengiz Semercioğlu:
Sosyal medyanın cazibesine Sezen Aksu da kapıldı. Kanlıca’daki yalı mabet gibiydi.
Şimdi onun salonlarını geziyoruz hep birlikte...
Sezen çevresinin etkisiyle bu kadar şeffaflaştı birden...
Deliha seriye döner mi?
Gupse Özay “Deliha”nın ikinci filmiyle geri döndü. Sizce “Deliha”, “Recep İvedik” gibi seriye dönüşür ve bundan sonra devam eder mi, yoksa bu filmle son mu bulur?
Cengiz Semercioğlu: Popüler sinemada gişe devam ettikçe seri de devam eder. Bakın 2019’da “Recep İvedik 6”yı çekecek Şahan. İlk “Deliha” 1 milyon 600 bin gişe yapmıştı. Bu onun üzerine çıkarsa “Deliha 3” de gelir, 4 de. Tabii Gupse her seferinde kilo alıp vermeyi göze alırsa... Sonuçta sağlık açısından tehlikeli bir şey.
Ömür Gedik: Bence Gupse “Deliha”ya devam etmeyip çok daha farklı işlerle çıkacak karşımıza. Hayatını Deliha olarak devam ettirecek biri gibi durmuyor.
Onur Baştürk: N’olur bir seriye dönüştürmesin bu karakteri! Bana şimdiden fenalık geldi! Yeni bir şeyler bulsun. Yeni tatlar, yeni neşeler.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR